entry'ler (29) - sayfa 2
-
ibrahim tatlıses
-
urfa da oxford vardı da biz mi gitmedik
ibrahim tatlıses'e ait bir söz. gençliğinde elindeki imkanların neredeyse sıfır olduğunu vurgulamak için sarfetmiştir bu sözü.
-
üniversite öğrenciliği
en başından beri gereksiz yere abartıldığını, eylemin öznesi olunca anlaşılan durum.
"üniversite liseye falan benzemez, orası bambaşkadır"
yarak bambaşka !
bildiğin inekler & asiler yine. makara, ders, vize, final, tutuşmak, rahatlamak v.s. -
tiyatro
bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilenmesi amacıyla yazılmış edebi türdür.
bir başka deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak ifade edilir.
tiyatro insanla birlikte doğmuş bir sanat türüdür. tiyatro terimi genellikle temsil edilen eser anlamında kullanılır. yunanca theatron sözcüğünden gelmektedir. çünkü günümüzdeki anlamıyla çağdaş tiyatronun tarihi bağ bozumu tanrısı dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. ilk tiyatro şenliği m.ö. 534 yılında atina'da yapılmıştır.
tiyatro, bir sahne sanatıdır. tiyatro eseri, olayları oluş halinde gösterir. bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir.
yunanca "theatron"dan doğmuştur. temsil yeri ve eser, tiyatronun edebiyat öğesidir. bu edebiyat öğesi yanında tiyatro kavramı içinde oyunculuk, sahne düzeni, ışıklandırma, dekor, kostüm, müzik, dans gibi unsurları da katmak gerekir.
tiyatronun diğer edebi eserlerden en önemli farkı; diğer edebi eserler okumak ve dinlemek için yazılmışken, tiyatro oyununun sahnede seyirci önünde oynanmasıdır. değer ölçülerini, izleyenin kanaat ve anlayışlarından alır. göze görünür bir karaktere sahip olması, canlı olarak meydana geliş niteliğiyle toplum psikolojisine hitap eder.
tiyatro metinleri eseri yazan kişi veya kişilere "müellif" (yani oyun yazarı), yazılı bir metin veya dile getirilmesi oyunculara bırakılmış tasarıya "eser" (yani tiyatro oyunu) ve oyunu sahnede canlandıran kişilere "oyuncu" denir. bu üç öğe kesinlikle bulunur. ayrıca eserin sahnelenmesinde görev alan sahne amiri, dekoratör, ışıkçı, suflör gibi diğer yardımcı elemanlar da vardır. seyirlik amaçla yazılmış her oyun, sahnelenmeye uygun değildir. senaristler bu metinleri senaryo haline getirerek seyirlik oyun düzeyinde bir çalışma sunan tiyatro sanatçılarıdır.
bir tiyatro eserinde; konu, kişiler, çevre, zaman, üslup, amaç gibi altı unsur vardır. tiyatroda sosyal hayatın ve insan karakterlerinin tahlil ve eleştirileri yapılır. tiyatroda en önemli konulardan biri dildir. fazla ağır olmaması, konuşma diline benzemesi istenir. böylece ince fikirlerin ve esprilerin seyirci tarafından kolayca kavranması sağlanmış olur. fakat bunun yanında bazı oyun yazarları belli bir tarz ve mesaj gereği bu unsurları gözardı edebilir veya değiştirebilirler.
tiyatronun oluşumunda; sahne, dekor, müzik, ışık ve kostüm gibi unsurların bütünlüğü söz konusudur. -
üniversite tiyatrosu
1. üniversite düzeyinde tiyatro eğitimi yapan birim tarafından kurulmuş uygulama topluluğu.
2. daha önceki anlamıyla üniversiteli gençler tarafından kurulmuş özenci topluluk.
bu tür tiyatrolarda, daha çok büyük sahnelerde oynanmayan, klasik yapıtlara ya da öncü denemelere yer verilir. -
aşık olunan kişiye lisenin son günü açılmak
bu sözüm size ey liseliler özellikle wunderbar, sana;
bir insanın yapacağı en malca hareketlerdendir. söz konusu eylem dengesizliğin daniskasıdır ki mevcut iki durumu da diyaloglar çerçevesinde ele alalım;
-denizsu ben seni seviyorum
+ama ben seni sevmiyorum
-!?
noldu şimdi. göt oldun. ya diğer durumda;
-cemilenur ben seni seviyorum
+aynısını az önce denizsuya da demişsin
-vay kaltak hemen yetiştirdi mi
+ben de seni seviyordum ama olmaz artık alimal
-ama ama
al sana bi göt oluş daha... demek ki neymiş; kaçınmak lazımmış böyle eylemlerden... son gün teklif eden son gün sktr yer ya da alacağı olumlu cevap muhtemelen görüşme imkanı kalmamasından mütvellit elinde patlar. -
o kadar gotiğim ki yarasa sıçıyorum
kişinin gotiklikte boyut atladığını, çığır açtığını betimlemek için kurduğu cümle.
-
günlük
insanların kimseye anlatamadıkları şeyleri yazdığı defter.
