cep telefonunun serbest olduğunu düşününce, "isabet olmuş" denilesi karardır.
-aşkım napıyorsun?
+hiç nöbet tutuyorum, sen?
~asker!
+canım komutan geldi. döncem ben sana.
-of aşkım hep böyle yapıyorsun ya.
garip duruyor tabii.
entry'ler (49) - sayfa 4
-
askerde cep telefonunun yasak olması
-
çok güzel arkadaşı olan şişman kız
ola ki bir gün bir yerden kamera geçer elime, ola ki o kamerayla bir film çekerim, aha o filmde drama unsuru olarak bu kızı kullanırım ben. sinemaları sel basmazsa ben kırarım o kamerayı aga! bardaktan boşanırcasına yağar gözyaşları sinema salonlarına, karla karışık yağar hüzün. emre aydın sözü de kullandım ya, iyice ayağa düştük.. hadi bakalım.
bu kız, öyle bir kızdır ki, dünyanın yükünü geniş omuzlarına yüklemiş, feleğin çemberinden şişman olduğu için geçememiş, hayatını istediği gibi yaşayamamıştır. suçlu o mu peki? yoo dostum yoo. kaderin bir oyunu bu. kader aldı getirdi yağları yerleştirdi çünkü vücuduna. basbaya onun suçu lan işte. bir oturuşta iki keçi yersen olacağı bu işte. (filmimde böyle bir tepkiyi de kullanırsam kızın ağlatabilitesi katlanır)
görüyorum ben böyle kızlar sağda solda.. yanlarında güzel güzel arkadaşlar, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor, gülüyorlar, eğleniyorlar.. sonra bir bakıyorsun güzel kız pır uçuvermiş. erkek arkadaşına gitmiş.
bu kız kalakalır olduğu yerde. başka arkadaşı da yoktur genelde, öylece mahsun mahsun, özcan özcan, nihat nihat izler etrafı. arkadaşının etrafında pervane olan çakalları izler, hüzünlenir. bütün erkekler arkadaşını sormaya gelir ona.
- naber esra?
+ aa merhaba nazif. nasılsın? nasıl geçti sınavın? saçların da çok güzel olmuş. dişlerin de beyaz. g.tün de güzelmiş.
- hehe, sağol yaa.. şey soracam, dilek'i gördün mü bugün? nerde o?
boyun aşağıya düşer, hıçkırıklar boğaza düğümlenir.. gözlerinde damla damla yaşlar parlamaya başlar, dudaklar titrek,
- evdeydi...
denir..
allahım şu manzaraya bakar mısın? töbe töbe, allam sen affet. ben kimim ki sana yol gösteriyorum. töbe töbe allam.
arkadaşım şu manzaraya bakar mısın? bu kızın dramı hangi insanı duygulandırmaz?
çok üzülüyorum ben böyle kızlara.. vallaha.
karşılıksız sevgiye o kadar muhtaçlar ki.. çakal erkeklerden o kadar bıkmışlar ki..
bu film bitince de komedi filmi çekecem. bu kız bir süre sonra feminist olup savaş açıyor erkeklere. çok komik oluyor o zaman. o filmi de çekecem, dur hele.. -
ses tonu güzel olan kadınların çirkin olması
tanımadığınız ve genelde telefonda muhattap olduğunuz kadınların ses tonlarının sizi etkilemesi ve buna müteakip iş yüz yüze görüşmeye geldiğinde kadının fiziksel olarak sizi etkilememesi. birçok kez iş görüşmeleri için kendisini görmeden konuştuğum ve ses tonuna bittiğim kadınların iş yüz yüze konuşma olayına gelindiğinde cortlaması gibi.
-
annesi aramadan kalkamayan öğrenci
elin memleketlerine üniversite okumaya gitmiş, sorumsuzluğunu yüzsüzce ebeveynlerine kabul ettirmiş öğrenci kastıdır. bu tip öğrenciler sabahlara kadar pes oynarlar, entry bile girmeden sözlüklerde takılırlar boş boş ya da mesene'de karı kızla/heriflerle sohbet ederler, sonra bir de utanmadan yıllardır işe gitmek için sabah erkenden kalkan anne-baba tarafından uyandırılmayı beklerler.
-olm ne dingil herifsin ya, alarm aynı işi görmüyor mu?
+öyle deme lan, o ses beni motive ediyo...
nasıl edebilir? daha çok uykuya sevk eder, yavşaklaştırır. annenin kadife sesidir o günü aydınlatan. o yüzden en iyisi sabahlayıp, telefonda yeni uyanmış gibi yapıp sonra yarasa uykusuna dalmaktır.
-oğluşum, hadi kalk yavrum hadi, babanın da selamı var bak.
+babam mı? niye söyledin ki şimdi bunu, ne alaka sabah sabah yaa? kalktım ben hadi... *
not: bu ben değilim.