mandalina kabugu 2. nesil yazar

her öğrencinin öğrenim hayatı boyunca öğretmeninden duymuş olduğu müthiş sözdür. kendi aralarında gülen gruba espri yapmak * amacıyla öğretmen tarafından söylenmektedir.

ayrılık sonrası ya da ilişki öncesi her şekilde, her koşulda belli bi zaman içinde gerçekleşecek olan ve fazlasıyla işinize yarayan durum.
biraz sabır gerektirebilir *

anlıyor taklidi yapmanız da yeterli olabilir.
en güzeli her ilişkide denediğiniz kaçan kovalanırı deneyin, zira salak bir içgüdüyle "herkes ilgileniyor, bunun nesi var da ilgilenmiyor?" merakı bastırıyor. sonrası malum, insanın başına ya meraktan, ya meraktan.

menfaatçilik, yalakalık vb. konuları anlatan güzel bir baba nasihatı...

- erkekler neden kötü kızları sever rıfat?
+ çünkü iyi kızlar evlenmeden vermez.

madagaskar'da yapılan bir araştırmaya göre; çoğunlukla kel ve göbekli abilerimizin oluşturduğu narsist insan tipi.

halk arasında embesil kolu diye de tanımlanır.

kesinlikle doktorluktur. 1.sırayı halen kimseye kaptırmamış meslektir. arkasından öğretmenlik takip etmektedir. ya da şöyle anlaşılır bir mühendislik okuyorsanız yurdum teyzelerinin gözünde bir numarada yerinizi alırsınız. ama endüstri mühendisliği olmayacak , ne bileyim bir jeodezi ve fotogrametri olmayacak. olunca elektrik, uçak falan olacak. hemşire falan da kabul görüyor gün teyzelerimin gözünde. ama sosyoloji, psikoloji, işletme falan okuyorsanız yandınız. o zaman bir alaycı bakışla karşı karşıya kalıyorsunuz. üzülseniz bir türlü, gülseniz "len kendi perişanlığıma gülüyorum leynn" dersiniz. yani bu yurdum teyzeleri mesleğinizi, okuduğunuz bölümü falan öğrendi mi yandınız. bir örnekle noktayı koyalım bu hadiseye. efendim şehirlerarası bir otobüste yanınıza oturan çok bilmiş teyze aslında hafif bir zehir etkisi yaratmıştır bünyede. klasik sorulardan biri gelir:

-ne okuyorsun evladım sen?
-işletme.
-haaa. ne yapacan mezun olunca sen?market falan, dükkan falan mı açacan?
-*yok işte ne iş olursa yapıcaz.
-hee. keşke doktor falan olsaydın, hemşire olsaydın, öğretmen olsaydın,avukat olsaydın.
bundan sonrası artık bilindiği gibi işletme nedir o anlatılır. sanki gel doktor ol, avukat ol dediler de biz olmadık, hemogoyimmm sesleri..

tiyatroculuk, arkeolog olmak ilk aklıma gelenler.. genel anlamda ismi ne kadar komplikeyse o kadar karizma olma olayı bu meslek konusunda teyzelerde ters etki yapar onları ne de olsa mesleğin isminden çok cismi ilgilendirir anlamadıkları şeyleri sevmezler..

özellikle erkek çocukların hatırlarından çıkmayan tekerleme şahsiyeti. örneğin ben hep sempati duymuşumdur bu kıza. benim gözlerim her yağmur yağdığında bu arap kızını aradı. ahh ah. *

çıplaklığın çekici gelmediği bir adamı asla baştan çıkaramayacak hatunlardır bunlar.
biz erkekler - kendi adıma- saklı kalanı, gizemi kovalarız. sen tutup da gözümüzün içine sokarsan gizemini hiçbir çekiciliğin kalmaz.
zor olan her zaman daha çekicidir. gözler önünde olan ise itici...

"erkek adam oje mi sürermiş lan!? otur kendin sür!" mentalitesinin bir kenara atıldığı andır.
eğer er kişi eline oje şişesini alıp da parmacıklarınıza sürüyorsa, ya da siz sürerken şişeyi tutuyorsa, o zaman bilin ki bu adam hatun kişi için herşeyi yapar. elinizde oyuncak olmuştur. alın, mıncırın, sırtına ağda yapın, hatta ruj sürüp jartiyer giydirin. *
önemli olan, ojeyi ellerinize sürdürebilmektir.
zira er kişinin ayağa oje sürmek için gönüllü olması daha sık rastlanan bir durumdur.
tamamen fetiş yani.

sevdiğinizin bu konuda el mahereti varsa yapılabilecek paylaşımdır.

durup dururken atılan anlamsız mesajlardır. aranızda şöyle bi' mesajlaşma geçebilir

+aşkım kalkıp pencereden bakar mısın ?
-tamam aşkım bakıyorum ?
+şimdi gök yüze bak bi' yıldız seç kapa gözlerini ve bi' dilek tut !
-tamam tuttum aşkım.
+tamam.

mesajlaşma burada biter. eline bi' şey geçmez ama mesajlaşmış olursunuz sadece. *

artık o ilişkinin kıvama geldiğinin görüntüsüdür. ayrıca tam bir samimiyet göstergesidir. özellikle ayak tırnaklarına odaklanmalıdır.
kestiği tırnakları eliyle toplamalı ve kesim işlemi bitince de bir güzel sabunla ayakları yıkamalıdır.
partneri mutluluktan ve huzurdan 4.5 şiddetinde bir orgazma girmiştir bile. *