-
gotik bir kıza seni seviyorum diyebilmek
günlük menüsü domuz yiyecekleri ile dolu insanın mide kaldırmayacak ekşını.
ulen yüzüne bakılmıyor, kokudan yanına yaklaşılmıyor bunlar nesine seni seviyorum diyeceksin bre deyyus?
e git bir de seviş oldu olacak, e yuh yani! -
gotik kıza çıkma teklifi
efendim ilk önce adetten olmasından dolayı bir tanım getireyim diye söze girecektim ama evvela gotik nedir ne değildir, sonracıma gotik kız nedir nasıl ayartılır olayına gireyim. çıkmak zaten bildiğiniz çıkmak, hayal dünyamızla anlam kazanan çıkma eylemi. gerçi bu çıkma isimlendirmesine de kıl olmuyorum değil ama bizden evvel olup aklı evvel olanlar böyle münasip görmüşler efendim deyip taşlamayı da es geçmemek lazım. konu dağılıyor gibi görünebilir panik yapmayın, birazdan gireceğim. ha yok ben uzun okuyamam giderim taksim civarına yeterince gotik hatun görür gerekirse de çıkarım diyorsanız buyrun efendim, onlar da sizi bekler durumda zaten. ilk başta vermez gibi görünürler ama işin aslı öyle değildir. bir iki rock grubu, bir iki dünyanın ve hayatın anlamsızlığı üzerine küfür işinizi hayli hayli görebilir.
gotik: aslında bir mimari tarzdır, bina genelde uçlarla biter. buradan hareketle gotik insanlar uçlarda yaşar diyebilir miyiz? sizi bilmem ama ben derim, entry benim anasını satayım, dedim.
gotik kız: çok yüksek bir oranda ki bu oran yüzde doksan dokuz falandır, türkiye'nin müslüman olması gibi bir şey yani siyah giyinip anlamını çözemediğim şekilde abuk sabuk makyaj yapıp, dantelli çorap giyip üstüne de upuzun bir bot giyerler bunlar.
(yazarın kişisel notu: kızım şimdi bir araştır değil mi ama bak gotik nedir ne değildir, müzik ve felsefe olarak nerde ortaya çıkmıştır. ulan tahminimce bu olayı kuzey ülkeleri başlatmıştır zaten metal müzik de ordan fırtlamıştır. kuzey işte bildiğin soğuk buz gibi yerler, kızlar soğuktan korunmak için ayacıklarını uzun botlara sokarlardı belki, sen neden taklit ediyon ki, giy bir siyah çarık. al sana anadolu gotizmi)
şimdi efendim öle siyahlara bürünerek gotik olunmuyor, türkiye ve müslümanlık örneğini boşa verdim diye düşünüyorsanız aha da devamı. bunlar da şeklen yani dışardan bakıldığında siyah, cool bir havaya sahiptirler ama soyarsanız, bir de bakmışsınız ki hatunun altında pazarda satılan cinsten bembeyaz pazen bir don olur. demek içine işlememiştir bu tarz. papatyalı da var mıdır bilmiyorum.
bu kadar tanımdan sonra konuya geçeceğim ama konu falan kalmadı be canlar. ama yine de ne bileyim alın mepeüç çalarınıza yükleyin bir the sisters of mercy şarkıları az bişi ezberleyin sonra gidin bu hatunun yamacına yaklaşın, tırsmayın o kadar. tamam korkutucu olabiliyorlar, dünyayı ben yaratmadım, hayatın da taaa... koyayım diyebilirler ama özlerinde "aha ben buradayım, farklıyım ulan sizden" diyen bildiğiniz toplumda kendilerince bir yer edinmeye çalışan anadolu kızlarıdırlar. ha şimdi gittiniz mi başlayın hemen,
+yavrum yerim seni çatur çutur
-yaa öylemi
+evet öyle, karanlık dünyanı paylaşır mısın benimle?
-hadi ya, valla mı.
+he valla, archangel bizi ayırana kadar senle olmak istiyorum.
-archdevil ayırmasın sonra?
+o da olur.
diyaloğundan sonra hala dalmamışsa işlem tamamdır. alın eve götürün, bira içirin, hayatın a...a koyun, yalnız dikkat edin dantelli çoraba dikkat edin hemen kaçabiliyor. -
gotik bir kız çocuğu tek başına ne yapar
küçük ibo'nun hit parçası olan" küçük bir kız çocuğu tek başına ne yapar"ın günümüze uyarlanıp, gothic metal tarzında yorumlanmasıyla alacağı yeni ad.
-
gotik
romanesk dönem sonrasında ortaya çıkmış bir sanat akımıdır. rönesans sonrasında kaybolmuş ancak günümüz kültürel yaşamına bir çok ayrıntı bırakmıştır. anglo saksonlarca barbar sanatı olarak tanımlanır. eserleri çok gösterişli ve ebad olarak büyüktür. en ünlü ve büyük katedraller bu sanat akımının etkisiyle yapılmıştır. bu akım edebiyatta,mimaride,müzikte abartıyla kendini gösterir. ne anlatıyorsa en sert,ince ayrıntılara boğulmuş ve yoğun bir şekilde gösterir.
-
türkiye de gotik olmak
zordur türkiye'de gotik olmak. kabul ettiremezsiniz kendinizi bir türlü çevrenize, "kıza bak a.k koyim hep siyah giyiyor." cümlesinden başka şeyler duymak istersiniz ama olmaz. öylesine hazin ki..
-
fokurfokur
bu sözlük tasarımıyla aynı ekşi sözlük başlığında da belirttiğim gibi bir klon havasında görünmemekte. bu çok iyi bir artı. fakat birkaç aparat eksikliği var sanırım. yani birkaç yeni özellikle daha kullanılır hale gelebilir. zannedersem yönetimi çok titiz ve her hatayı hemen düzeltiyorlar. disiplin her daim başarıyı getirecektir. fokur fokur'un her gün üstüne katarak yükseleceğine inanıyorum/inanmak istiyorum. insanları bir yere bağlı tutabilmek için, insanların dikkatini çekecek unsurların yahut eğlence unsurlarının olması gerekmekte. bunları sağlayabilmek için bazı konulardaki esneklik yapması faydasına olacaktır.