entry'ler (91) - sayfa 2

başlık listesine taşı
  • erkekleri itici yapan nüanslar

    hatun kişi bunlardan gördü mü "ya ne kadar ayı bu çocuk" diye içlerinden geçirdikleri durumlardır. erkek olduğumdan örneklerle açıklayamıyorum. *

  • enseye düşen iri su damlası

    soğuk bir havada karşılaşılabilecek en sinir bozucu olaylardan bir tanesidir.nokta atışı yapar gibi,bir tentenin altında dururken,ya da benzer bir durumda zaten soğuktan büzüşmüşken,birden bir damlanın enseye düşmesi ile birlikte kişi şekilden şekle girer,manasızca kafasını arkaya doğru götürür lakin daha vahim olanı inşallah damla,sırt bölgesine gidene kadar kurayacak küçüklüktedir.aksi takdirde dışardan bakılınca garip hareketler yapan bir insan gözüyle seyrediliyorsunuza delalettir.

  • kadınları itici yapan nüanslar

    erkek bireyin bunu hatun kişide görünce "iyyyğğ" diye içinden geçireceği nüanslardır.

    örnek verelim,

    hatun kişinin sigara içmesi.

    hatun kişinin osurması. *

  • türkiye de spor yorumcusu olmak

    herhangi bir medya patronunu ya da medya şirketinde tanıdığı olan kişi için çok kolay bir şeydir bu.
    eski futbolcusun diyelim, arıyorsun abini ve diyorsun ki ben o kadar oynadım artık bilgi ve birikimlerimi halkla paylaşmak istiyorum. hay allah diyor kadro da dolu ama sen bi dur bakalım belki bişeyler çıkar..

    iki gün sonra 6 kişinin yorum yaptığı bir programda yorumcu olarak koltukta yerini almışsındır.

    taraftarı olduğun takımın kadrosunu bilsen yeter. maç öncesi isim verirsin ve bunlar oynarsa maçı kazanır, oynamazsa maç yatar dersin.

    maç biter, sonuca göne yorum yaparsın. yenilmişse takım teknik direktöre bok atarsın. dersin ki 75inci dakikaya kadar oyuncu değiştirmedi, oyunu okuyamadı. iki de futbolcuyu rezil ettin mi al sana spor yorumu.

    iki üç gün bunları konuşursun. sonrasında da bir sonraki maç için konuşmaya başlarsın.
    işte böyle de kolaydır bu iş.

  • türkiye de kadın olmak

    erkek egemen bir toplum olduğumuz için çok zor bir hadise olsa gerek.

    oysa ki kurtuluş savaşında bile erkekler kadar çaba göstermiş olan kadınlara, sanırım en çok atatürk değer vermiştir. atatürk, türk kadınına seçme ve seçilme özgürlüğü gibi, diğer ülke kadınlarının sahip olmadığı bir ayrıcalık sunmuştur.

  • desem de inanma

    vega'nın tatlı sert albümünün dokuzuncu şarkısı.

    sen isterdin bu sonu
    hiçbir sona değişmem
    yuvarlandı geldi bariz
    durdurmam hiç dur demem

    ne güzel uzaklaşır her şey
    uyurum nefesim biter
    durdurmam bu sondan hiç
    korkmam ben
    ne güzel uzaklaşır her şey
    uyurum nefesim biter

    ne varsa bundan sonra var
    olmaz geri dönmem
    hep isterdin ve oldu, bak
    bugünden geriye dönmem ben

    kopuyorum ah senin teninden
    son güne kadar direnmişken
    atıyorum ah seni içimden
    ben, desem de inanma

    kaçıyorum ah senin elinden
    son güne kadar esirinken
    atıyorum ah seni içimden
    ben, desem de inanma
    desem de inanma

    kopuyorum ah
    atıyorum ah
    kaçıyorum elinden
    ben, desem de inanma
    desem de inanma

  • türkiye şartlarında karizmatik olmak

    çok zor çoook.

    benim karizmatik ve çekicilik konusundaki aşmış adamın kanıta ihtiyacı yok. bu hepiniz tarafından malum. şimdi bana özenen tipikler olabilir aranızda, hemen belirteyim ki zor lan! özenmeyin.

    tamam karizmatik olmak hoş bir durum. ama bir yere kadar. ben de artık reddedilmek, hatunlar tarafından terk edilmek, insanlar tarafından dikkat çekmemek istiyorum. yeter lan! hiç heycanı kalmamaya başladı bu yaşamın artık be. her istediğin, 10 dakika sonra altında, istediğin pozisyonda. nereye kadar?

    ayrıca, ülkedeki gerçek erkek potansiyelinin minimum da olması sebebiyle, güzel kızları çektiğim kadar, gerek travestisi, ibnesi, sivrisineği her boku çekiyorum arkadaş.

    vega'dan geliyor, desem de inanma

    süper mevzu. ahahhaha. içinizde patlasın.

