hevesin kursakta kalmasına sebep olan durumdur.
biz ilkokuldayken türkiye bu kadar gelişmiş değildi. saçma sapan kurallarımız vardı. o dönemlerde en sevmediğim kural ise okula spor ayakkabıyla gitmenin yasak olmasıydı. niye lan? çok saçmaymış harbiden.
derken 4. sınıfta serbest bırakıldı. ileri demokrasinin(!) ilk adımıydı bu serbestlik. tabi herkesler abandı spor ayakkabıya. ben ise biraz beklemek zorunda kaldım. çünkü ayağımdaki ayakkabıyı 6 ay önce almıştık. yeni ayakkabı için en az 1 yıl geçmesi gerekiyordu. tabi ben ibneliğe vurdum işi gittim ayakkabının sağını solunu patlatıp "baba bu ayakkap patladı yenisini alalııım" dedin. canım babam kıyamadı tabi gittik yenisini almaya.
gittiğimiz yer dandik ayakkabılar satan, üsküdar çavuşderede bulunan kuytu bir ayakkabıcıydı. o zamanlar kolpa ürün falan yoktu. ya adidas giyiniyordun ya da ismini bile hatırlamadığım markaları. dükkana girer girmez gri üzerine kırmızı desenli "detrox" marka halı sahayı beğendim. adam diğer tekini de alıp geldi. lakin ayağıma olmadı. parmaklar içeride iki büklüm. büyüğünü sorduk, yok dedi. git başka al amiya koyim ama çocukluk işte beğendik onu bir kere. babam sordu "oğlum sıkıyorsa başka alalım". dedim "yok zaten çorap kalın ondan böyle az biraz sıktı, bikaç tane maç yapayım tam olur" dedim.
nah olur. 1 sene boyunca küçücük ayakkabıyla gezdim lan. 40 yaşına geldim ayak parmaklarımın uyuşması hala geçmedi.
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara