uzun yıllar öncesinde ve pek tabii şimdisinde olan bir durum varmış.
erkek aldatır, kadın affedirmiş.
ne var ki kadın aldatsa, erkek affetse bu hikayeye masal olurmuş.
ama sonu tatlı biten, kerevetine çıkılanlardan değilmiş.
ancak ve ancak çocuklara okutulur cinsten bulunmadığı içinde, çeşitli yayın örgütleri ve yayımcı kuruluşları basımını yapmaz, topluma da asla dağıtmazmış.
ahlak denilen mefhumu öyle bir surlarla çevirirlermiş ki; anlatılan her bir masalın kahramanı hep erkekler olurmuş. kadınlar ise hep beri taraftaki yan figüranlar, ikinci karekterler olurmuş.
kazara bağışalanan kadın da olursa, yedi cihana göğüs gerile gerile anlatılır, aldatma ünvanını alamasa bile, kahraman ünvanını alırmış erkek!
----
bu, kadına dünya bağışlamak değildir ve pek tabii kadını dünyaya bağışlamakta!
bu, bir namus meselesi değildir ve pek tabii namus bunun içinde de saklı değil!
bu, erkek hegemonyasının yazık ki oluşturulan toplum bilincidir.
bu, insan ırkının, renginin, dilinin, kimliğinin vs yanı sıra, cinsiyetinin de sınıf ayrımcılığıdır.
----
masalımızda bu demde hep son bulurmuş.
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara