30 metre uzaklıktaki süpermarkete bile son model cipiyle giden fodul herifle bir kıyaslamadır.
evet asildir.
çalışmaktan çatlamış ellerinden öpülmelidir.
biri cipiyle gider markete, biri sefer tasıyla gider ekmeğine..
entry'ler (16)
-
iş yerine sefer tasıyla giden asil emekçi
-
kadını seksi yapan unsurlar
yolda giderken bir kadına, çekici veya seksi dememizi sağlayan ufak ayrıntılardır.
-
ekmek yerine etimek yiyen türk kadını
bu kadınlar kendilerini diyette sanarlar. sabah akşam etimek yerler. etimek ile tatlılar yaparlar. adını etimek tatlısı koyarlar falan feşmekan. sonuçta ortada herhangi bir kilo kaybı olmaz. aksine eskisinden daha fazla kilo alanlar görülmüştür.
-
aldatan erkeği affetmek
"erkektir yapar, erkeğin elinin kiridir" diye her konuya yaklaşan insanların aldatmayı mübah hale getirme çabalarının son raddesidir. "ne olacak canım affet gitsin" diye bir ses yükselir çevreden.
(bkz: aldatan kadını affetmek) -
aldatan kadını affetmek
uzun yıllar öncesinde ve pek tabii şimdisinde olan bir durum varmış.
erkek aldatır, kadın affedirmiş.
ne var ki kadın aldatsa, erkek affetse bu hikayeye masal olurmuş.
ama sonu tatlı biten, kerevetine çıkılanlardan değilmiş.
ancak ve ancak çocuklara okutulur cinsten bulunmadığı içinde, çeşitli yayın örgütleri ve yayımcı kuruluşları basımını yapmaz, topluma da asla dağıtmazmış.
ahlak denilen mefhumu öyle bir surlarla çevirirlermiş ki; anlatılan her bir masalın kahramanı hep erkekler olurmuş. kadınlar ise hep beri taraftaki yan figüranlar, ikinci karekterler olurmuş.
kazara bağışalanan kadın da olursa, yedi cihana göğüs gerile gerile anlatılır, aldatma ünvanını alamasa bile, kahraman ünvanını alırmış erkek!
----
bu, kadına dünya bağışlamak değildir ve pek tabii kadını dünyaya bağışlamakta!
bu, bir namus meselesi değildir ve pek tabii namus bunun içinde de saklı değil!
bu, erkek hegemonyasının yazık ki oluşturulan toplum bilincidir.
bu, insan ırkının, renginin, dilinin, kimliğinin vs yanı sıra, cinsiyetinin de sınıf ayrımcılığıdır.
----
masalımızda bu demde hep son bulurmuş. -
yıldız tilbe
hayatımı şarkılarında anlattığını düşündüğüm şarkıcı.
-
genç düşmanı orta yaşlı insan
otobüslerde karşılaşılmayası tiplerdir. mutlaka gelir başında dikilir.bunu rahatsız edici bakışlar sanki kalkta ben oturayım diyen hareketler izler. hele bide akranlarından ayakta duran birini bulduysa vay halinize. şimdiki gençlik şöyle böyle..
-
içki içmediği halde mezeyi sömüren insan
bu insanlar içki masasının tüm mezelere eşit mesafede olan en stratejik yerine çöreklenirler.. sessiz sedasız oturup, masadaki diğer elemanların devam eden geyiğini harlarken, bir yandan da adeta bir makineli tüfek hızıyla tüm mezeleri sömürürler.. sonra hesap faslına gelindiğinde sadece içtiği kolanın parasını öder..
-
bunu yapan insan olamaz
insanlık dışı eylemlere söylenen söz.
-
yaşlı olduğu halde bunu kabullenmeyen insan
bunları çevrimizde görmek çok mümkündür. adam gelmiştir 50'sine yada gelmiştir 24'üne * kabullenmez. kendini benle bir tutar ruhum genç gibi söylemlerde bulunur.tecrübe konuşuyor der tabi birde kendinden küçüklere tıfıl der ama ne olursa olsun yaşlıdır işte.
-
eski sevgiliyi gizli arayıp sesini dinlemek
ayrılık acısının doruk noktasına ulaştığı günlerde eski sevgiliye duyulan özlemin yüksek dozajda olmasının ardından ortaya çıkan, engel olunamayan, ardından pişmanlık getirip kontör götüren garip eylem. **
-
fokurfokur
yenilen yüzüyle karşımızda olan sözlük.
çok sevdim. çok hoş. -
anahtarı olduğu halde zile basan insan
başkasına eziyet vermekten hoşlanan gereksiz zevat.
bu insanlar akşam geç saatte eve gelmelerine rağmen içerdekilerin uyumuş oldukları ihtimalini göz ardı ederek, ekranlarımızda sıkça karşılaştığımız abidik kubidik yarışmalardan birine katılmışcasına kapı zilini aşındırır dururlar. bre insan evladı zaten anahtarın var, ne diye zili öttürüp milleti rahatsız edersen. senin hakkın kapının iç tarafında kalan sürgüyü çekip dışarda ağaç olmanı beklemek değil midir?
ama gelin biz olayın başka bir tarafından bakalım. bazı sanatsever mümin kardeşlerimizin dediği gibi olaya perspektif katalım. öyle bir insan düşünün ki, üniversiteyi kazandığı yıldan itibaren aile evinden uzak, anne şefkatinden uzak kendi başına tuttuğu evde yaşamını idame ettirmeye çalışan biri. akşam olup, eve dönme saati geldiğinde evde kendisini bekleyen sadece yalnızlık. soğuk gecelerde evin kapısına dayandığında cebinden çıkardığı anahtarın soğukluğunu iliklerinde hisseden biri. aslında hissettiği anahtarın soğukluğu değildir. içerde kimsenin olmadığını, eve girdiğinde sohbet edecek, yüzüne bakıp mutlu olacacağı kimsenin olmamasını bilmesidir. yatağına yattıktan sonra kimsenin aman üstü açılmıştır diyemeyeceğini, dese bile diyenlerin uzaklarda olduğunu bilmesidir.
evet işte bu yukardakiler yüzünden evin kapısını anahtarla açmak hep zoruma gitmiştir. işten eve dönerken içerde beni bekleyen birilerinin olması ne çok rahatlatırdı beni. aradığım hazır yemek falan değil sadece ve sadece eve geldiğimde içerde birilerinin olmasını bilmek, beni beklediklerini bilmek, bir iki lafın belini kırarak işin, günlük iş hayatının getirdiği stresi unutulmak.
evet, yukarda tanımı yazmıştım. bana uyar mı dersiniz bilmem ama, yılın sadece sınırlı günlerinde eve gittiğimde ve cebimde anahtarım olmasına rağmen kapı ziline basar içerden birinin kapı açmasını beklerim. bazı zamanlar kapıyı açana annemin "anahtarın yok mu?" sorusuna verdiğim cevap olan bakış ve gülümseme beni o kadar mutlu ediyor ki anlatamam.
diyeceğim odur ki, ya evinizin kapısının kilidini sökün ki anahtarla açmayasınız ya da içerde siz zile basınca kapıyı açabilecek olanların kıymetini biliniz. varsın size gereksiz desinler. -
aç olduğu halde yemek yapmayan tip
özellikle erkeklerde görülebilecek bir durumdur. bir adet üşengeç erkek, aç bir mide, evde yemek yapacak bir kişi olmaması durumunda gerçekleşir. üşengeçlik had safhada olduğundan mıdır nedir, midesi sırtına yapışmış olsa da yemek yapmaya üşenir. soğuk tosta bile razı olur insan.
-
oyuna girince her topun peşinden koşan futbolcu
rakip takımın bir süre ortada sıçan oynamasını sağlayan futbolcu. bu oyuncu genelde yenilen takımdadır. oyuna girmeden önce fatih terim gibi bir hoca sağlam gaz vermiş olacak ki salak gibi oraya buraya koşardurur. tamam oyuna yeni girdin, kondisyonun yüksek ama takım olarak basmadıktan sonra ne diye kendini bu kadar hırpalıyorsun? önce bi' sakinleş, maçta ne olup bittiğini anla. belli ki rakip takım ayağında iyi top tutuyor. madem topu kapamayacaksın hiç olmazsa adamlar "ortada" oynamasın.