suco2 isimli yazarın attığı bir duman ile farkettim bu durumu. ya bu arada suco2 nedir ya? çakma çin malı su sayacı markası gibi. suco'yu anladık da, 2 ne yahu? adam aklına gelen ilk heceleri nick diye yazmış..
tespite girmek için erkeklerde ikili ilişkilere değinmeliyiz öncelikle.
birbirini hiç tanımayan iki erkek ilk karşılaşmada 'meraba birader' der. tespite hızlıca girelim derim ben.
2. karşılaşma;
meraba birader
3. karşılaşma;
nasılsın birader?
5. karşılaşma;
ooo kanka naber?
12. karşılaşma;
napıyon yarramın kafası?
gördüğünüz üzre, samimiyet arttırça erkeklerimizin seviyesi düştü. birer pislik oldular. bu olay sözlüklerde de bu şekilde cereyan ediyor. en basitinden örnek vermek gerekirse; suco2. evet, en basitinden örnek oldu. suco... nickine abandığımın..
bu arkadaş ilk dumanını attığında 'hocam' diyordu. ben de ona 'abi' diyordum. çünkü birbirimizi tanımıyorduk. ama 2 dakika önce 'ne göt adamsın' diye mesaj attı bana. tamam, aslında çok yanılıyor, ben göt adam falan değilim. ama konumuz bu değil. konumuz ilerleyen samimiyetin yerini hayvanlığa bırakması.
bayanlarda durum nedir bilmiyorum ama erkeklerde böyle. en iyi arkadaşınızı hayal edin. nasıl tanışmıştınız onunla? 'meraba ben osman' demişti değil mi? 'nasılsın, iyi misin, kıl mısın, yün müsün' diye sorular yağdırdınız? ama osman ibnesi şimdi ana avrat sövüyor size?
burada da başka bir ilginçlik çıktı karşıma. hiç tanımadığım birisi anneme sövdüğü zaman sinirlenirim ben. ama çok sevdiğim arkadaşım cafer anneme sövdüğü zaman sinirlenmiyorum. neden? çünkü çok sevdiğim arkadaşım cafer henüz çok sevdiğim arkadaşım değilken anneme sövdüğü için bıçakladım ben onu. ölüler konuşamaz.
sanırım bir yerden sonra hoşumuza gitmeyen sözler duymak kulağımızda o kadar da kötü tınlamıyor. iki kız gördüm, biri diğerine 'orospu' dedi, gülüştüler. şimdi o kıza ben orospu deseydim saçımı başımı yolardı. ben durur muyum? vururdum ağzına tekmeyi, dişlerini dökerdim paçozun. kızlarda da böyle bir şey var diye tahmin ediyorum.
bir diğer olay ise giyinişte görülüyor. şimdi iki adam düşünün, yeni tanışmışlar, gayet resmi konuşup çay içiyorlar. şimdi bu adamları 3 ay sonra aynı evde hayal edin.
mehmet diyelim adına, adamlardan birincisi, don gömlek oturuyor evin içinde. hülya diyelim adına, adamlardan ikincisi, o da aynı şekilde yarı çıplak dolaşıyor evin içinde.
şimdi adamın adına hülya dedik ya, bu adam tepkisini dile getirmek istese şöyle der;
''adıma hülya diyorsunuz ama hülya bayan ismidir. ben cinsiyetim gereği bir kemal, bir serhat olmalıyım.''
bu hülya şerefsizi tanıdığımız biri olsaydı şöyle diyecekti;
''lan ibne karı mıyım ben hülya kim göt''
gördüğünüz gibi, samimiyet ilerledikçe bu hale geliyor. samimiyet ilerledikçe cümlelerde noktalama işaretine bile ihtiyaç duyulmuyor dikkat ettiyseniz.
bir takıma transfer olan bir futbolcu ilk maçında gol atarsa tribüne koşar. ama sezon sonunda bir gol atarsa yere yatıp üzerine adamların çullanmasını bekler, altta debelenir. buyrun, samimiyet ilerledikçe erotizm tırmandı. yaa..
hasılı, erkekler birbirini daha iyi tanıdıkça toplumun terbiye yargılarına ters düşen hareketler yapmakta beis görmez.
adriaaan!
tanım: erkeklerin birbirini daha çok tanıdıkça daha da terbiyesizleşmesi olayı.
tanım2: erkeklerin samimiyet derecesine göre farklılaşan psikolojilerinin toplumsal tezahürü.
tanım3: erkeklerde görünen bir çeşit şey dedirten durum.
tanım4: hakan şükür'ün golüyle 1-0 olan karşılaşma. dakika 59.
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara