kirmizi baslikli sirin 2. nesil yazar

sosyete meraklısı halam köpeğini bir kaç gün bana bırakmıştı tatil sebebi ile. köpeğin cinsi puddle. belki görmüşsünüzdür diyeceğim ama o kadar küçük ki görmek için dürbün falan kullanmanız gerekiyor. baya küçük yani. kuaförden yeni çıkmış beyaz bir şey. adı prenses. buraya kadar bir şey yokta, gezmeye çıkarttığımda **kendimi acayip derecede gay gibi hissediyorum. * birde köpek beni dinlemiyor. parka gidince hemen arabadan fırlıyor. bende en kalın sesimle çağırıyorum *; "pransasss, çabuk buraya gel oğlum". oğlum falan olduğu yok yahu. bildiğin dişi* köpek. düşünsenize, evdeki halimle çıkmışım, ayağımda şıpıdak terliklerim, atletliyim. ve bir minyatür puddle köpeği şöyle çağırıyorum; "presnsessss, gel kızım gel, hadi yaramaz şey seni" ** *

(bkz: başa gelebilecek en rezil olay)

gerek düşüncenin dibine vurarak gerekse tuttuğum istatistiklerde uzun çalışmalar sonucu elde ettiğim gerçeklik. yani bilimsel verilerle desteklenmiş teori değil aslında teoriyle yasa arası kuram. ya araştırmaya falan da gerek var mı sizce? sezgisel olarak inanın ben kendimi bildim bileli bu gerçeğin farkındayım.

hangi sağlam erkek veya hatun cinsiyetini belli etmeyen bir mahlas kullanır ki. sanal oluşumlar çerçevesinde hoplattığım hatunlardan biliyorum. kendine güveni olan modern hatun queen, lady, miss prenses v.b. takılar bulunan mahlaslarla olaya girer. maça 1-0 önde başlar. ilgi çekmek için çetrefilli mahlaslar alan aklı sıra komiklik yapan hatunlar genelde paçozdur. sanal seksten öteye gidemezler zaten.

erkek olduğunu iddia eden varlık neden direkt malı ortaya koyarak olaya girmez ki sizce? neden gizemli bir havası olsun ister hiç düşündünüz mü? cevabı çok basit. sanal sözlük yazar profilinin %80 inin erkek olduğu tr de elbet iş atan olacağı için. pusudaki bir tarantula düşünün kendisini hatun zanneden yazarın ağına düşmesini anüsündeki ekşimsi sızılarla bekleyen.

daha fazla kanıt sunmaya gerek yok sanırım. mahlasından cinsiyetini çıkaramadığım her yazara ben potansiyel eş cinsel gözüyle bakar araya mesafe koyarım. sizde öyle yapın.

doğu batı sentezinin yumuşak karnı işte bu nokta... kulaklıkla müzik dinleyen erkeğin bilinç altında; her zaman hasır altı edilmiş eş cinsellik arzusu yatıyor... en azından bana öyle geliyor... kaldı ki benim gözlerimi bağlayıp sokağa salsalar; eş cinsel tandanslı insancıkları gürgen kokusu sinmiş kavak ağacını ersimiş dallarından, doğan görünümlü şahini motorunun sesinden tanırsınız ya aynen öyle tanırım.

kimse bana kablolara dolanıp kulak deliklerine bir şeyler sokmayı mantıklı dille açıklamaya kalkmasın. erkek adamın yapacağı iş mi bu yani? yolda yürüken kendi götünü parmaklayan garip garip kafa sallayan efemine oğlancıklar... gündelik hayatta otobüste, dolmuşta, trende karşılaşırsınız, yaya geçidinden geçer gibi umursamaz bir tavırla "giderim var mı?" haykırışlarını kulak arkası edersiniz.

benim kimseyi yermek, aşağılamak gibi bir amacım yok... olanı dile getirip, toplumsal bilinç oluşmasına katkıda bulunmak esas amacım... yazdıklarımda başka bir mesaj da aramayın. mesaj olayı yıllar öncesinden kanıksadığım kadrıyla toplumcu gerçekçi edebiyat eserlerinde olur...

şimdiye kadar yaptıysanız artık vazgeçin... bile bile lades durumu olmasın... gizli eş cinsellik genlerinizi okşayarak ne yapmaya çalışıyosunuz anlamıyorum. dinleyecekseniz delikanlı gibi hoparlörden müzik dinleyin. topitoşlar.

aciz kifayetsiz yüzünde, liseli kızların okkel oynadığı erkeğin, kadınsı içgüdülerle hareket ederek, esas kimliğini ortaya koyması bana bu önermenin doğruluğuna dair çok net argümanlar sundu. önceden hep kuşkuyla bakardım. fakat, geldiğimiz şu noktada, eski sevgili, aşk vb. başlıklara entry giren erkek bir yazarın, gizli eş cinsel olduğunu bir çırpıda söyleyebilirim.

şunu kendimize itiraf edelim en başta. aşırı duygusallık, zayıflık, vesveseli haller hatun kimselere yakışır. yani, eski sevgilisini unutamadığını ilan edercesine zayıflık gösterip, o başlığa yazmak hasbelkader çizginin efemine tarafına kaymaktır. eee sonuçta nasıl ki sağlıklı bir insanın üşüyünce vücudu somantik bir refleksle titreyerek ısıl dengeyi sağlamaya çalışırsa, gizli eş cinsel tutkularını iyice tetikletip mausu, kalavyeyi götüne sokmak istemeyen yazar da tutup, aşk, eski sevgili vb. başlıklara bir şeyler karalayabilir.

"teenhunter" lakabıyla anılan ve sözlüklerde sadece çıtır hatunları hoplatmak için dolaşan bir grup var mesela. bu gruptan tam yetkili biriyle konuştuğumda, o da bu gerçeği açık açık söyledi. yani; bir sözlükteki hatun yazarları tespit etmek için, aşk, eski sevgili vb. ağlak başlıklara dadandıklarını. bu noktada karşılaştıkları sayısı hiç azımsanmayacak erkeklerin, gizli eş cinsel olduğuna dair anekdotları da oldukça çarpıcıydı.

mesela ben de sözlükte her gün bu başlıkları tek tek kontrol ederim. "acaba bugün kim yazmış? acaba kim bu elim hastalığın pençesine düşmüş?" diye. isimlerini de bir bir not eder, erken teşhis, tedavi imkanı varsa, yakın çevresi ile irtibata geçerim. ismi lazım değil başka bir sözlükte. dalyan gibi oğlu bu hastalıktan muzdarip bir teyze, benim erken teşhisim sayesinde oğlu kurtulduğu için, boynuma sarılarak "sen de benim oğlum sayılırsın evladım artık" demişti. o buğulu sahne hayatımda unutamadığım anlar arasında yerini aldı.

kısa ve net. argümanlar çok sağlam. böyle ağlak başlıklara yazan erkek gizli eş cinseldir. böyle durumlarda kişinin yakın çevresi ile irtibata geçerek önlemlerini almalarını sağlayın. ne biliyim klavyeyi, mausu, kalemi, silgiyi, bira şişesini yani, anüsüne sokup hayatını tehlikeye atabileceği ne varsa çevresinden uzaklaştırın. herhangi bir kriz anında ne olacağı hiç belli olmaz.

ne diyelim bu en masum, derecesi en düşük gizli eş cinselliklerden biri... kurban olduğum rabbim daha beterinden saklasın.

erkeğin doğası gereği duyduğu cinsel açlığı bastırma biçimi olarak kabul edilen erotizmin itici olduğunu savunan er bünyenin potansiyel eşcinsel olması ihtimalitesi. tabi bu belirlemeye türk erkeklerinin yüzde 60 ı gizli gay tespitimsisi de etki etmektedir.

gerek yazıları, gerekse takındıkları tutumlarının içlerinde kol gezen gizli eş cinselliği işaret ettiği aşikardır... birde pişkin pişkin urllerini yayınlamazlar mı? bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... yazdığı duygusal blogun urlsinin reklamını yapan erkeğimsi ile bağdat caddesinde "giderim var mı?" diye bağıran topitoşun ne farkı var ki... yakın çekim-geniş açıyla kadrajınızı alırsanız; duygusal mağrurluklarının arkasında her daim dingin bir kahpenin saklı olduğunu görecekseniz.

blog olayı sağlam erkeğin işi değildir... kudretli, irade sahibi erkek duygusal-ağlak yazıları arka arkaya yazamaz. en başta erkeğin doğasına aykırı... yani bana aşırı malakça geliyor. bilmem siz ne düşünürsünüz? esaslı hatun duygusallıktan, karmaşık kelime oyunlarından hoşlanmaz, kesin ve net ifadelerin sert-vurucu-cüretkar bir üslupla dışavurumunun hayranıdır. dolayısıyla muğlak blog yazarlarını takip edenlerin de, histerik oğlanlar olmadığını kimse iddia edemez.

işte olayı çakozladınız sanırsam... sizin de gördüğünüz gibi elimdeki doneler çok sağlam... puzzle misali doneleri yan yana dizdiğim vakit de ortaya tek bir resim çıkıyor; duygusal blog yazan erkekte gizli eş cinsellik vardır... eğer bu işte parmağınız varsa ki sanmıyorum. yapacağınız tek şey; blogunuzu kapatmak, yazılarınızı silmek, kendinizi ve çopur yüzünüzü unutturmaya çalışmak... ancak, belli bir rehabilitasyon süreci sonunda sizleri topluma kazandırmak amacıyla, elimden ne geliyorsa yapmaya hazırım. yeter ki siz yumuşak-kırılgan-duygusal-şefkat kokan anüsünüzü de alıp derhal bloglarınızı kapatın.

lale devri'nden başlayıp, fetret devri'ni de içerisine alan, geniş zaman diliminden günümüze kadar yapılan eş cinsellikle alakalı tespitlerin en sağlamı diyebiliriz. eşinin dostunun yüzüne bakarak çekirdek çitleyen erkek, itiraf etmekten çekinse de, açık açık gizli eş cinseldir.

kiril alfabesine ait bulunan ilk yazılı metinlerde bu ifadenin aynen yer aldığı söylenir. mayalar'ın aniden ortadan kaybolmasındaki sır perdesi erkeklerin çok çekirdek, mısır tüketmesiyle ilintili olarak aralanmaya çalışılır. en son da masaçüses üniversitesi'nin onkoloji kliniğinde yapılan deneyler sonucunda, çekirdek yerken erkek vücudunun pertukonol hormonu salgıladığı, ve bu hormonun eş cinsellikle doğrudan bağlantılı bir geni tetiklediği ortaya çıktı.

çekirdek yiyen hemcinslerimi dikkate almam. hor görüp 1 mol gazın 22.4 litre olduğu n.ş.ada aşağılamaktan kaçınmam. bu tiplerin bir kızı hoplatabildiğini hayal dahi edemiyorum. hangi hatun böyle ufak hesaplar peşinde koşup, ufacık bir çekirdeği yiyebilme pahasına ağzına alıp, çıt sesi çıkartan erkeğe vermek ister ki. rasyonaliteden, realizmden çok uzak. oldukça iç gıcıklatıcı. çekirdeğin sperm tadına en yakın yiyecek olduğunun söylenmesi, tüm çarpık ilişkileri açıklamak adına yeterli bir sebeptir. uzatmanın manası yok. ahh ahh. o anüslerinizin dili olsa da konuşsa, kim bilir neler söylerlerdi neler.

toplu taşıma araçlarında, şehirler arası yolculuklarda cam kenarında seyahat etme arzusundaki erkeğin anüsünde vuku bulup ördek sidiği kokan bakışlarına tezahür eden içine alma isteğine sahip olması... bu önerme şimdiye kadar ortaya konulanların en sağlamlarından belki de en sağlamı. şehirler arası yolculuklarda, toplu taşıma araçlarında cam kenarını tercih eden erkeklerin hepsinin yüzlerinde aynı nahoş ifade. her an gayri ahlaki olayın kahramanı olacaklarmış gibi köşeye sinmiş sinsice anüslerini erekte ediyorlar sanki.

otobüse binen karı-koca düşünün. hangisi cam kenarında oturur? tabii ki de sahiplenme dürtüsü, benim kadınım deyen iç sesi duyan normal erkek, koridor tarafında oturur eşi ise cam kenarında... kadınını koridora oturtup kendi cam kenarına yerleşen bünye ancak ve ancak gizli godoş olabilir. cam kenarı feminem bir yerdir... mesela bazı arabalar kadın arabası, bisikletler kız bisikleti olarak yaftalanıyorsa, cam kenarı da gelişmiş toplumlar arasında kadının mekanı olarak yaftalanmıştır. baktığınız vakit ülkemizde şehirler arası otobüslerde genelde bayan yanına bayan erkek yanına da erkek oturur... hatta bazen bu konuda ufak yollu tartışmalar bile yaşanır...

şimdi hangi sağlam erkek cam ile yanındaki-%90 ihtimalle erkek-yolcu arasında seyahat etmek ister ki... ne o öyle kapatma gibi köşeye sinip, çaresizim korumasızım mesajları vermeler, aidiyet hissi beslemeler... somut bir done daha var bu konuyla alakalı; "yağmur yağıyor seller akıyor arap kızı camdan bakıyor." tekerlemesini duymayanınız yoktur heralde. işte şair neden arap kızına baktırıyor? neden arap erkeği camdan bakmıyor? çünkü olan biteni çaresizce camdan izlemek; ancak kadına, kıza yakışır... cam kenarına oturup yolu izlemek isteyen erkeği pekala bu bağlamda değrlendirebilirz.

güdülerinde gizli eş cinsellik barındırmayan erkek kesinlikle özellikle şehirler arası yolculuklarda cam kenarında seyahat etmek istemez... sizce de öyle değil mi? açık ve net... cam kenarında seyahat eden, etmeye meyli olan erkek gizli eş cinseldir... hele ki birde erkeğim diye ortalıkta dolaşan ibne otobüs içerisinde, "yok bilet alırken ben cam kenarı istemiştim" vb. bir tartışmaya giriyorsa; eş cinselliğin bir üst kademesi olan vurdurmaya meyilli erkek sınıfına layık görülür.

teknoloji harikası ezan okuyan saatimin "hayyalessela hayyalessela hayyalelfelah hayyalelfelah" nidalarıyla yine aynı rüyanın aynı yerinde uyandım bugün de... neden hergün aynı rüya? manası ne olabilirdi. uzun bir süre ellerimi yüzüme kapatarak bunu düşündüm
"antiloplar evet antiloplar aslanları kovalıyor. zavallı aslanlar, şarıl şarıl akan bir derenin kenarında sıkışıp kalıyor. aniden bir fare peyda oluyor. ecüş bücüş birşey. farede keser sapı gibi mal var. aslanlara sizi bi şartla karşıya geçirirm diyor hepiniz bi kere vereceksiniz. çaresizlik içerisindeki aslanlar, melül melül bakarak tek sıra halinde diziliyorlar... tam bu anda film kopuyor, birden telvizyonda en çok hangi programı izlersiniz sorusuna "belgesel" cevabını veren oğlanlara geçiyor. sanki yanlış montaj..

işte böyle anlamsız uyandım bugün de... akşamdan kalma fransız usulu portakallı öredeği ısıttım. şalgam suyuyla sağlam bir kahvaltı yaptım. sonra helal diş macunumla dişlerimi fırçaladım elimi çeneme koyup tekrardan düşünmeye başladım. bu rüya bir işaret olmalıydı. aslında fazla düşünmeye de gerek yoktu. ortaokulda, lisede okuduğumuz okuma parçalarında ana fikir yazının hep sonunda olurdu. yani uyanık talebenin parçanın tamamını okumak gibi zorunluluğu yoktu. son paragraf her şeyi özetliyordu. diğerleri laf kalabalığından başka birşey değil. benim rüyamın ana fikri de bu olmalıydı. en sonda gördüğüm " tvde ne tür programları izlersiniz." sorusuna "belgesel" yanıtını veren içten pazarlıklı oğlancıklar. rüyanın ilk bölümü olayın gizli eş cinsellikle bağlantısına işaret ediyordu.

eş cinsel tandanslı kesimin en bariz ortak özelliklerinden birisidir bu belgesel olayı. aklı selim sahibi kimseler, kendisi sevişmek yerine hayvanların çiftleşmesini izler mi ya? merakmış... daha insanları çözemeden hayvanları mı çözeceksiniz? tamamen kendinizi kandırıyorsunuz sizin merakınız "erk", "güç", "kudret" aslında sokağa çıkıp "giderim var mı?" diye bağıramadığınızdan, gizli eş cinselliğinizi belgesel izleyerek bastırmaya çalışıyorsunuz bana kalırsa.

suyla haşır neşir olduktan sonra, havluyla veya bornozla evin içerisinde dolaşmak maskulen erkeğin kalkışmayacağı bir davranıştır... içerisinde anti-rol model barındıran bir önermedir. bahsi geçen erkeğin ket vurduğu gizli eş cinsel dürtüler öyle böyle değil epey yüksek raddededir... göğüs uçlarını nemli bırakıp ergenliğe yeni adım atmış kız çocuğu gibi evin içerisinde gögüs ilerde popo dışarda dolaşmak size de garip gelmiyor mu?

en başta erkeğin doğasına aykırı... sağlam erkek banyodan sonra direkt kurulanır giyinme işini geciktirmez. neden geciktirsin ki... hayır hiçbir mantıklı nedeni yok. saatlerce esrimek-gerinmek taşaklarla oynamak, ayna karşısında tüm vücudunu incelemek... resmen evin içinde birisi gizlice girse de, sağlamına sitse mesajı veriyorsunuz.

önümüzdeki en somut örnek; lut kavmi... banyodan sonra günlerce havluyla veya dal-taşak evlerde, işi daha ileriye götürüp meydanlarda, cemaatin içinde dolaşırlardı aynı sizin gibi. işte bu kavim kuran'da belirtildiğine göre, o güne kadar dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığı, eş cinselliği uyguluyordu. hz. lut, onlara bu sapıklıktan vazgeçmelerini söylediğinde ve onlara allah'ın ilahi tebliğini getirdiğinde onu yalanladılar, peygamberliğini inkar ettiler ve sapıklıklarına devam ettiler. bunun sonucunda da kavim, korkunç bir felaketle helak edildi.

"lut (kavmi) de, gönderilen (elçi)leri yalanladı. hani onlara kardeşleri lut: "sakınmaz mısınız?" demişti. "gerçek şu ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. allah'tan korkup-sakının ve bana itaat edin. buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum; ücretim yalnızca alemlerin rabbine aittir. siz insanlardan (cinsel arzuyla) erkeklere mi gidiyorsunuz? rabbinizin sizler için yaratmış bulunduğu eşlerinizi bırakıyorsunuz. hayır, siz sınırı çiğneyen bir kavimsiniz." dediler ki: "ey lut, eğer (bu söylediklerine) bir son vermeyecek olursan, gerçekten (burdan) sürülüp çıkarılanlardan olacaksın." dedi ki: "gerçekten ben, sizin bu yaptığınıza öfke ile karşı olanlardanım." (şuara suresi, 160-168)"

gözlem, örnekleme metodu, birbirini doğrulayan argümanlar, destekleyici donelere rağmen aksini iddia etmek şüphesiz ki sapkınlığa ortak olmaya, yardım ve yataklık etmeye delalettir. kimse "eş cinseller de insan, tercih meselesi, saygı duymak lazım" vs. şeklinde yaklaşmasın olaya... son zamanlarda ermeni diasporası ile eş cinsel tandanslı kesimin yürüttüğü birtakım lobi faaliyetleri çerçevesinde, eş cinsellik halka olağan bir durum gibi dikta edilmeye çalışılıyor. oyuna gelmeyin. tanrının lanetlediği insanları aşağılayıp gerekirse, ilişkinizi kesin.

niye koyar erkek avatarına resmini? diğer erkeklerin ilgisi için. işte bu sebepledir ki avatarına resmini koyan erkekte gizli eşcinsellik vardır. *

atatürk'ün şu sözü bu kurumun kurulma sebebini açıklar;
"ülkesini, yüksek istikbalini korumasını bilen türk milleti dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır."

karışık bir durum!

türk dil kurumu sözlüğünden, bakın nerelere yolculuk yaptırıyor bu yasa sizi:

1. aşama:

bayanların elbise dolabı yasası
bk. elbise dolabı kuramı

bsts / iktisat terimleri sözlüğü 2004

2. aşama:

elbise dolabı kuramı
bk. kiler kuramı

bsts / iktisat terimleri sözlüğü 2004

3. aşama:

kiler kuramı ing. wardrobe theory
uluslararası likiditenin dünyadaki ticaret ve mali akımlar oranında artması gerekirken, merkez bankalarının her zaman daha fazla rezerv tutmayı istemeleri nedeniyle eniyileme optimizasyon koşullarına bağlı kalmamalarını ifade eden ve fritz machlup tarafından geliştirilen kuram.

bsts / iktisat terimleri sözlüğü 2004

ve son aşama:

bkz: tövbe estağfirullah

bazı çiftler için "seks" sözcüğü olumsuz ya da acı veren izlenimler yaratabilir. eğer bu sözcüğü kullanmak rahatsız eden çiftlerdenseniz bunun yerine şifreleyebileceğiniz sözcüklerle daha kolaylaşacaktır.