geçenlerde taraf gazetesinde okuduğum bir iddia. şimdi adını tam şey edemedim yazarın. mühim de değil zaten. katıldığım bir görüş. ve ayrıntılı olarak şey etmeye çalışalım. (gaza gelip sinirlenen arkadaşlar, sağdan ilerleyip direkt dandikleyebilirler. burda yığılma yapmaya gerek yok)
evet, türkiye laik değildir.
türkiye'de "laiklik" yok. asla olmadı. muhtemelen hiçbir zaman da olmayacak. çünkü türkiye'de laikliğin ortamı, şartları ve tarafları hiçbir zaman olmadı ve olmayacak.
laikliğin sistem olarak doğduğu ülke olan fransa'ya bakmalı. fransız katolik dünyasında insanlar ikiye ayrılır. bir kısmına "klerje" (clarge) denir ki, bunlar din adamlarıdır ve ruhaniler sınıfını temsil eder. bu sınıf da, kendi içinde tekrar "regulier" ve "seculier" diye iki gruba ayrılır. birinci guruptaki ruhaniler, hayattan uzak yaşayan ve manastırlara kapanıp ömürlerini ibadetle geçiren din adamlarıdır. ikinci gurup ise papaz, piskopos gibi halk içinde ve herkesle birlikte yaşayan kilise hizmetçileri ve bizzat görev başındaki ayin yaptıran din adamlarıdır. işte "laik" (laic/laique/laicus) diye, din adamları sınıfının bu iki gurubunun hiç birisine mensup olmayan hristıyanlara denir.
bu durumda laik devlet de fransa devleti'nin "kilise" ve "klarje" dışı "laique" sıfatına haiz kişilerce yönetilmesi demek olur. laik hukuk da devleti kilise hukukundan ayırmak demektir.
türkiye'deki ortama, şartlara ve taraflara baktığınızda bunların hiçbirisinin olmadığını görürsünüz.
yani,"cami" kendi başına hiyerarşik din adamları sınıfından oluşan bir "kilise" değildir. bilakis bir devlet kurumudur. "tapu kadastro müdürlüğü" gibi bizzat devlet tarafından maaşları ödenen memurlardan oluşur. türkiye'de imamların hiç birisi "klarje" yani ruhaniler/din adamları sınıfından değildir; hepsi devletin maaşlı memurudur.
türkiye'de dini hizmetler; camilerde namaz, hac, cenaze hizmetleri, ramazan ve kurban bayramları bizzat devlet kontrolünde yapılır. yani bunlar birer kamu hizmetidir. aslında türkiye'de uygulanan laiklik değil bizantist din-devlet anlayışıdır. malum, istanbul'un fethinden sonra osmanlı imparatorluğu bizans'ın yerine geçti. 500 yıldır bizans'tan devralınan din-devlet anlayışı uygulanıyor. bu anlayışta din (kilise) devlete değil; devlet kiliseye egemendir. imparatorun yerine padişah, başpiskopos'un yerine şeyhülislam geçti. cumhuriyetten sonra ise başbakanlık-diyanet işleri başkanı şekline dönüştü. gelenek aynı, anlayış aynı... aslında hep aynı...
burada din ile devlet işlerinin ayrılması değil; devletin din işlerini de üstlenmesi söz konusudur. türkiye'de laiklik uygulaması, fransız ortamı, şartları ve taraflarını körü körüne buraya taşınması halidir.
burada işin daha komik ve sinir bozucu kısmı; olmayan bir şeye karşı işlenilen suçların(!), cumhuriyet tarihinin en çok gündem yaratan, yer yer en büyük tehdit olarak algılanan eylemler olması.
laiklik kavramı türkiye'de ne siyasi, ne de dini bir kavram değil, tamamen "psikolojik" bir kavram.
insanlar sokaklarda avaz avaz; ''türkiye laiktir laik kalacak'' demekle psikolojik olarak rahatlıyorlar. işlerin yolunda gittiği ve hakimiyetlerinin sürdüğü duygusu için; bu söz öbeğini, biraz tehditkar, biraz lirik şekilde söylemeleri yetiyor. histeri halinden "laiklik nedir?", "türkiye'de laikliğin ortamı, şartları, tarafları var mı ki?" diye sormaya vakit bile bulamamaları ayrı bir konu.
ilginç olan şu ki; kalburüstü tabaka dediğimiz bu elit kesim, cumhuriyeti ve laikliği korumayı, kendi yaşam tarzlarını korumanın adı haline getirmişler. evet; resmi ideoloji beybi.
ha bir de madalyonun öteki yüzü var elbette.
laiklik karşıtı olarak suçlanan dini çevrelerde de "islam devleti" veya "şeriat devleti" kavramları aynı şekilde "psikolojik" bir rahatlamaya dönüştürmüş durumdalar. oysa söylemlerinin içeriği boştur ve aslında ne anlama geldiğini kendileri bile bilmezler. onlar da aynı psikolojisi içinde "islam devleti nedir?", "şeriat, gökten inmiş hazır ilahi hukuk mu ki?" sorularına cevap aramak akıllarının ucundan bile geçirmez.
bence insanlar gerçek anlamlarını bile bilmedikleri; şeriat-laiklik geriliminin dışına çıkmalı ve biraz sakin kafayla düşünmeliler.
asdfghjklş. kime söylüyorum ben!!!???
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara