• sokrates'in enine boyuna anlattığı bir felsefenin ürünü.

    kişinin şüphe uyandırmamak ve dışlanmamak için nasıl davranması gerektiğine ilişkin olarak her toplumun kendine göre anlayışlarının var olduğu bilinir. öyle ki sağduyu nasıl giyinmemizden tutun da kimlere saygı duymamız gerektiğini, hangi etiketlerinde peşinden koşmamıza kadar her şeyi kapsayarak pragmatist olarak yaklaştırmayı amaçlar. en azından sokrates böyle der.

    tezine şöyle devam eder;

    " herkesçe kabul edilen düzeni sorgulamaya başlamak, garip, huysuz, aksi hatta saldırgan diye nitelenmenize yol açacaktır. antik yunanlardaki tanrı inancının bu kadar eleştirisiz olması da buradan gelir. "

    sokrates bunları söyledikten sonra kendisini sözde destekleyen arkadaşları tarafından dava edilmiş ve zehir içirilerek öldürtülmüştür. herneyse konu dağılmasın.

    toplum içinde doğruluğu ve kesinliği(!) su götürmez bir gerçek(!!) olarak bilinen kuralları, formları, düşünce sistemlerini sorgulamak, yeniden inşası için fitili ateşlemek hep yanlış anlaşılmıştır. topluluk içerisinde var olan dinamikleri sorgulamak etiket sahiplerini rahatsız etse de olay sorgulamadan ve eleştiriden geçer. neden dibine dek eleştiriririz de kesin yargılar getirmeyiz? neden bok atmayız da kulağını çekeriz? toplum tarafından en azından bağlı bulunduğunuz toplumda otorite sahibi olanlara karşı sivri oluruz da kabul görmediğimizde yadsımayız? çünkü doğru olan budur. sorgulamazsan doğru ve haklıyı bulamazsın.

    " bu ortamın kurallarını sorgulayıp, işleyişini bozmayalım " diyerek işin içinden sıyrılamaz insan. hala bir açıklama yapmıyor ya da yapamıyor olmanın dayanılmaz sukuneti sarar bedeni de kendini yetersiz hissetmenin tesellisini benimseyemez.

    alain de botton'un felsefenin tesellisi kitabı bu yönde sağlam bilgiler barındırır.