sadece entry girmek istemeyen ve çorba da benim de tuzum olsun mantığındaki yazarın, ne yapsa ne etse de aklına bir şey gelmemesi ve öylece ekrana bakmasıdır. çok hazin bir durumdur. kurgular kurgular, ne açsam, esprili bir şey falan olsun diye. ama yok, aklı nuh der peygamber demez. öylecene kalır, hatta fazla zorlanırsa, beyni ısınır hararet yapar. ekrana bakar boş boş. hiç bir şey hissetmez o an, çünkü beyni geçiçi süreyle çalışmaya kapanmıştır. üzücüdür, çok üzücüdür. *
entry'ler (55)
-
başlık açmak isteyip de açamayan yazarın dramı
-
sevgilisini ailesine tanıştırmak isteyen kız
sevgilisiyle evlenmeyi kafaya koymuş kızdır. hayatını hep bir onay alma, kabul ettirme güdüleriyle yaşamış kızcağızdır. kendine olan güveni hiç yoktur ve hep birilerinin yorumuyla hareket etmektedir.
-babacığım bu benim erkek arkadaşım abdulkerim. kendisi mühendis, inşaat mühendisi...
-aferim kızım, güzel bi delikanlı bulmuşsun
-saol babacığım, beni utandırıyorsunuz...
bu kızımız hayatı boyunca hiç biriyle sevişmemiş, hiç zevk almamış kızdır.. bunları da babasına sorup onay alamaz ya.. ve bu kızlar hep ailesi, akrabası tarafından çok iyi, saygı değer bir kız olarak anılmış, ama hayatta eline bir kere gelen bu gençliğinin içine sıçmıştır. hayatlarını da ahlaklı, namuslu kız olarak devam ettirmiştir.. -
ölmeyi bayılmak zannetmek
mecazi bir söylem olmakla beraber, insanların zor olan işleri kolay olarak görmesidir.. başka bir bakış açısıyla göztepe maçına karşıyaka formasıyla gitmektir.. *
-
sevgilisine kilo ver diye emreden erkek
ölmeyi bayılmak zannetmekte olan talihsiz insan eylemidir. zaten ölmeden önce söylediği son sözdür.
-
sevgilisini bekleten erkeğin evrensel öküz olması
sevgilisini * bekleten erkeklerin evrensel bir sıfata* kavuşma durumu.
buluşma yerini ayarlayan, saatini kendisi belirleyen ve ilişki üzerinde etkisi daha ağır basan erkek neden saatlerce bekletir karşısındakini bilinmez. öyle beş on dakika olsun canımızı yesin lakin yarım saati * aşan sürelerde arkasından söylenecek tek bir laf bırakır er kişi. o an çeker gidersin. -
sevgiliyi alnından öpmek
evlenince ve duvağı kaldırma esnasında oluyor genelde. henüz milletin önünde dudaktan öpüşme mertebesine ulaşamadık. onlar kilisede olan gavur düğünlerinde ve filmlerde oluyor daha çok. neyse bizim millet kaldırmaz zaten sapık falan denir alın iyi.
-
sevgilisine çiçek lazım mı diye soran erkek
en basitinden erkek değildir. erkekse bile kadın ruhundan anlamayan kalastır. bu soruyu sorup hayatta kalabilecek tek erkek çiçekçidir. *
-
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
ataol behramoğlu' ndan verilmiş çok güzel bir yaşam dersidir.
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
insan saatlerce bakabilir gökyüzüne
denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
kopmaz kökler salmaktır oraya
kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
insan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
insan balıklama dalmalı içine hayatın
bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana -
sevgili olunmaması gereken erkek
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var, diye söze başlayarak sıralanan ve lütfen benimkinde bunlar olmasın diye yapılan içsel isteklerdir.
aklı bacak arasından başka tarafa çalışmayan, habire arayıp buluduğun yerin kordinatlarını isteyen ve üçkuruşun hesabını yapan sevgili mi amanın düşman başına. -
bacaklarının arasını açarak oturan kadın
kadınların yüzlerce azdırma, insanı baştan çıkarma yöntemi vardır. her bir yöntem bizi yoldan çıkarır ve yarağımızın kalkmasına neden olur. oturuş şekilleri de bu azdırma kategorisi içerisinde kendisine önemli bir yer edinmiştir haliyle. genellikle erkekler bacaklarının arasını açarak oturur. kadınlar ise dizleri birleşik ya da bacak bacak üstüne atmayı tercih ederler. bazıları erkekvari bir duruşla bacaklarının arasını açıp arkasındaki pufa yaslanıyor ya da oturdukları koltuğa iyice yayılıp bacaklarının arasını açıyor. o an karşınızdaki kadının amcığı size öyle tatlı öyle çekici geliyor ki yarağınız kalkıyor ve kendinizi zor tutuyorsunuz. memelerini yalamak istiyorsunuz, yalamak saatlerce emmek..
-
işyerinde fokur fokur fokurdamak
iş yerinde fokurdamak muhteşem bir duygudur. iştewn sıkılmışsındır, yapacak hiçbirşey yoktur ve sen saçma sapan raporlar yüzünden hafta sonu mesaisi yapmak zorundasındır. ne yaparsın girersin foku fokur a başlarsın başlıklara entry girmeye, başlarsın başlık açmaya oh değme keyfimew değme.
-
hemşirelik okuyan erkek üniversite öğrencisi
şimdi öyle birisiymiş gibi tespit yapmaya gerek yok. ama o kadar kızın arasında kanımca zor iştir üniversite okumak. halı saha maçı yapamazsınız sınıftaki elemanlarla. ama futbol gönüllüsü kızlar varsa işte o zaman iş değişir. *
-
kız lisesinde okuyan erkek
karşısına geçip ''hehehe... a.q tam yerini bulmuşun lan'' gibi türlü geyikler yapan adamlarla uğraşan erkektir.
yapmayın lan öyle şeyler, ayıp.
(bkz: hemşirelik okuyan erkek üniversite öğrencisi) -
kalori hesabı yapan erkek
bayanlara göre daha nadir bulunan ama fiziğine ve sağlığına önem veren erkektir. ne yediğine, neyi nasıl yediğine, neyi ne zaman yediğine özen gösterir. tabi şişkonun teki olma olasılığı da mevcuttur.
-
can dündar
"ogrendik ki...
yumusak kelimeler kullanmak,onlari yutmamiz gerektiginde isimizi kolaylastiracaktir.
kibar olmak, hakli olmaktan cok daha onemli.
inkar edip icimizde sakladigimiz seyler gercekliginden hicbir sey kaybetmiyor
hayat sartlari bizi ne kadar ciddi gorunmeye zorlasa da, herkes cilginliklarini paylasacak birini ariyor.
en buyuk pismanlik, birine son bir kez "seni seviyorum" diyememis olmaktir.
parayla "klas insan" olunmuyor.
gun icinde basimiza gelen kucucuk seyler gun sonunda koca bir mutluluk hissettiriyor.
biriyle dalastigimizda tek basardigimiz onun bize daha cok zarar vermesini saglamaktir.
her yarayi saran zaman degil sevgidir.
olgunlasmanin en kisa yolu bizden daha zeki insanlardan cevre edinmektir.
asik oldugunda ne yaparsan yap gizleyemiyoruz.
birine asik oldugumuz ana kadar, hic kimse mukemmel degildir.
firsatlar asla yok olmaz. bizim kacirdiklarimizi yakalayan biri daima olacaktir.
bir gulumseme, daha guzel bir goruntuye kavusmanin
bedava yontemidir.
nasil hissedecegimizi kontrol edemesek de, o hislerle nasil basa cikacagimizi kontrol edebiliriz.
hepimiz zirvede olmak isteriz, ama asil keyif oraya tirmanirken yasadiklarimizdadir.
veee...
ogrendik ki...
zaman alismayi ogretir, ama unutmayi asla
can dundar"
yazısı insanın içine işleyen büyük yazar, büyük şair.