bütün bir yüceliğine ve yaydıkları ışıltıya karşın kendinizi daha kötü hissettirmekten başka bir işe yaramazlar çoğu zaman. diyelim ki; bütün savunmasızlığınızla fildişi kulesinin avlusunda düşlerinize ve yüzyıllara oyunlar batırırken, birden bire ömer hayyam'dan ya da nietzsche'den bir cümleyle karşılaştınız. karşınızda, sanki evrenin ve gecenin ve çalar saatlerin ve aynaların bütün sırlarını size açıklayacakmışcasına koca elli, koca koca sakallı yıllara meydan okuyan sözlerden birisi duruyor. fakat hiçbir işe yaramazlar. çünkü siz daha, "ama büyük anne neden sen bu kadar üzgünsün?" demeye kalmadan, aklınızı ve midenizi daha çok bulandırmaktan öteye gitmezler. bilgi yığılır, bilgi içinde boğulursunuz, bütün o yücelerin sözleri gökten kayan bir yıldız gibidir, ama işlevsellikleri de yoktur işte bir şekilde, içiniz daha da kabarır..
sizse, kayan yıldızlara bakıp, içi geçmiş bir dilek tutarsınız; bir gün sizin de böyle yıldız kaydırabilecek denli ilerleyebilmiş olmanız ümidiyle
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara