mesaj atmak yerine değer verdiği kişileri bifiil ziyaret eden ya da kontüre kıyıp * arayan kişidir.
entry'ler (73) - sayfa 2
-
hiçbir bayramda mesaj atmayan kişi
-
ağzının ayarı olmayan arkadaş söylemleri
olloş ağızlı insanların olur olmadık zaman ve yerlerde kurdukları ayarsız cümlelerdir.
arkadaş grubundan birinin evinde kalırsınız. erkek arkadaşınızın hayvan arkadaşı sabah uyandığınızda sorar.
+nasıldı benim kanka gece iyi miydi?. belli belli iyiydi senin saç baş darma dağın parçalamış seni bizim öküz.
ya da
+ne o asabisin içip içip uyuya mı kaldı bizim hanzo? ben ona o kadar söyledim bu kadar içme kızın üstünde uyuya kalırsın diye. -
kış günü mini etek giyen kadınlar
tabii ki giymekte özgürdür. ancak her gördüğümde kendimi düşünmekten alamadığım bi cümle var: "lan benm götüm donuyor, pantalonun altına fanila bile giyiyorum. sen üşümüyor musun?"
lütfen kış günü mini etek giyen kadınlardan sözlükte varsa versin cevabını geceleri uyuyamıyorum. -
her şeyi ingilizce kullanan insan
ingilizcesini geliştireceğini zanneden insan. açık söyleyeyim, hiçbir halta yaramaz. o programlardaki ingilizce sözcükleri ilkokula yeni başlayan çocuklar bile anlayabiliyor. neyini geliştireceksin? bir de bunlar klasör isimlerini de ingilizce yaparlar. oyunları "games" klasöründe, filmleri "movies" klasöründe tutarlar.
-
isminin yanlış telaffuzundan bıkan insan
isminin yanlış telafuzlarından bıkmış ve artık insanların telafuzunu düzeltme gereği bile duymayan insan tipidir.
-
aşk bir kere olması gereken olgudur
dakika başı aşık olan insan modeline söylenmesi gereken cümlecik.o heyacan,o kalpteki çarpıntı,o tutku,o hayaller bir kere olmalıdır.bir kere sevilmeli bir kere sevmelidir.her şeyin teki güzeldir.
-
aşkın her halini görmüş insan
feleğin çemberinde fink atmış insandır.
-
sevgiliyi öperek uyandırmak
sevgili öperek uyandırmadan önce onu bu işleme hazırlamak gerek. tıpkı önsevişme gibi ama bu farklı. sevgiliyi önce saçını okşayarak kedi gibi mırlamasını sağlamak gerekir. ama saçını okşa derken tutup köpek sever gibi haşince dalın demiyor çekirgeler. bir deniz kadar dingin bir şekilde okşayacaksınız, kesinlikle parmaklar saçın arasına tarak gibi geçmeyecek! asker selamı gibi parmaklar bitişik ve avucun içi ile bastırmadan hafifçe saçların üstünde gezilecek. sigmund freuda göre dişi burada çocukluğuna döner ve annesinin saçlarını aynı şekilde okşayarak uyuttuğu (uyandırdığı) dönemde hissettiklerini bir hasretle anar, daha sonra saçlarını okşarken yumuşak bir sesle arım, balım, peteğim artık ne diyorsanız hitap ederken yavaşca yanağına küçük öpücükler kondurulur. en son gözlerini açtığında ise dudaktan tek bir öpücük ile seni seviyorum denir.
şimdi niye bu kadar uğraştık derseniz, bu adımları tek tek uygulayan erkeğin karşısında hiç bir dişi tepki koyamıyacak hissisleşir ve kendi içinde bir duygu fırtınası yaşar ne oluyooruz diye. bu durumdaki dişiye bu adımları uyguladıktan sonra galk çay koy lan deseniz bile pikider ve kahvaltı hazırlar. -
fokur fokur şiir servisi
fokur fokur'un tarafımdan kurulmuş, yazar arkadaşlarca desteklenmesini beklediğim yeni servisi. şiir sağlayıcısı. aşk, yalnızlık artık ne olursa, kimden olursa.
(bkz: fokur fokur yazarlarının şiirleri) -
müsait olmayan bir yerde inmeyi istemek
birgün götüm yerse ve minibüsçüyü de gözüme kestirirsem gerçekleştirmeyi düşündüğüm mevzu.hacı mevzu çok saçma.kalıplaşmış artık biri çıkıp "uygun bir yerde inecek var" diyince insanlar yadırgıyor.zaten şoför için yerin müsait olması hiç önemli değil ki.ineceğiniz yere yakın ufukta müşteri gözüküyosa onun için en müsait yer orasıdır.onun haricinde zaten çoğu dolmuş şoförünün trafiğe saygısı yok,zart diye durup atla diyebilitesi olabilen insanlar.zaman olur da bir eşref saatime denk gelirsem,sırf herifin vereceği tepkiyi merak ettiğimden söylemek isterim.saçma tabi,ne gerek var ama,zaten hayat da saçma.herkes çok normal ya anassını satayım.
-
türklere özgü yılbaşı adetleri
şimdi bunlar günümüzde pek kalmadı ama çocukluğumuzda vazgeçilmezlerdi. halen devam ettirilen evler varsa adres verin yılbaşında geleyim.
-
kadının hıncını alışveriş yaparak çıkarması
ben buna hastayım. genelde zaten tavsiyeyle vuku bulur bu hadise. bir arkadaşı morali bozuk olan kişiye "git biraz alışveriş yap saçını boyat şakalar felan" lafını duyduğu gibi hanımefendi hemen kendisini sokaklara vurur. eve bir döner seyyar salı pazarı gibi.
bir de aldığı şeyler hiç ihtiyacı olan şeyler olmaz genelde. abuk sabuk üst baş kıyafet falan. ay rahatladım vallahi kız diye de kendisine bu tavsiyeyi veren arkadaşına haber ederler.
milletin kıçı kaşınıyor başka bir şey değil. para harcamaya gönlüm varın, moralim bozuk rahatlamak için yaptıma yorulmuş hali. -
ekmek almaya çıkıp bir daha dönmemek
yıllar önce yapıldığını duyduğum bir eylemdir.daha sonradan yapan kişinin ardında bıraktıklarıyla da tesadüf eseri tanışmışımdır.evet gariptir ama adam evden ekmek almaya gidiyorum diye çıkıyor ve 5 yıl haber alınamıyor. geride kalanlar perişan..
-
git kendini çok sevdirmeden
tuna kiremitçi romanı.bu adamı neden bu kadar seviyorum ben diye kendime sorduğumda cevap veren kitap.
-
ekmek almaya gidince ekmeği eve yarım getirmek
cocukken hatta buyukken bile yapilan eylemdir bu. anneniz yemegin son hazirliklarindayken fark eder ekmegin bittigini ve sizi firina gonderir ancak aldiginiz bir somun ekmegi eve gelene dek kopara kopara yarilamissinizdir bile.
zaten o taze ekmek icinin tadi hicbir asortik yemekte yoktur.