  • türkiye de öğrenci olmak

    türkiye'de öğrenci olmak için yüzlerce sınav maratonundan geçmek gerekiyor. eğitim-sen'in yaptığı araştırma bir öğrencinin ilköğretimden üniversite sonuna kadar okul ve dershanelerde tam 739 sınava girmek zorunda kaldığını ortaya koydu.

    türkiye'de bir öğrenci, okula adım attığı günden, üniversite sonuna kadar yılda ortalama 46 sınava giriyor.

    ilköğretim kurumları yönetmeliğine göre bir öğrenci 4'üncü sınıftan 8'inci sınıfın sonuna kadar, haftalık ders saati 3 ve 3'ten az olan derslerden en az 2; 3'ten fazla olan derslerde ise en az 3 sınava girmek zorunda. böylece ilköğretimdeki sınav sayısı 182'yi buluyor.

    liselerde zorunlu olan sınav sayısı ise hazırlık sınıfında 76, birinci ve ikinci sınıfta 84'er ve son sınıfta 74'ten, toplam 318'e ulaşıyor. üstelik bu rakama bütünleme ve telafi sınavları dahil değil.

    ilköğretim öğrencileri oks'ye, lise öğrencileri de öss'ye hazırlanabilmek için gittikleri dershanelerde tam 118 sınava giriyor.

    okul eğitimini öne çıkarma teziyle getirilen yeni modeller de dershane bağımlılığını yok edemedi. meb verilerine göre, 1975-76 yılında dershane sayısı 157, öğrenci sayısı 45.582 iken, 2006-2007 yılında dershane sayısı 3.986'ya öğrenci sayısı ise 1 milyon 72 bine ulaştı.

  • türkiye de türk olmak

    potansiyel suçlu olmaktır kimilerine göre.kimilerine göre de insanın doğarken işlediği suçtur.bir an önce paklanması hatta kırklanması sonra da milletine karşı yalanlar söylemesi durumunda hak edeceği yeri alacaktır.

  • türkiye de öğretmen olmak

    türkiye'de bir şey olmak gerçekten zor zanaattir. hele ki öğretmen olmak. şu öğretmenlik mesleğinin safhalarına bakalım. lisede öğretmen olmaya karar veriyorsunuz. öss sınavına giriyorsunuz. ilk aşama olan öss' yi atlatan öğrenci bu okulda normal şartlar altında 4 sene dirsek çürütecektir. eğer bir de ihtiyacı olmadığı halde ingilizce hazırlık okutuyorlarsa 1 yıl vay haline. şimdi önünde bir engel daha vardır: kpss. diyelim ki kpss engelini de aştı. ve atandı. türkiye'nin ücra bir köşesinde pırıl pırıl çocuklara eğitim verecek. burda hem öğretmen olacak, hem idareci, hem hizmetli. evet velhasılıkelam bir öğretmen olmak gerçekten kolay değildir. bu yukarıda saydığım aşamaları sıfır kusur ile yerine getirmeli ki bir öğretmen olunabilmelidir. mazallah milim şaşma onu öğretmenlik yolundan alıkoyacaktır.

    bir de kamuran esen adlı öğretmenimizden dinleyelim:

    türkiye benimle neden gurur duymuyor?

    televizyonda; bazı kahramanlar (!) için söylenen ''türkiye seninle gurur duyuyor!'' sözlerini duyunca çok kötü oluyorum.hiç kimsenin, benimle gurur duymadığı ve asla duymayacağı gerçeği, gelip oturuyor omuzlarıma. kendimi aciz, amaçsız ve milletimiz için hiçbir şey yapmamış biri hissediyorum.

    oysa ben bir eğitimciyim. 28 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım. 15 yıl köylerde çalıştım.tek öğretmenli bir okulun hem müdürüydüm, hem öğretmeniydim ve hem de hizmetlisiydim. hem de yıllarca. okulumun yakacak ihtiyacının bir kısmını, öğrencilerimle birlikte dağlardan topladığımız kozalak, çalı, çırpı ile sağladım.

    okul bahçesinin çitini kendim onardım. badanasını kendim yaptım. okulun temizliğini, yine öğrencilerimle birlikte sağladım. ödeneği olmayan bir okulun kırtasiye masraflarını ben karşıladım. okulun ihtiyaçlarını karşılamak için, varlıklı kişilere el- avuç açtım. kermesler düzenledim. dilencilik yapmakla eleştirildim.

    türk milli eğitiminin amaç ve ilkeleri doğrultusunda, atatürkçü öğrenciler yetiştirdim. onlara vatan, millet sevgisini aşıladım. çalışkan, üretken, dürüst bir vatandaş olmaları için, elimden gelen gayreti gösterdim. bir kış günü düşüp, bacağım alçıya alındığında; koltuk değnekleriyle 15 gün okula gittim. okulda tek öğretmen olduğum için, istirahat bile edemedim.

    ama; banka dolandırmadım.vergi kaçırmadım.yurt dışına kaçıp, kırmızı bültenle aranmadım. naylon fatura düzenlemedim. bankaların içini boşaltmadım.

    şimdi bir emekliyim. ne zaman yaptığım öğretmenlikle gurur duyacak olsam; ''türkiye seninle gurur duyuyor! '' sesleri yankılanıyor kulaklarımda. türkiye hiçbir zaman benimle ve benim gibilerle gurur duymadı, duymayacak. bunu biliyorum. ''`acaba `" diyorum, "ben nerde yanlış yaptım? türkiye benimle neden gurur duymuyor? ''

    kamuran esen

  • türkiye de kürt olmak

    hıyanet türküleri eşliğinde onlarca ayaklanma çıkarıp dersim, koçgiri ve elazığ havalisinde tanrı'nın kırbacı atatürk tarafından tepelenmektir. 12 eylül'e zemin hazırlayıp diyarbakır cezaevlerinde eşşek yükü ile elektrik yemek, istiklal marşının tersinden söyletilmesidir. coni'nin paralı askerliğine soyunup, kürdo özal döneminde sınır kaçakçılığının dozunu artırmaktır. atatürk'ün başına ödül koyan elazığ valisi ali galip'e adam tedarik etmek, utanmadan biz kurtuluş savaşı'nda beraber savaştık yalanını söylemektir türkiye'de kürt olmak.

    töre cinayeti işliyoruz diye, aslında kendi iğfal ettiği kızının konuşmasını engellemektir. taksim tarlabaşı'ndaki transların üçte ikisinin ırkiyyatına mensup olmak ile övünmektir. türkiye'yi her fırsatta avrupa birliği'ne şikayet edip otonomi istemini yazılı olarak dile getirmektir. biz aslında medlerden geliyoruz çok eski bir topluluğuz diyerek, aşağı düzey farsi-aryani kökenlerini kapamaya çalışmaktır. barış ve kardeşlikten dem vurup dtp mitinglerinde kur'an-ı kerim açmaktır kürt olmak.

    halıların arasına uyuşturucu paketleri koyarak iran sınırından geçirmek demektir kürt olmak. mazlum milletiz ayağına yatıp dağa çıkmak demektir türkiye'de kürt olmak. dağda kullandığın kasaturadan mermiye kadar herşeyin amerikan fonlarından tedarik edilmesi demektir kürt olmak.

    hizbullah diye kürt- islam sentezli örgüt kurup, türkiye'de kanlı, dinci terörü tetiklemek demektir kürt olmak.

    85 sene boyunca yaptıkları kahpeliklerden mütevellit kendi dilinin konuşmasına izin verilmemesidir kürt olmak. ermeni hobyun çeteleri ile işbirliğine giderek türk köylerini basmaktır kürt olmak. türkiye'de kürt olmak ile iran yahut azerbaycan'da kürt olmak arasında zerre kadar farkı yoktur. adalar denizinden altaylara kadar türk'ün yaşadığı coğrafyada türkiye'de yaptıkları pislikleri yapmak demektir kürt olmak. yaptıkları bütün hıyanetin bedelini er geç birgün yedi yaşındaki bebesinden yetmiş yaşındaki dedesine kadar ödemek demektir türkiye'de kürt olmak.

  • utanarak entry girmek

    kelimelerin kifayetsiz kaldığı durumlara karşı yazılabilecek entrylerde utanma duygusunun tavan yaptığı anları yaşamaktır.

    bununla birlikte olan durumların anlatılmaya başlamasında bi' hayli güçlükler çekilir. bu yalnızca entry girerken de değil, normal hayatta en yakın arkadaşınıza bu enteresan durumu anlatırken de yaşanabilir. öyle bi' durum olur ki, bu duruma karşı şaşar kalırsınız. size ya çok komik gelir, ya da fazlasıyla ilginç. ama tam olarak "zıt yönde tepki toplar mıyım acaba " kaygısıyla anlatırken zorluklar yaşanır. mesela çantasından pedini düşüren genç kız. mesela cüzdanından kondomunu düşüren delikanlı. fazlasıyla meşakatli bir eylemdir. *

  • ota boka dokunmayan entry girmek

    entrylerin silinmesini istemediğimiz takdirde yapılabilecek atraksiyon zira öbür türlü silinir ve herbirinin bahanesi de imla olur ne gerek var yaz böyle bak keyfine.

  • aynı başlığa elli entry girmek

    açtığı başlığın istediği beğeniyi kazanmadığını düşünen yazarın bunu abartıp 50 kere o başlığı sol frameye getirmek için verdiği mücadeledir.

  • beklerken entry girmek

    telefon beklerken, otobüs beklerken, uykunun gelmesini beklerken, dandiklenmeyi beklerken geçen ömrün bu genişcene zaman zarflarına muhteşem entryler sığdırmaksı suretiyle edinilen eylemdir.

« / 7 »