sabahları o kadar özel değildir bu sokak. tunalı hilmi caddesi'nde ilerlerken ertuğ pasajı'nın oradan içeriye kıvrılan yoldan girdiğinizde karşınıza çıkan bu sokak, akşamın ilk saatlerine kadar, neredeyse tamamen terk edilmiş gibidir. geceleyin yaşanacak olanlar hakkında en ufak ipucunu bile bulamazsınız. belki öğleden sonra kebap 49'da bir yemek yiyebilirsiniz ya da henüz boş olan kafelerden birinde bir süre oturabilirsiniz. çin mutfağını seviyorsanız, yıllardan beri yerini koruyan koreli kadının yerine gidebilirsiniz, sokağın hemen başındaki japon fenerlerinden tanırsınız zaten. kumpiri de güzeldir demek isterdim, ama otantik'te yiyeceğiniz kumpir hayatınızın en güzel kumpiri olacak diyemiyorum ne yazık ki.
haftasonu akşamı saat beşi gösterdiğinde bestekar'ın ilk sakinlerini sokakta görmeye başlarsınız. 15-16 yaşlarındaki "alternatif lise gençliği" sokaktaki yerini almaya başlar. ertuğ pasajı'nın merdivenleri, sokaktaki kaldırımlar onların ikamet alanlarıdır. bu gençler arasında mavi saçlılar, kaşında burnunda fazladan iki-üç küpe bulunanları görünce şaşırmamalısınız, zira bestekar sokak ileriki saatlerde çok daha fazlasına ev sahipliği yapacaktır. kafe olarak tanımladğımız mekanlar yavaş yavaş gerçek yüzlerini göstermeye başlar hava kararmaya yüz tutunca. ilk müzk sesleri sokağı doldurmaya başladığında az evvel bahsettiğimiz gençler de evlerine dönerler ya da başka mekanlara doğru yola çıkarlar, çünkü bu müzik tarzı onların hoşuna gitmez; bestekar geceleri dillere düşmüş olan rock ve pop müzk ile başlar. "alternatif lise gençleri" için bu popüler müzikler "işkence"dir.
hava iyice karardığında, bestekar sokak'ın kaldırımları park yerlerine dönüşür. bütün hafta yorulan insanlar soluğu, artık iyice hızını almış eğlence mekanlarında alırlar. bestekar müdavimleri, süslenip püslenmiş insanlardan çok, kot pantolon-kazak insanlarıdırlar. sokaktaki sesler, şakalaşan üniversiteli gençler ile genç iş insanlarının seslerinin bir karışımıdır. geç akşam yemeklerini yiyen kişileri de 9-10 gibi yolda yürürken görmeniz mümkündür.
gecenin ilerleyen saatlerinde, sakin kalabalık bestekar sokak'ı terk eder. geriye kalanlar, sabaha kadar eğlenmeyi ve vücutlarını alkole doyurmayı planlayan kesimdir. işte bestekar sokak şimdi gerçek bestekar olmaya başlamıştır. sokaklarda, ellerinde bira şişeleriyle gezinen neşeli insanlar vardır. bu kişiler bir mekandan ötekine gezinir dururlar. genelde güzergah şöyledir: twister, twister'dan corvus'a, corvus'tan sonra corvus'un karşısındaki bakkala, bakkaldan bakkalın yanındaki apartmanın merdivenlerine ve oradan yolun en sonundaki locus solus'a ya da kennedy caddesi üzerindeki mono'ya, oradan da arkadaşların kollarında eve...
bestekar sokak'ta alkol, çoğu yerden daha ucuzdur. eğlence de genç insanlara hitap eden şekilde olduğundan kendisini kaybeden çok olur. kendisine hakim olabilenler ise bu sokağın asıl keyfini çıkarabilen kişilerdir. bir süre eğlendikten sonra, bulduğunuz ilk midyeciyle muhabbet ede ede yenilen midye dolmalardan da bu keyfe tuz biberdir. dört beş kişilik bir arkadaş grubunda hep aynı konuşmalar geçer:
-demin geçen çocuğu gördün mü? gözlerinde sürme olanı? saçı pembeydi çocuğun.
-gördüm. yanındaki kızın da kaşında sanırım beş tane piercing vardı.
-ne ilginç tipler var. midye yiyelim hadi!
-nasıl yiyorsunuz o iğrenç şeyi?
işte o soru, "nasıl yiyorsunuz o iğrenç şeyi?" diye sorulmasına rağmen, soruyu soran da dahil midye dolmalar yenir. bir bestekar günü de bu şekilde biter.
bestekar sokak gün ışığının olmadığı zamanlarda aydınlanan, ankara'nın yaz kış en çok rağbet gören sokaklardından birisidir. ister "alternatif" olsun, ister olmasın, ankara'da bulunan her insan tarafından bu gecelerin tadına en az bir kez bakılması gereklidir. kızılay'ı görmeden, kale'ye çıkılmadan nasıl ankara görülmüş olmazsa, bestekar'da bulunulmadan da ankara anlaşılmış olamaz.
şükela: tümü
|
bugün
başlıkta ara