bazen bir sevgili öyle mutlu eder ki sizi; o, yaşattığı aşk, birlikte olduğunuz her güzel an hatta her an hakkında sayfalarca yazabilirsiniz. ama bazen aynı sevgili sizi öylesine üzer, yaralar, parçalar ki öyle acımasızca kanatır ki tüm benliğinizi, duyduğunuz acı mı yoksa en mutlu edenle en derinden üzenin aynı kişi olması mı daha çok ağrınıza gider bilemezsiniz. yaptığınız karşılaştırmalar sizi sürekli büyüyen bir çelişkiler silsilesine her gün daha fazla savurur. her gün daha çok düşünür ve her gün daha fazla yanıtsız soruya cevap ararsınız. bu yaşanılanların sizi ne hale getirdiğini hep biraz daha sorgularsınız. öldürmeyenin sizi güçlendirdiğini düşünür ve belki bazen keşke ölseydim de bunları yaşamasaydım dersiniz..ve bazen acınız öyle bir zirveye ulaşır ki keşke dersiniz -keşke demekten nefret ede ede- keşke, keşke ölseydi de bunlar hiç olmasaydı dersiniz, keşke onu en çok sevdiğim an, ona en çok bağlandığım zaman, keşke aşkımın, tutkumun doruğundayken.. keşke ölseydi...keşke...gözlerimin önünde, kollarımın arasında ölseydi...ölseydi de onu hep güzel hatırlayabilseydim, ölseydi de arkasından döktüğüm gözyaşları beni yıpratmasaydı, keşke onu hep daha fazla sevip bu yüzden kendimden nefret etmeseydim...keşke onun olduğu bir dünyada umutsuzca onsuzluk çekeceğime onsuz bir dünyada hayaliyle mutlu olabilseydim...keşke ölseydi keşke...
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara