nikini vermek istemeyen izleyici 2. nesil yazar

icraat kısmında şahin k'nın aktif rol alması halinde tadından yenmeyecek fiiliyat.
geri zekalı mısınız lan siz? takıyosunuz bu gözlükleri ondan sonra yok yaralı yürek, yok hayatın yükü binmiş omzuma, yok götümü sikiyerler, yok suratıma sıçıyerler, yok kıl, yok yün bir sürü fakir edebiyatı yapıyosunuz. hayatı kara bir pencereden izlersen tabi kararır için, tabi çürür ciğerin. çık hava al az. o gözlüğü de çıkar.

şimdi abi hani bazı insanlar var, kapkara odanın ortasında güneş gözlüğüyle fotoğraf falan çekiliyor. sonra bunları çeşitli yerlerde paylaşıyor. bu olayın kökü matrix'e dayanıyor kanaatimce. neo'yu siyah gözlüklerle gören bir takım aklı evvel suratlarına kapkara gözlük geçirdikleri zaman harika görünecekleri sanrısına kapıldılar.
ama bu eşyanın kullanım alanı da bellidir. sanmıyorum ki güneş gözlüğünü icat eden adam 'bunu üretelim de neo taksın, sonra gençler buna özenip karizma yapsın' demiş olsun. nedir? güneş vardır, gözlerin rahatsız olur, takarsın.
ama sen dört duvarla çevrili yerde güneş gözlüğü takıyorsun birader. ayıptır bu yaptığın. ne demiş atalarımız? 'her kör satıcının bir topal alıcısı vardır.' yani demek istemiş ki; bu yaptığın görme engelli kardeşlerimize hakarettir. terbiyesiz demiş sana.

sikmek fiili biraz ağır oldu ama olsun, önemli değil. seks bir spordur en nihayetinde. öldürmek desem bu kadar rahatsız etmezdi di mi? ya olm can almak mıdır suç olan, zevkin doruklarına çıkmak mı? bunun hesabını yapamıyorsan yaşama öl sen bence. bu nedenle sikmekten, sokmaktan çekinmeyin. sikmek faydalı bir iştir.

gelelim kapalı alanda gözlük takan kardeşlerimize. bunların olayı şu abi; hepsi rapçidir, hepsi hayata küskündür, hepsinin ilgiye, şefkate ihtiyacı vardır.
yok mudur? bence vardır..

fiziksel gerekliliklerden ötürü güneş gözlüğü takmak durumunda olan kardeşlerimin başımın üzerinde yeri var, dilim uzanmaz onlara.
ama bu ibneler fotoğraf çekilmesin bee.. kabil habil'i güneş gözlüğü taktığı için öldürdü bence..

muhtemelen bayan kasiyerdir. veya prezervatif alan genç 18 yaş altındadır. her ne kadar ülkemiz bu konuları aşamamış olsa da prezervatif cüzdanda durmak zorunda. *

öncelikle, bu hikayedeki mal benim. dur bi sn, bu hikayede mal yok.

şimdi abi benim peder bey geçimini eczacılıkla sağlıyor, 4 boğaza bakıyor bu şekilde. ben de henüz yoldan çıkmamışken yaz tatillerinde yanında çalışmak zorunda kalmıştım. (herhangi bir ilacın prospektüsünü ezbere söyleyebilirim. yan etkiler, komplikasyonlar falan.. kafanıza takılan bir şey olursa gelin.) her yaz sabahın köründe otururdum tezgahın arkasına, ilaç satardım. hava kararanda, bir takım çakallar, dilkiler şehre inerdi, alışverişe gelirdi.

prezervatif olsun, viagra olsun, geciktirici sprey olsun bunların hepsi akşam vakitleri satılır. bunları almaya gelen adamlar da hep at hırsızı gibi tipler olur. muhtemelen yol kenarından karı ayıklayacak olanları bir bakışta tanırdım, adamına göre muamele yapardım.
bazı kompleks sahibi kolpalar 'xl' isteyince atardı benim şafak.

- kafana mı geçireceksin abi sen bunu?

deyu sorup küfür yemişliğim falan da var. xl ne lan? it. ertesi gün geliyor, bu olmadı başka ver diyor. ben bunlara bakarım olm ters ters. içimden küfür de ederim.. akıllı olsunlar.

sonra lise bebesi tüysüz ibneler gelip sırf laf olsun deyu musallat olur. bunlara da kızarım ben. babam yüzlerine güler, ee esnaf adam yüze gülecek tabii, ama ben kızarım arkadaş. o aldığı prezervatif 6 yıl cüzdanda gezecek, mundar olacak.. israf haram lan. bunlardan gelecek paranın da allah belasını versin.

parlarım ben böyle arada.. zati yaşım ilerledikçe peder de sıkılmaya başladı. müşterilerin ayağını kesiyormuşum dükkandan. keserim olm ben. gelmesin puşt. torba bağlasın.

genellikle yakalandıkları zaman yüzleri kızarmaz.

+ niye aldınız bu kremi? bir de çok asil duruyorsunuz. paranız mı yok?
- ne münasebet...param var benim. ama bu bende bir hastalık. çalmazsam yaşayamam.
+ delimisin sen teyze. ayıp,günah değil mi? ne demek hastalık?
- nerden teyzen oluyorum ben senin. münasebetsiz.

diye saçma bir diyalog bile yaşabilirsiniz. bu tipler sucukları kürkün altına, kremleri cebine indirirken tester ları da denemeden edemezler. var böyleleri. ister inanın ister inanmayın.

sabah sabah çekilmeyen olay. allah muhafaza yanlışlıkla falan tv yi o kanalda açık bırakırsınız o günü unutun yani. ör: ben kendim bizzat cedric.

sabahın köründe * üşenmeden kalkıp, sonra da bilgisayarı açıp, üstüne bir de sözlüğe girip bir şeyler karalamaktır.
yapılması gereken bir davranıştır. bu eylemde bulunanlar ayakta alkışlanmalıdır. *

sabahın köründe fokurdamak eyleminin * sabah sabah seda sayan programına uyarlanmış ismi.

vecize, meal ve tariflerle dolu yazılı hale gelememiş şey diyelim şimdilik. adı lazım olmayan admin görülür. üstelik mekan olarak kendi eviniz seçilmiştir. tanımadığınız bir adam buna sarkar. sonra içerde anneniz uyurken sesli sesli konuşur. sizde kızarsınız ve bi sktr git i çekersiniz oracıkta. ondan sonra da metal beyzbol sopası ile kovalarsınız. bunun tabiri ise sadece admin tarafından yapılır.
bu yazı örnek teşkil eder. ama gerçekten görülmüş bir rüyadır... tabiride bana kalsın diyorum. merak eden varsa sorsun belki söylerim canlarım...

yönetim kademesindeki herkesin administrator kademesinde olmasından dolayı moderatör sıfatında kimsenin bulunmaması hedesidir.

ilk gördüğümde, "nelere kadir olmuş lan bu chp, sedat genel başkan, muzsuzluk da genel sekreter falan mı oldu acaba lan " dediğim ilginç bir başlıktı. mustafa özdal adlı bir yazarın, bursa hakimiyet gazetesinde yayınlanan bir yazıdır. *

fokur fokur' un kurucusu güzel el. kapris çeker, sabır kumkuması, ilgi delisi her şey.

sözlükteki müslümanların din işlerine bakan, fetva verebilen, sorularına cevap bulan makam.

fokurdaklardaki dini bilgi yoksunluğunun giderilmesi için oluşturulmuş kurumdur.
her cuma da hutbeleriyle siz fokurcanlara öğütler verecektir.

kapalı kapılar ardında duyduğum, sedat önderliğinde yayınlanan manifesto.

"sevgili mümin kardeşlerim,

islama karşı tanzim edilen planlı projeli ve hatta eşi benzeri olmayan ittifak örneği sergileyen siyonist ve ateist yazarların saldırılarını konsept dahilinde bertaraf etmek için iman sahibi her müslümanı mukaddes davamızda görmek isteriz. bir grup kendini bilmez gayri müslim ve onların yardakçıları, tarih boyunca süregelen islamı karalama kampanyasına hız vermiş, şeytan ayetleri ve sahih olmayan hadisler üzerinden kutsal efendimiz hz muhammed'e saldırmaya başlamışlardır.

benzer saldırılar daha önce de ekşi sözlük adlı şer yuvasında denenmiş, ve fakat allah yolunda cihad ilan eden mücahit kardeşlerimizin üstün national missile defence sistemi sayesinde kolayca savuşturulmuş, kafirlere unutamayacakları ağır bir darbe vurularak söz konusu oluşum fethedilmiştir.

buradan, allah aşkıyla yanıp tutuşan tüm müslüman alemine seslenmek istiyorum: "camiler kışla minareler süngü kubbeler miğfer savcılar askerimizdir. ilk hedefiniz fokur fokur dur ileri!"

fokur fokur'da kendini bozdu be hacı, bi daaa gelmem.

sedat söyleme dediydi ama artık dayanamayacağım. evet "fokur s10.2"den itibaren sözlüğe böyle bir uygulama gelecek. zaten o zamana kadar piyasada fare ve klavye kalmayacağını tahmin ediyoruz. hatta geçenlerde bill gates de aynı şeyi söyledi, "klavye tarihe karışacak" dedi. yalnız hemen sazanlamayın, sanal klavye olacak tabii ki. yoksa nasıl entry gireceğiz lan? sadece düşünerek entry girme olayını "fokur s16"dan önce beklemeyin. her şey sırayla...

not: pandik atarak oturum açsak sözlük formatına daha uygun olurdu sanki.

insana huzur veren ve dinlenme sırasında fonda çalabilecek sözsüz müziklerdir.

müzik işine giriyorum birader.
cnmniçi diye bir grup kuracam, heavy metal yapacam. ya da vazgeçtim, senfonik metal yapacam. grupta aktif olarak rol almayı düşünmüyorum, bu bahsettiğim kızları kullanacam.

arkadaş, bir insanın parmakları bu kadar mı hızlı hareket eder lan? takır tukur bir mesajlar yazıyor, inanamazsın. işte verecem bunların eline bas gitarı, öttürsünler. birine de piyano, org, korg türü şeyler verdim mi, tamamdır. çalar çünkü, ben inanıyorum.
lan parmakların tuşlara doğru iniş kalkışını takip edemiyorum yemir ederim. (allah çarpmasın diye önlem alıyorum) otobüslerde falan çok görüyorum böyle kızlar, liseli mi liseli, çıtır mı çıtır, şirin mi şirin kızlar. (buna alacak önlemim yok, çarpıldım say)
arka beşliye geçiyorlar böyle, erkek arkadaşları olacak denyolar bunlara mesajlar gönderiyor, bunlar durur mu? bunlar da gönderiyor. telefon mu en hızlı iletişim aracı? telefon..
nah telefon. en hızlı iletişim aracı iletişimi sağlayan bireylere göre değişkenlik gösterir olm.
mektup mesela, mektup çok yavaş diyosun ama bir mektubu gönderdiğin adam aldığı gibi cevap yazıyorsa, süreç hızlanır.
msn'yi hızlı sanıyorsun ama benim görev çubuğunda 2 aydır mehmet diye birinden gelmiş iletinin turuncu ışığı yanıp sönüyor. bırak yansın, mehmet kim olm? mehmetle mi konuşacam bu yaştan sonra? demek ki msn de sandığın kadar hızlı değil.
telefon?

- alo
+ alo
- aloo
+ alooo
- siz kimsiniz?
+ size kim lazım?
- hazırlanmadığım yerden sordunuz
+ neye hazırlandınız?
- nitelikli bir sevişmeye hayır demem.. ihih

bu iletişim değil ki.. bırak telefonu, yüzyüze konuşsalar da iletişim değil bu.
amaa, iletişimin kralı bizde. bu kızlar.

11:21:46- ekrem says: nbrr?
11:21:48- mügan says: ii sndn?
11:21:57- ekrem says: iiii
11:21:59- müjgan says: allh iilik vrsin
11:22:20- ekrem says: sğl :)
11:22:03- müjgan says: n dmk ;)) (o kadar gazlı ki, adam yazmadan ne yazacağını bilmiş, üstüne bir de de cevap yazmış hayvanın kızı)

bunların hepsini telefonla yapıyor ha.. bildiğin cep telefonu. abc, def, ghi, jkl, mno, pqrst, tuv, wxyz falan var üzerinde.. nasıl yapıyor bilmiyorum ama yapıyor yani. ben hala ğ'yi * karakterleri arasında arıyorum anasını satayım..

hasılı birader, müzik işine girecem dedim ya, aha bunlarla girecem bu işe. o büyülü parmaklardaki yeteneğin telefon tuş takımlarına akmasına seyirci kalamayacak kadar merhametli bir adamım. ayrıca paraya ihtiyacım var. dünyanın en tempolu müziğini vaadediyorum size.

ya da vazgeçtim, masaj salonu açayım..
oha maç başlamış.