1 entry daha
  • ben kuşlardan da küçüktüm bir gece vaktiydi....

    gece miydi gündüz müydü hatırlamıyorum beyazdı her yer, yeni yağmış kar gibi tertemiz bembeyaz tüylü bir kedi gibi... o beyazlara özenirdim hep, bir gün benim de beyaz elbiselerim olacak derdimbembeyaz yarınlarda giyilecek....

    hiç de uzak değildi bu fikir küçüktüm daha çok küçüktüm yalanlarım da hatalarım da bildiklerim de çok küçüktü ama karşılıyordu umutlarımı, tatmin ediyordu mutsuzluklarımı....

    hayallerim vardı ıslanmamış bembeyaz, gök vardı deniz vardı savrulmuş siyahlıklarla kirlenmemiş, henüz masmavi, çiçekler vardımor mor gözümü alamadığım, fazlasıyla hem de... bana da yetiyordu arkadaşlarıma da kavga etmiyorduk, kıskanmıyorduk birbirimzden.

    nasıl oldu ne bitti anlıyamadan bembeyaz yarınlarım yavaş yavaş esmerleşti ben gibi, dünya gibi , hayat gibi...

    her yıl eylüle geldikçe takvimden kopardığım yapraklarla birlikte umutlarımı, mutluluklarımı da koparttım yerine hayal kırıklıkları ekleyerek...

    çok şey öğrendim mesela doğru ve ters orantı diye bir şey varmış bilir misin sen? dur bak anlatayım çok basit sen büyüdükçe yıllar seni alıp götürdükçe hayallerin, umutların,güvendiklerin, arkadaş dediklerin azalıyor, dert,mutsuzluk, kaygı, yediğin kazıklar artıyor... buna da doğru orantı diyorlar senden bir şeyler gittikçe yenileri ekleniyor işte... ters orantıya gelince hiç geçmeyeyim şimdi ona onlar bu hayatta çıkarcılara, kurnazlara yarayan bir yöntem bir şey vermesen de alıyorsun nasıl oluyorsa....

    eskilreden geçmişten bir yerlerden kulağımı bir söz tırmalamıştı o zamanlar anlıyamadığım küçüğüm daha çok küçüğüm dediğim zamanlar işte şimdi anlamama gerek kalmadı birebir yaşıyorum sen de duy şimdiden birgün inanrısın, elbet sen de çıkacaksın merdivenlerden yükseklere, geçmişten geleceğe...

    bütün renkler hızla kirleniyordu
    önceliği beyaza verdiler