samsun'da bulunan bir üniversite. iki kampüsü bulunmaktadır. biri eğitim fakültelerini içinde bulunduran atakum kampüsü. diğeri ise mühendislik, tıp, diş, ziraat, fen-edebiyat, bir takım yüksekokullar, ilahiyat, işletme iktisat vs.. gibi fakülteleri içinde bulunduran kurupelit kampüsü.
özellikle kurupelit kampüsü eğer ilk defa üniversite hayatına adım atıyorsanız, içinizde geniş mutluluklar ve derin sıkıntılar yaratabilecek bir kampüstür. zira dağın başında bir şehirdir. yerden yükselip rakımınız arttıkça kendinizi bir şey sanarsınız. en piskopatı, en umursamazı, en rahatsızı bile üniversite hayatına adım atarak bu dağı tırmanıyorum, moduyla çiçek abbas sürümüne dönüşür.
fakat bu güzelliklerinin yanında üniversiteye ilk kayıt olmaya gittiğiniz gün arabadan aşağı adımınızı attığınızda milimetrik mesafe ile üstüne basmaktan kurtulduğunuz inek pislikleri sizi farklı boyutlara götürür.kafanızı bir takım sorular kurcalar.
-çevrede hiç dört ayaklı inek yoktur!. peki o şeyleri çıkartan kimdir?
-bu iki ayaklılar bu kadar büyük yapabilir mi?
-hadi yaptılar diyelim sokak ortasına yaparlar mı?
derin derin düşünürken kafanızı kaldırıp sabahın sekiz buçuğunda mühendislik fakültesinin önünde anadolunun bir takım yerlerinden gelmiş bazıları kırkbeşmilyonaltıyüzyetmişüç tane kardeşe sahip olan kara kaşlı, kara gözlü inşaat mühendisi adayı * yağız delikanlılar moralinizi bozabilir. zira çevrede değil bayan, sakalı olmayan erkek bile yoktur."hass.. ne işim var lan burda derken!." o kampüs size imkansızın olmadığını gösterir. ve saat onbire doğru bölüme kayıt olmaya gelen bayanları görünce hayatın sürprizlerle dolu olduğunu anlarsınız. ***
üniversiteye kayıt olurken bölümde yaşayan büyük sınıflar sizlere "ayy. aferin sen iyi derece ile girmişsin. helal be sana!" diyerek sizi farkına varmadan rezil edebilirler.
hemen uzaklaşır başka fakülteden de çevre yapmak için gezerseniz. işte hayat orda başlar.fen edebiyat ve mühendislik fakültelerinden aşağı doğru yürüdüğünüzde -ki o mesafe bayağı fazladır ve çevresinde ormanlar olan bir köy yolunu andırır. - hayatta ne için yaşadığınızı düşünürsünüz. sizle birlikte o güzel ve doğal olan yolda yürüyen yabancı dil bölümünden kızlar zaman zaman dönüp "kim bu yeni?" edasıyla sizi kesebilirler. ve aynı şekilde yanınızdan geçen dolmuşlarsa "binecek misin abi?" maksadıyla korna çalarlar. bir nevi ortalık malı olursunuz. ama o yol çok güzeldir.candır!. onbin tane insanın paylaşacağı yoldur. ortam yapma yoludur. yanında ormanlık alanlar olan yoldur.
üniversitenin en hareketli kantinine, tıp kantinine ilk günde çevre yapayım diye gittiğinizde hayal kırıklığına uğrarsınız.zira kantinde büyük çoğunlukta artık çalışmaktan feleği şaşmış amca ve teyzeler oturmaktadır.amca ve teyzelerdir bunlar evet.ama kimseye "burda doktor musunuz?" diye ilk günden sormayın. zira bu amca ve teyzler tıp dördüncü sınıf öğrencisi çıkabilirler ve çok büyük pot kırarsınız. tıp kantininde kafanızı öbür tarafa çevirdiğiniz vakit küçük gruplar halinde oturan, kafalarında saçları olan, idealist, "ben tıpı para için okumuyorum! yaşasın insanlık!" diyen, her şeyden habersiz kayıta gelmiş yakışıklı erkekleri ve güzel kızları görürsünüz.
kısacası kurupelit kampüsünün her yeri bir farklıdır.bazı bölümlerde kendinizi ilahiyatta gibi hisseder, bazılarında ise "ohş o ne lan!" dersiniz.sonuçta üniversite üniversitedir. okuyup bitirmeniz için yapılmıştır.
omü'nün en önemli özelliğine gelince internet sitesi, net aleminde en kral tasarıma sahip üniversite sitesidir. siteye girince kendinizi oxford'lu hisseder, kampüse gidince "urfa'da oxford vardı da biz mi okumadık!" diyerek bi sikim olmadığınızı anlarsınız..
ama üniversite her şeye rağmen güzeldir.
not: bir ondokuz mayıs üniversitesi öğrencisinden...
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara