kirmizi baslikli sirin 2. nesil yazar

telefon kartlarından anahtarlık yapmak dönemine yetişememiş ergen bireylerin 3-4 yıl önce yapmaya başladığı aktivite. ancak son zamanlarda internetten kontör yüklemek mümkün hale geldiği ya da bu ergen bireylerin parça kontör yüklediği gerçeği göz önüne alındığında, çoktan demode olduğu varsayılabilir.

(bkz: kontör yükleme kartlarından anahtarlık yapmak)

gelecekte varisleri sanatsal bir açı ile tedavi ettirirse kişi, işte ben ona o zaman sanat derim.

tanım: ister sanat topuklu ayakkabı için olsun burada, ister ayakkabıyı giymek için olsun, sonucu sanatla alakasız varislerle sonuçlanan sanat.
neden sanat onu da anlamadık ama!

efendim aç kalmamak için her türlü yöntem mübahtır.

ciddi anlamda verdiğim bu tarifi yapamıyorsanız evde bırakın ölün yaşamayın artık..

efendim yumurta kırmayı bilmeyeniniz yoktur herhalde varsa bilmemek değil öğrenmemek ayıp öğrenirsiniz büyüyünce. *efendim yumurtayı önce çırpın sonra bolca yağlanmış tavaya dökün altını kısın ve bi kapak kapatın.bi süre pişirdikten sonra bolca yağlandığı için o yumurta bi tabağa alacak duruma gelmiştir.alın tabağa üstüne sarımsaklı yoğurt dökün sonra yumurtayı pişirdiğiniz tavaya * birazcık daha yağ koyun pul biber ve nane ile kızdırın sonra yoğurtlu yumurtamızın üstüne dökün sonrada yemeyin de yanına yatın öğrenci evinin lüküs yemeklerinden biridir bu zımbırtı..

avrupa yakasının fatoşu, şenay gürlerin sesinden dinlediğimiz anons.

-aşkım külodun yok?
+aaaa? ciddi misin?
-demek ki eteği giyerken unutmuşum.
+aşkım hangi etek?
-ya aşkım bu gömleğin altına iyi olur dedim ben bunu ama?
+gömlek derken?
-cıııyyyyaaaaak!!! hayri çıplağım ben.
+ben de onu diyorum, salak karı taksim e kadar böyle mi geldin sen?
-dedim sana içmeyelim bana dokunuyo diye.

(köşelerde olmasaymış iyiymiş. karanlık, kuytu falan. di mi ama..)

cesur yürek'i her seyrettiğinde "freeeddoommm!!" nidaları ile koşup yalın ayak sokağa fırlayan kızlardır. ya da en az nil karaibrahimgil kadar. ya da ne bileyim, hümeynici kız kadar falan işte..

kendisi bence umbrella klibindeki rihanna'dır. koca arayan kızdır ya da mahallede ne olup ne bitiyor diye meraklanan dedikodu aşığı sorunlu kızdır. milletin ıslanmasından zevk alan cani ruhlu psikopat bile olabilir dikkat etmek lazım. belki de gözyaşlarını gizleyen yağmura aşıktır kim bilir.

ancak bir türkün akıl edip de yapabileceği şakadır. inanılması güçtür fakat gerçektir.

dün akşam trafikte gördüğüm, engebesiz yolda zıp zıp zıplayan ve trafik canavarı olduğunu düşündüğüm hatun kişidir.

hollywood filmleriyle hayatımıza girmiş imajdır. genelde yani her zaman oldukçana* hoş bir hatun tercihen duştan sonra, adamın evinde giyecek başka bir kıyafet olmadığından giyer gömleği, üstten iki düğme açıktır, gömlek muhakkak büyüktür az biraz, altta pek tabi ki herhangi bir kıyafet olmaz. adam o ara markete, bakkala çakkala bir yere gitmiştir. kapıyı açar, koridorun sonunda hatunu görür apışıp kalır. *

yapılan araştırmalarca * bulunan sonuç erkeklerde eşcinselliğin fazla görülmesine sebep olarak, küçük yaşlarda çocukları hep anne, anneanne vb. kadınların büyütmesi sonucu psikoseksüel gelişim açısından görülen erkek rol model eksikliği bulunmuş.

suco2 isimli yazarın attığı bir duman ile farkettim bu durumu. ya bu arada suco2 nedir ya? çakma çin malı su sayacı markası gibi. suco'yu anladık da, 2 ne yahu? adam aklına gelen ilk heceleri nick diye yazmış..

tespite girmek için erkeklerde ikili ilişkilere değinmeliyiz öncelikle.
birbirini hiç tanımayan iki erkek ilk karşılaşmada 'meraba birader' der. tespite hızlıca girelim derim ben.
2. karşılaşma;
meraba birader
3. karşılaşma;
nasılsın birader?
5. karşılaşma;
ooo kanka naber?
12. karşılaşma;
napıyon yarramın kafası?


gördüğünüz üzre, samimiyet arttırça erkeklerimizin seviyesi düştü. birer pislik oldular. bu olay sözlüklerde de bu şekilde cereyan ediyor. en basitinden örnek vermek gerekirse; suco2. evet, en basitinden örnek oldu. suco... nickine abandığımın..

bu arkadaş ilk dumanını attığında 'hocam' diyordu. ben de ona 'abi' diyordum. çünkü birbirimizi tanımıyorduk. ama 2 dakika önce 'ne göt adamsın' diye mesaj attı bana. tamam, aslında çok yanılıyor, ben göt adam falan değilim. ama konumuz bu değil. konumuz ilerleyen samimiyetin yerini hayvanlığa bırakması.

bayanlarda durum nedir bilmiyorum ama erkeklerde böyle. en iyi arkadaşınızı hayal edin. nasıl tanışmıştınız onunla? 'meraba ben osman' demişti değil mi? 'nasılsın, iyi misin, kıl mısın, yün müsün' diye sorular yağdırdınız? ama osman ibnesi şimdi ana avrat sövüyor size?
burada da başka bir ilginçlik çıktı karşıma. hiç tanımadığım birisi anneme sövdüğü zaman sinirlenirim ben. ama çok sevdiğim arkadaşım cafer anneme sövdüğü zaman sinirlenmiyorum. neden? çünkü çok sevdiğim arkadaşım cafer henüz çok sevdiğim arkadaşım değilken anneme sövdüğü için bıçakladım ben onu. ölüler konuşamaz.
sanırım bir yerden sonra hoşumuza gitmeyen sözler duymak kulağımızda o kadar da kötü tınlamıyor. iki kız gördüm, biri diğerine 'orospu' dedi, gülüştüler. şimdi o kıza ben orospu deseydim saçımı başımı yolardı. ben durur muyum? vururdum ağzına tekmeyi, dişlerini dökerdim paçozun. kızlarda da böyle bir şey var diye tahmin ediyorum.

bir diğer olay ise giyinişte görülüyor. şimdi iki adam düşünün, yeni tanışmışlar, gayet resmi konuşup çay içiyorlar. şimdi bu adamları 3 ay sonra aynı evde hayal edin.
mehmet diyelim adına, adamlardan birincisi, don gömlek oturuyor evin içinde. hülya diyelim adına, adamlardan ikincisi, o da aynı şekilde yarı çıplak dolaşıyor evin içinde.
şimdi adamın adına hülya dedik ya, bu adam tepkisini dile getirmek istese şöyle der;

''adıma hülya diyorsunuz ama hülya bayan ismidir. ben cinsiyetim gereği bir kemal, bir serhat olmalıyım.''
bu hülya şerefsizi tanıdığımız biri olsaydı şöyle diyecekti;
''lan ibne karı mıyım ben hülya kim göt''
gördüğünüz gibi, samimiyet ilerledikçe bu hale geliyor. samimiyet ilerledikçe cümlelerde noktalama işaretine bile ihtiyaç duyulmuyor dikkat ettiyseniz.

bir takıma transfer olan bir futbolcu ilk maçında gol atarsa tribüne koşar. ama sezon sonunda bir gol atarsa yere yatıp üzerine adamların çullanmasını bekler, altta debelenir. buyrun, samimiyet ilerledikçe erotizm tırmandı. yaa..

hasılı, erkekler birbirini daha iyi tanıdıkça toplumun terbiye yargılarına ters düşen hareketler yapmakta beis görmez.
adriaaan!

tanım: erkeklerin birbirini daha çok tanıdıkça daha da terbiyesizleşmesi olayı.
tanım2: erkeklerin samimiyet derecesine göre farklılaşan psikolojilerinin toplumsal tezahürü.
tanım3: erkeklerde görünen bir çeşit şey dedirten durum.
tanım4: hakan şükür'ün golüyle 1-0 olan karşılaşma. dakika 59.

türkiye'de bolca bulunan insan tipi. turistin biri harita bi' yer gösterir, tarif bekler. yabancı dil bilmeyen insanımız el hareketleriyle anlatmaya başlar. salak gibi gözükmemek için de hareketleri türkçe olarak açıklar. eğer turist anlamayan gözlerle bakıyorsa ses gitgide yükselir ve bağırma boyutuna gelir. bağırınca yabancı dil konuştuğunu sanarlar. en sonunda turist dayanamaz ve yoluna gider.

(bkz: couvade sendromu)