entry'ler (63) - sayfa 2

başlık listesine taşı
  • size baba diyebilir miyim

    hep de aklıma alakası olmayan bu cümle geliyor:
    -amca size baba diyebilir miyim?
    -nayır yavrum ben senin teyzenim.

  • sokar mısın çıkarır mısın

    mottosu sen soktun sen çıkar olan bir yarışma programı formatıdır,
    yarışmacıları kalabalık bir meydanda rezil rüsva edecek durumlara sokan formata sahip bir yarışma olacak.
    aynı şekilde şemsiye üzerine bir yarışmada olabilir. kanal sahiplerinden mesaj bekliyorum.

  • piercing

  • anten yerine metal nesneler kullanmak

  • müslümanlara özel araba

    cenabet sensörü sayesinde binen kişiler arasında "cünup" kişileri algılar ve asla çalışmaz.üst modellerinde başı açık kadın sensörüde bulunmaktadır uyarı lambası yanar.çok çok ileri modellerinde zihin okuyucu sistemi vardır ,laik ,komünist,atatürkçü,vs vs varsa uyarı lambası yanar.yine bu en üst modellerinde kaza şiddet algılayıcıları vardır,kazanın şiddetini algılayarak kaza sonrası ölüm olacağını tespit eder ve giden kişinin ardından bilumum duaları 5+1 sisteminden yayına başlar...

  • öküzün yerine insan kullanmak

    tarlada öküzü kızın başlık parasını ödemek için agaya satan şabanı öküzün yerine koyan anası adile naşit tarafından tarlanın sürülmesi olayı.
    başka situationlarlada karşılaşmak elbette mümkün.
    çimlere bazmayınız yerine çimleri yemeyiniz tabelasını asmak ta bir öküzlüktür mesela.

  • eskimesin diye başkasının karısını kullanmak

    başkası da aynı düşünceyle hareket etmişse ki etmiştir muhtemelen; kendi karısını da başkası kullanacağından sonucu etkilemeyecek durumdur.

  • sözüm meclisten dışarı

    meclis içindeki ya da meclis eşrafının ilişkili olduğu bir kişi ya da bir grup hakkında eleştiri yaparken onları tenzih etmek için kullanılan ifade.

  • kartı borcunu kapatabilmek için kredi kullanmak

    biriken kredi kartı borçlarına çözüm bulamayan tüketicinin başvuracağı son çaredir. zurnanın zırt dediği yer yani fakat o kadar kolay değildir. bankaya gider, efendi gibi talebinizi bildirirsiniz ama sayın bankacı size ' kredi kartı borcunuz var o yüzden size kredi veremeyiz' gibi bir karşılık verir. derdinizi anlatamazsınız. bin dereden su getirirler fakat tanıdığınız bir banka müdürü varsa, sorun 15 dakikada çözülür. istisnalar kaideyi bozmaz olur yine. o yüzden sevmem. bankayı da bankacıyı da.

    (bkz: sözüm meclisten dışarı)

  • türkçe karakter

    sözlükte, kullanımı sorun teşkil etmeyen karakterlerdir.
    ç, ı, ğ, ö, ü, ş harfleri bu karakterleri oluşturan harflerdir.

  • senin annen bir melekti yavrum

    yeşilçam'ın en meşhur repliği. "bana annemi anlatır mısın? " sorusunun cevabıdır.

  • baba bana annemi anlatsana

    tahmin edebileceğiniz üzre yarışma programı formatıdır,
    bu yarışmada babalar ve çocukları katılacak,babalar çocuklarına annelerini anlatacaklardır.(annelerin ölü yada sağ olması önemli değildir) en güzel tasviri yapan aile büyük ödülü alacaktır. e tabiki izleyicilerde sms ile katılabileceklerdir.

  • damsız almıyoruz arkadaşım

    insanın tadını kaçıran, "oha lan hala böyle uygulamalar yapılıyormuş" dedirten cümle.

    anlamıyorum ben hadi tamam birayı başka yerde de içerim sorun değil ama müzik dinlemek için gidiliyorsa neden böyle bir şey yapılır anlamam o zaman koyma program falan arkadaşım, sadece karı kızlı ortamlara çalacaksan müzik falan da yapma..

    o değil bar önünde bekleyip gelip geçen kızlara bara girme teklifi yapmak ve üstüne hesaplarını çekmek kadar pis bir şey, yok olamaz.. bırakın bu haremlik selamlık kafayı kendinize gelin..*

  • yalnızlığın anlaşıldığı anlar

    insanın yalnız olduğunu idrak ettiği anlardır.

    hemen bi anımı anlatayım...

    sabahları, hassiktir! yine geç kaldım repliğiyle başlayan durumdur çoğu zaman. bu noktada anlarım ben.

    saat çoktan çalmış, iki dakka sonra kalkarım diyerekten susturulmuş ve sızılmıştır. daha kötüsü, yanınızda sizi uyandıracak kimse yoktur. sabah bi vicdan azabıyla uyanılır. sevgiliye kaçmak için ayrılan, devamsızlık günleri hiç yoktan götüne girmiştir artık. bir de bunu zamanı geldiyinde; sevgiliye açıklayıp trip yeme ihtimali de oldukça yüksektir. fekat, içinde bulunan durum zaten yeterince berbattır. bunu şimdi düşünüp, heba etmeye gerek yoktur. pek tabii ki, bu sıkıcı bir yalnız akşamda duvarlarla fikir telakisinde bulunulacak kadar mühim bi mevzudur...

