duyulduğunda insani komaya sokan fıkralardır.
80 yasinda bir adam doktora gider. doktor adamin sagligini sordugunda adam "harika, 18 yasinda bir karim var ve hamile" der. doktor birkaç dakika düsündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacagim"demis.
"avlanmaktan cok hoslanan bir adam varmis. her gün tufegini alarak ava gidermis. fakat bir gün dalginlikla yanina tüfek yerine şemsiyesini almis. ormana gitmis.agaclarin arasinda yürürken karsida bir geyik görmus. hemen semsiyeyi çikarmis nisan almis ve... pat... geyik yere yigilmis. " ıhtiyar sasirmis ve doktora dönerek
"olamaz... baska birisi vurmus olmali" demis.
doktor yanıtlar: kesinlikle..
-
-
küçük kız, fen bilgisi dersinde heyecanla parmak kaldırdı:
-öğretmenim ben bir şey sormak istiyorum!
-evet seni dinliyoruz?
-benim anneannemin bebeği olur mu?
öğretmen şaşırarak:
-anneanneler bebek yapmak için yaşlıdırlar.
küçük kız yine atılmış:
-peki annemin bebeği olur mu?
-annelerin bebeği olur ama, yaşları ilerledikçe bu ihtimal azalır.
küçük kız daha da heyecanlanarak:
-peki benim bebeğim olur mu?
-kızım, senin yaşın daha küçük, olur mu öyle şey!
bunun üzerine arka sıradaki, erkek çocuk bağırarak:
-bak!!! ben sana demiştim bir şey olmaz diye!!!. -
adamın biri ölmüş öteki dünyaya gitmiş. adama sen ömründe sigara içki içmemişsin allahın sevgili kulusun cennete gidiyoruz ama yolda cehennemden geçicez demişler .
odanin birine girmisler, adam bakmis ki insanlar sirayla oturmus kendi cinsel organlarini emiyorlar. bunun üzerine, adam yanindakilere sormus;
- bunlar ne yapiyorlar.
- bunlar dünyada iken sigara içerlerdi, demisler.
sonra baska bir odaya girmisler, adam bakmis ki burada da insanlar sira ile oturmuslar, karsilarinda yine sira ile insanlar digerlerinin cinsel organlarini emiyorlar.
adam tekrar sormus;
- peki bunlar ne yaptilar diye
- ılk siradakiler dünyada sigara içerlerdi, karsilarindakiler ise dünyada otlakçılardı. -
cindy crawford ve recep bir uçak kazasi neticesinde issiz adaya duserler.
ne yapsinlar can sıkıntısindan sabah aksam sevisirler.
ancak bir sure sonra recep , durumdan zevk almamaya; sıkılmaya başlar.
cindy çıldırır, recep'e ne oldugunu sorar.."ne istersen yapabilirim.yeter ki söyle recebim." der.
her turlu fantaziye, her seyiyle, recep'in emrine amade oldugunu,nerede hata yaptiysa duzeltmeye calisacagini anlatir.
recep inatla cindy'ye "istedigim seyi yapabilmen mumkun degil" der.
cindy caresizlik icinde israr eder ve her seyi goze aldigini soyler.
recep cindy'nin bu ısrarına dayanamayıp; en sonunda aklında olanı denemeye karar verir...
once cindy'nin saclarini kisacik keser.sonra ustunu ortecek bicimde ceketini giydirir. kestigi saclardan biyik yapar. cindy, ne oldugunu anlamaya çalisirken recep onu mumkun oldugu kadar erkege benzettikten sonra aksam olunca sahile gelmesini soyler.
aksam olur ve cindy erkek kiliginda sahile gelir bakar ki, recep mukemmel bir raki sofrasi hazirlamis ve masayi mezelerle doldurmustur.
recep ve cindy masaya otururlar ve recep elini kanka modunda, cindy nin omzuna koyar, bardagini cindy ninkine tokusturur ve soyle der:
"ulan oğlum bir aydir kimi götürüyorum var ya söylesem inanmazsin!!!" -
matematikten sürekli zayıf notlar alan haylaz çocuğu ailesi belki bir faydası olur düşüncesiyle katolik okuluna gönderir. bakarlar ki çocuk okulu değiştirdikten sonra matematikten hep tam not alıyor.
sebebini çok merak etmeye başlarlar ve sene sonunda çocuğa sorarlar :
katolik okuluna gitmeye başlayınca ne değişti?
çocuk cevap verir :
okulun ilk gününde artı işaretine çivilenmiş adamı görünce durumun ciddiyetini anladım.