yok satan nihilist bakkal 2. nesil yazar

istanbul'un göbeğinde çarşaflı bir anne ve türbanlı bir genç kız.

inanışları gereği kapalılar.
uzatılan mikrofona ve etraftan gelen sözlü saldırılara karşılık kendilerini savunuyorlar.
bu ülkede özgürlük olduğunu iddia ediyorlar.
açık giyinen herkes kadar kapalı giyinmeye hakları olduğunu söylüyorlar.
türbanlı kızımız ise çarşafa giren annesini canavara, öcüye benzetenleri kınıyor.
halinden okumuş olduğu belli. ama konumu gereği olaylara perdeli yaklaşıyor.
annesinin böyle giyinmesinin kişisel özgürlük olduğunu düşünüyor ve savunuyor.
eğitim denen anahtarın açamayacağı kilit yok, ama kapının pervazında din varsa ne kadar kilit açılsa da pervaz, aynı pervaz.
çarşaflı anneyse başı açık olan kadına peygamberle ilgili bir söylediğinden ötürü "yazıklar olsun" diyor.
kimin içinde canavar var kimin içinde yok bilinmez.
canavar kıyafete mi gelir, canavarlık giyimle mi belli olur o kısımın cevabı net.
hayır...
açık olanlar canavar olmadığı gibi kapalılar da canavar değil.
ve açık olanlar hepten günahkar olmadığı gibi kapalı olanlar da hepten cennetlik değil.
dinde saygı ve hoşgörünün önemi ne kadar büyük olsa da açık kapalı kimse kimseye saygı duymuyor.

kızın kırosu olur mu dersiniz ? aha bu.. kendisi dünyanın en itici kızıdır, kendisine "ulan ispanyol paçayı nereden buldun" diye sorulmalı ardından ayaklarının arkaya doğru olup olmadığı kontrol edilmelidir. makbul olanı dar paça pantolla converse giyendir, dışarıda zilyonlarcası öyle dolaşmaktadır.

burada chat yapanlar genelde cennetlik insanlardır. bilgisayarları okunmuştur. yaptıkları normaldir. *

ne yazik ki var boyle bir durum. eger benim gibi yurtdisinda yasayan ve hayat standartlari yuksek olan bir insansaniz, kendinizi turk doktorlarina asla emanet edemezsiniz. zira turk doktorlarinin kalitesi ortada. ben de canimi sokakta bulmadim takdir edersiniz ki. tanri korusun yanlis teshis koyarlar veya eczanede yanlis ilac verirler. ornegin ben turkiye'de hasta olsam bile doktora gitmek icin fransa'ya donmeyi beklerim. fransa'ya donunce kendimi kaliteli doktoruma ya da sapik ama isinde basarili eczacima birakirim.

türk telekom'un sağladığı online bir test. adsl veya vdsl2 kullanıcılarının, download ve upload hızlarının nasıl olduğunu göstermek amacıyla yapılmaktadır. çok kısa bir süre içerisinde testi bitirmekte ve doğru sonuçları vermektedir.

https://www.turktelekom.com.tr/hiz-testi

harika birşeydir efendim. tabii tuvalette uzun süre kalanlar için ayakların uyuşması bir dezavantajdır fakat ben içimden çıkan kütlenin suya düştüğünde "lock..lock.." diye sesini duyamayıp, aha su sıçrayacak götüme diye hop oturup hop kalkmadıktan sonra sıçmam ki lan. hem benden önce tuvalete girmiş hayvan ev arkadaşı taşlara bulaştıracak dışkısını bende ayakta işerken o kenarda kalan kırıntıları oksi ekşın ferahlığı tadında temizliyecem o bir keyiftir yani. ya da ayakta işerken deliğin tam ortasından isabet alıp "heyyooo tam hedef" falan gibi sesler çıkaramadıktan sonra.. benim için tuvalet bitmiştir bir daha gitmem! hem kışın klozet denilen şeye oturunca adamın kalçası donuyor böyle sanki buzlu badem sokuyolar. * olayı bir fıkra ile sonlandıralım sevgili fözlük;

adamın biri köyünden istanbula gelir, tuvalete girer bi bakar ki klozet.. daha önce hiç görmediği klozeti kuşkanaya benzetir. kuşkana o adamın köyünde tencereye denir.. tuvaletten çıktığı gibi annesine koşar ve bağırır;

- anaaa.. burda kuşkanaya sıçiler..

oh yes.

her okulda vardır mutlaka, böyle dikkat çeken kız toplulukları içinde bir tane başkan gibi *.ilkokulda sınıfın en çalışkan kızıdır, ortaokulda memeleri ilk büyüyen ve kaşlarını ilk alan kız üstlenir bu görevi ve tabi ki lisede de ya en verişkenidir ya da saçını sarıya boyayan ilk kızdır.
tabi bir de şöyle bir şey var; okulun en güzel kızı

tipsiz olma ihtimali düşük olmayan sevgili. hatta kıro bile olabilir.

güzellik x zeka=1 hesabından pek de zeki olmayan ancak bütün erkeklerin tenefüste koridoru doldurmasına yol açan kızdır. hoştur. güzeldir. severiz kendilerini.

sevdiceğizin olmaması ya da kavuşulamaması durumlarında * sözlüğe kucak açmaktır.

hiç anlamadığım bir şeydir.günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmak üzere kürsüye kurumun en taşaklısı davet edilir. alkışlar eşliğinde kürsüye gelen şahış öylesine uzun ve sıkıcı bir konuşma yapar ki adeta o gün anlam ve önemini yitirir. özellikle okul müdürleri... sanki "geçen ayın katkı paraları"nın bugünle ne alakası var ki? gün ne olursa olsun anlam ve önemi bellidir; sıkıcı dakikalar.

sofra adabından pek haberi olmayan, evrimini tam olarak tamamlayamamış kişinin tek aletle çok iş becerme girişimidir.

masada bulunan çatalın dişinin arasına sıkışan eti çıkarması için konulduğunu sanarak ya da kirletmeyelim boşa bulaşık çıkmasın düşüncesi ile çatalı hem yeme hem de kesme aracı olarak kullanır.

aynen yaşanmıştır,ortamdaki herkesi katletmiştir.filme oratsında dahil olan arkadaş,önüne geleni kesen psikopat hakkında soru sorar:

- bu seri katil falan mı hacım?
- yok,paralel katil.

alanın kafasına çalınması ya da kafasında paralanması muhtemel hediyelerdir.

hediye seçimi insanı çok fazla kasar. malum kişinin zevkine tarzına uygun hediyeyi her daim bulmak zor. ister istemez kişi karşısındakine hediye alırken kendi zevkini ekliyor yani objektif olamıyor.

hele ki hediye alınacak kişi bir bayansa daha bir dikkat edilmesi gerekiyor. kadının kuşkucu bir yaratık olduğunu düşünürsek her hediyenin altında bir bit yeniği arayabiliyor.

işte bir kadına asla alınmaması gerek hediyeler.
-dondurulmuş geyik başı: "al bunu duvarına as baktıkça sana taktığım boynuzları hatırlar cilalarsın" diye algılatabilir. sevgilinin tepkisine göre topuklama hızını artırmak gerekebilir. aksi durumda o boynuzların size monte edilmesi mümkündür...
- ütü: bu bir armağan değil, cezalandırmadır. dikkat edin kafanıza fırlatılabilir.
- ayakkabı: bu armağanla nasılsa bir gün sizden kaçacaktır.
- iç çamaşırı: iki beden küçük seksi iç çamaşırı aldıysanız alırken kimi düşündün diye başınızın etini yer. bir beden büyük alsanız şişko dediğinizi düşünür.
- diyet kitabı: buna söylenecek söz mü var?

şöyle ki; erkek kişisi normalde bakıp bakıp değişik (?) hayaller kurduğu hatuna aşık olunca artık cinsellik objesi olarak görmez onu. sever. bağrına basar. ya da toplum, çocukluğundan beri cinselliğin kötü bir şey olduğunu öğretmeye çalışmıştır. ama var böyle bir şey. kıyamıyor muyuz nedir yani anlamadım ki. hem zaten insan insanı skr mi hiç lan !