    aklımdan bunlar geçerken uyanıyorum. ayaklarımı yataktan aşağı atıyorum. 'terliklerim' diyorum, yokluyorum. ayağımla sol tekini bulup giyiyorum. sonra diğerini. yastığın altından telefunumu çıkartıyorum. saat kaç olmuş diye bakmak değil aslında amacım. saatin kaç olduğunun farkındayım işte, duvarda eşşek kadar saat onbiri on geçiyo. belki biri msj atmıştır, aramıştır diye geçiriyorm içimden. ama bi yandan da kabullnemiyorum, biliyorum mesajım yok arayanım da yok... bu fikir karmaşında, oynamaktan yalama olmuş telefonumun kızağını şak diye açıyorum.

    bir mesaj alındı.

    birden, ufak bi kıpırtı oluyor içimde heyecanla aç diyorum. avea'dan bi gençlik patlaması ıvırdı zıvırdı ıvırdı zıvırdı patlican patlican... gençliğini de seni de diye basıyorum küfürü... yatağın üstüne atıveriyorum telefonu. kalkıyorum. telefonu yataktan kaldırıp komidinin üstüne koyuyorm. amacım, titrerse bari zart zurt diye ses çıkarsın da hemen bakıveriyim. odamdan çıkıyorum. üstümde en sevdiğim kokmuş boxerım var. sigaramdan bir tane yakıyorum. bi gazete takılıyo gözüme. biraz yeni. 'sanki daha okumamışım' diyorum içimden. almaya yelteniyorum ama o da ne? yumurta kapıya dayanıyo. şimdi, sıçarken okumakta var ama ozaman da konsantre olamıyorum. öbek öbek sıçmak varken, bölük pörçük sıçmak niye? hem yılların köşe yazarları var içinde. aydın denen adamlar... anadolu çoçuğu yapmaz boyle gavur adetleri derken oturuyorum tuvaletime. kapıyı kapatmaya ihtiyaç duymuyorum. sigara ağzımda dal daşak oturup, çatır çatır sıçıyorum. dünya, umrumda değil. yalnızlığımın doruk noktasında kendimden geçiyorum. gün içindeki planımı yapıyorum bi yandan. 'geçen hafta tanıştığım bi kız vardı' diyorum ,neydi adı? hatırlamıyorum. yonja tarzı bi yerden tanışmıştık onbeş dakkalık mesafede oturuyo ,çağırsam diyorum oda sıkılmıştır belki. ama lan tiki diyorum, 'ayrıca sevgilin var senin hayvan yazık' diye söyleniyorum.

    aşağı doğru gözüm kayıyo ''tiki miki getir kayarım ben ona'' der gibisinden bana bakıyo. sende haklısın, hele bi otur soluklan yiğenim diyorum. evet içimi mütiş bi rahatlık sarıyo; bitirdim artık, diyerek kalkıyorum. zaten banyodayım, pis boxerımı çıkartıp, atıyorum bi köşeye. üstüme bişeyler giymeye giderken bi sigara daha yakıyorum. gözüm aynı gazeteye takılıyor. ağzımda sigara, elimde gazete ergenekon felan bişeyler diyo. çıldırıyorum birden... '21 ocak' daha bugunun gazetesi! nerden geldi diye çıldırırken bi anahtar sesi... kapıya dönüyorum, o anda açılıyor..

    ben bütün aptallığımla, çırılçıplak, elimge gazete, ağzımda sigara kapıya bakıyorum. o anda anlıyorum zaten. babamın zamansız yaptığı suprizlerden biri. belliki gelmiş, kahvaltılık bişe bulamayınca almaya gitmiş. elinde poşetler, sıcak ekmek kokusu...

    ben geldim, demeye kalmıyo bi sırıtmayla bana bakıyo. ne düşündü diyorum içinden. o da saklamıyo zaten, supriz yaptım lan it! git üstünü giy diyo. bi yandan gülüyo. 'pardon baba' diyorum farketmedim hiç. gazeteyle kapatıyorum üstümü. dal daşak, gazeteye sürtüyo. babam da, ben onu okucaktım daha der gibisinden mutfağa giriyo. ben de, halime bakıyorum. yalnızlığımın doruk noktasından aşağıya düşüşümü geçiriyorum gözümün önünden. daha az önce, 'tuvalette okumayım lan ayıp' dediyim adamların yazılarına, şimdi dal daşak sürtüyor...

    içerden bi ses. zart zurt,zart zurt... bakıyorum, bir yeni msj. servis msjıdır diyerek açıyorum. canım tiki arkadaş ''bugun ne yapıcaksın?'' diyo. içim içimi yerken, sallamaz bi cevap atıyorum. 'çok meşgulum' yazıp gönderiyorum. hatta sesli harflerini bile yazmadan gönderiyorm. (içim kan ağlıyo canım tiki arkadaşım ama elden ne gelir?...)
    babam, konuşuyo içerden gel artk özledim seni...
    çıkarken, gözüm yine gazeteye takılıyo. kelli felli adamlar,memleket meseleleri...
    o sayfadaki, tüm yazarlardan özür diliiyorum. özellikle hasan cemal'den...

    * * *

  • denizde tek başına açılmak

    madem iyi yüzüyorum açılayımda ayağıma kramp girsin, jetski çarpsın veya köpek balığıyla karşılaşıp boğulayım diye yapılan eylemdir.

« / 5 »