nickini sivazlayan 2. nesil yazar

scarface'in en etkili sahnelerinden biridir. kahramanımız tony montana bardan çıkarken etrafına toplananlara nutuk çekmektedir.

"what do you looking at? you're all a bunch of fucking assholes. you know why? 'cause you don't have the guts to be what you wanna be. you need people like me. you need people like me so you can point your fucking fingers, and say "that's the bad guy." so, what that make you? good? you're not good; you just know how to hide. how do lie. me, i don't have that problem. me, i always tell the truth--even when i lie. so say goodnight to the bad guy. come on; the last time you gonna see a bad guy like this, let me tell you. come on, make way for the bad guy. there's a bad guy comin' through; you better get out to his way!"

1982 abd yapımı film. komünizm anti-propagandası yapmışlar tabi bol bol.filmde tony montana adlı kübalı rejim muhalifi serseri kişilik abd'ye iltica eder.çalışma ve oturma izni alır.önce beraber geldikleri arkadaşı hemşerisiyle bir büfede çalışmaya başlarlar.burası onları sarmayınca pis işlere bulaşmaya karar verirler.yaptıkları ilk iş ile de ünlü bir eroin kaçakçısı - para babasının gözüne girmeyi başarırlar. tony ve arkadaşı kapağı bu adamın yanına atar.bu arada tony adamın metresine aşık olur filan... filmin ilerleyen bölümlerinde tony bu kadınla evleniyor.tabi bu arada çok zengin olmuştur bunu patronuna hile yaparak onu piyasadan silerek başarmıştır.en sonunda ise sürekli daha fazlasını isteyen tony'nin önüne engeller çıkıyor,bunalıma giriyor,sosyetik yaşam tarzı biraz zorluyor bi de elemanı..birlikte iş yaptıkları kolombiyalı babanın adamları tarafından köşkünde öldürülüyor. *

"hepiniz koca bir pisliksiniz. neden biliyor musunuz? çünkü hiç birinizin ne olmak istediğinize dönük bir iç güdünüz bile yok. benim gibi insanlara ihtiyacınız var, benim gibi insanlar gerekli. ben olmadan bir hiçsiniz. böylece parmağınızı uzatıp, hey! işte kötü adam! diyeceksiniz. peki bu sizi ne yapıyor he? iyi adam mı. siz iyi değilsiniz. ben her zaman doğruyu söylerim, yalan söyleyen sizleriniz. pekala, kötü adama iyi geceler dileyin. hadi!"

(bkz: make way for the bad guy)
(bkz: scarface)

uzun süredir kullanılan, vakti geçmiş, demode.

eski sevgilin kadar kafana taş düşsün nidalarıyla sonuçlanabilir. tabi tarafların ilişkisine göre de değişir bu. eğer sevgililikten kankalığa doğru yol alınmışsa yeni sevgili gıkını çıkaramaz.

ama yine de erkek tarafı yaparsa oyarlar.

emre aydın'a ait vurucu dizelere sahip bir şiirdir.

ölür müydün sanki sevsen beni

yaşadığımdan emin değilim. gittiğinden eminim ama bak, seni özlediğimden eminim.
yirmi beş yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan hiç şüphem yok mesela.
beceriksizliğimden, yalnızlığımdan, bu şehri sevmediğimden, düzensizliğimden, yorgunluğumdan, huysuzluğumdan, baltalarınızdan birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan, kırgınlığımdan, bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden her tavşan kesildiğimde dünyanın dağ olma vaziyetinden filan eminim.
örnekleri çoğaltabilirim.örnekleri çoğaltabileceğimden eminim.
birileri namusum üzerine yemin edecek,

ölür müydün sanki sevsen beni

günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum.ellerim parçalanıyor ne zaman yazmayı denesem.ağzım artık daha bozuk.
her tarafta pis bir koku;nefes alamıyorum.
çok bekledim seni.her halimle, her yerimle bekledim.
yetkiler verdim kendime; tuttum seni affettim.
aramanı bile bekledim bazen.ağır küfürlerle örtbas ettim sonra aramayışlarını.bunca zaman aramayışlarını biriktirdim.
seni bekledim ben çünkü
seni bekledim.
içtim..içtim..içtim...
kustum.
en çok giderken bıraktığın kelimeleri kustum.sanat filan dedi bazısı o kelimelere bazısı bunlardan bi bok olmaz dedi.
senin önemsediğin kadar önemsemedim ben o kelimeleri, senin danışma gruplarının önemsediği kadar önemsemedim.
kustum..kustum...kustum.
içtim.

ellerimle yaptığım cam evim kırılacak,

ölür müydün sanki sevsen beni

içimden geç
içimi sil
artık özlemek istemiyorum.

neye el atsam piç ediyorum.
yine de fiyakalı durumlar peşindeyim hep.
en sert içkileri kaçırıyorum soluk boruma bilerek.her yıl ilkokula başlıyorum.her gün yeni bir krallık kurup öldürüyorum kralını gece yarısına doğru.
uzatmaya gerek yok; sen olmayınca yapamıyorum.

yokluğun gümüş tepside intihar sunacak,

ölür müydün sanki sevsen beni...

gündüzün tüm kirlerini örter gece. derinlere gömer, görünmez kılar hepsini. fakat bir yandan da kendinizi keşfetmenizi sağlar. içinizi açıp ortaya döker içinize gömdüklerinizi. hem afyondur gece, hem de vitamin hapı bir anlamda.

sevgiliyle gece mesajlaşırken en zor diyeleceklerdendir. genelde denilemez zaten. aslında beyni yarım olmasa bunu mesajlardan bir süre sonra anlaması lazımdır. o kadar hararetli mesaj yazarken uykusu gelen taraf tek sözcükle cevap verir hep. uykusu gelen genelde erkek olur;

+yarın buluşunca xxx yere gidelim.
-tamam.
+ondan sonra ordan çıkıp dondurma yiyelim.
-ok.
+sonra ordan çıkıp bizim eve gidelim mi?
-evet.
+kendime yeni parfüm aldım yarın koklarsın güzel mi diye.
-güzel.
+!?

çoğu zaman insanı sinir eden kişiye karşı beslenen, eğer aynı ortamda kalmak gibi bir zorunluluk varsa * insanı delirten, dersini verince insanı huzura kavuşturan duygu.

beğenilen bir şeyi övmek veya ritime tempo tutmak amacı ile el çırpmak. iki elin birbirine vurulması süretiile elde edilir. çıkan ses ''şak şak'' şeklindedir.

son dönemlerde alkış protesto amacı ilede kullanılmaktadır. yürüyüşlerde, eylemlerde bu amaç kullanılır çoğu kez.

ne yaptığını bilmeyen, kendi içinde kararsızlıklar yaşayan yazardır.

zaman zaman her yazarın başına gelebilir. ıyy bak şimdi aklıma geldi! nickini sivazlayan ne lan!*

mütevazı olmaya çalışmakla egodan sarsılan vücudunu uyum içinde hareket ettirmeye çalışırken yüz ifadesi sıçtı sıçacak ama o sıçmakla rahatlayacak gibi olan şahıstır. *

fazla ilgiye gelemeyen daha sonrada sana ilgimi kaybettim deyip ertesi gün bir başkasıyla gördüğünüzde boğaz kestirtecek delilik seviyesine ulaştıran dişi yaratık. sürekli bir problemi vardır. uzak durunulması tavsiye olunur. günü birlik ilişkiler alternatifidir (mekan vercek olursak istanbul-taksim, antalya-kemer).

sevgiliyle kavga edip sözlüğe yazarak sakinleşmeye çalışan birini görüp açtığı başlığın altına yazma isteği de doğurur.

dekorlar, figürler koca bir uğultu ertafında. içinde gibi ama en dışında.. onlar gibi ama aslında benzersiz..

ait olmamak ya da.

bir tercihse eğer 'kendini' seçmek.