tazyikli su tabancasi 2. nesil yazar

bir savaş muhabiri, cannes gazetecisi, oscar spikeri manşeti. baydı.

bir yaşam biçimi gibi görülen, türkiye'nin gençliğinin bilgisayar önünde elinde 2 tane bıçak tutan aptal yeşil suratlı bir adam uğruna heba olduğu anlam yoksunu buglarla dolu bir oyundur kendisi.

amaçsız bir oyundur, sonu yoktur, geliştirdiğiniz karakter eşyalarıyla beraber 7-8 bin ytl dolaylarında alıcı bile bulabilmektedir. *

ne olursa olsun kendine bağlar bu oyun, insana kendinde olmayan kişiliği, insanlara hayvanlık yapma isteğini, kazıklatmayı, hile yapmayı, hesaplarını soymayı vs. olayları aşılar insanın ruhuna. *

6-7 yaşında, babasından aldığı 1 lirayla 2 saat knight oynayınca sevinebilen gençliğimizin saplandığı bir oyundur.

niye bu kadar sert olduğuma gelince (bkz: yaşayan bilir)
nerden biliyorsun sen bunları derseniz (bkz: oradaydım)

bulaşmayınız efendim, uzak durunuz, oynayan arkadaşlarınız gün olurda başlamanızı isterse ona kötü arkadaş muamelesi yapınız. içkiden alkolden beter bağımlılık yapar. bırakana kadar ananız ağlar. *

patenti vanlı öğrencilere ait olan buluş. öğrenci hali, malumdur.

bir diğeride ulusal bir gazetede çıkmıştır: sefaletten olsa gerek, yüzünü buruşturmuş tipik bir üniversiteli öğrenci elindeki ekmek arası haşlanmış patatesle objektife poz vermiştir. kira fiyatları, yemek masrafı falan. *

(bkz: real mardin)
(bkz: ısparta prag)

olası bir ekonomik buhran veya krizde televizyon ekranlarından duyulması muhtemel anons. dükkan açık kalmış esprisine de verilebilecek kapak niteliğinde cevap.

fermuarın açık kaldığı durumda kullanılan beylik cümledir. neden dükkan onu da anlamış değilim hani. insanda hoş olmayan çağrışımlar yapıyor. ne yani jigolo muyum ben be!? oradaki dükkandan başka ne hayır gelir ki?

iş yerinizde gerek işinizle, gerek arkadaşlarınızla yaşadığınız komik olaylardır.

mesela 3 hafta önce bir mağazada reyon görevlisi olarak çalışıyordum. birisi geldi bana dedi ki;

- kolay gelsin. bayan reyonu ne tarafta acaba?
- ikinci katta abi.
- nasıl oluyor yani? bu katın üstü mü? yoksa üstün üstü mü? yoksa üstünün üstünün üstü mü?
- abi sen bin asansöre. 5. kata çık sonra 3 kat aşağı in işte orası.
- sağolasın eyvallah.

biliyorum belki dediğim yanlıştı ama ne yapalım. onca insanla uğraşıyoruz. bu olay şefe duyulmadan üstü kapandı zaten. adam ya saftı ya da çok iyi niyetliydi.

yine bir gün aynı yerde çalışıyorum, bir bayan geldi. makarayı seven şirin bi ablaydı. sanırım biraz acelesi vardı. tam o dakikalar da kapanış yaklaşıyordu. giriş kattaydım ve benle beraber aynı görevde 5-6 kişi daha çalışıyordu şef hariç. her neyse. kapanış yaklaşmıştı. ayağımız haliyle ağrımış ama bir yandan da kapanıcaz artık eve gidicez. o heyecan var üzerimizde. o gün de 9-21 vardiyasıydım. 12 saattir çalışıyordum yani. bu bayan t-shirt baktı kendisine. dolaştı falan. sonra kaprilerin olduğu yere yöneldi. kendine bi kapri beğendi. "neyse denemeye vaktim yok olmazsa değiştiririm" dedi. artık tek o müşteri kalmıştı. normalde personelin bir arada olması yasak ama bir an önce yol verelim diye 3 ya da 4 kişi yardımcı oluyorduk. ama çok iyi bir bayandı gerçekten. bayan bakıyordu sağa sola. "ben durmayayim burada" dedim kendi kendime. şef gördüğü zaman kızıyor tabi. * tam gidecektim bayan dedi ki;

- ahh. yeter bu kadar geç kaldım zaten. bu kapriler ne kadar?
ben: 29.99 tl ablacım.
- güzelmiş kaprileriniz.
ben: evet gizeldir ablacım.
- peki bunun tanesi mi 29.99?
ben: yok abla kilosu 29.99.

bunu da yapmamam gerekiyordu biliyorum belki ama sorulacak soru var, sorulmayacak soru var değil mi ama? *

başbakan erdoğan ve deniz baykal arasındaki bitip tükenmeyen inatlaşmanın bir sonucu. misilleme. deniz baykal'ın bildiğini okumasına engel olacak tüm maddeleri kaldırma amaçlı tüzük değişiklikleri ve getirdikleri.

sözde demokratikleşme !

herkes bilir ki deniz baykal her kurultaylardan sonra parti içinde kıyıma başlar, ipler çeker, afaroz eder. parti üyelerinin yeni bir lider yaratmasının önünü kesmeye çalışır. yaptıklarının tek nedeni parti başkanlığı koltuğunu kaptırma korkusudur. yandaş arayış çabalarıdır.

kriz almış başını gitmiş, ülke kaosa sürükleniyor muhalefet lideri ne yapıyor ?
başbakanla hangimiz daha uzağa işeyeceğiz yarışına giriyor. manşetlerde chp kimlik değiştiryor, chp yüz değiştiriyor, chp' nin değişim pusulası kara çarşafı gösteriyor vs.

işte deniz baykal' ın istediği oldu. rte nin önüne geçti ve manşet oldu.

son olarak bu tarz bir eylemin ne amaçla yapıldığı gayet aşikar. kimse demokrasi, fikir özgürlüğü vs. zırvalarına girmesin.

yoksa o altı ok yüreğinize saplanır !

efendim biliyorsunuz kedi uzanamadığı ciğere mundar der, buradan yola çıkarak kedi başka neler diyebilir işte bunun irdelendiği başlıktır bu. bakalım ne der kedi, ciğer ona ne der.. ne bileyim ne laflar bu insanlar.

ciğere uzanamayan kedi: mundar!

ciğer: ananıskim kedi konuştu!

yazıcak, nankör kedi; ciğeri istedi istedi, elde edemedi. sonunda "bu da ciğer miymiş be" dedi, gitti.

değişik olmak her zaman için iyidir. osurukdan bir grup ismi koyulmaması, grubun geleceği için fayda sağladığı gibi, isim ne kadar güzelse grup elemanı için de o kadar motive edicidir. ayrıca yeni doğan çocuğa ne kadar özenle isim veriliyorsa, gruba isim koymak da o kadar özen ister. çocuğunuza "osuruk" ismini takamayacağınıza göre gruba da takmamalısınız. düşünsenize, "osuruk gel oğlum, amcalara pipiyi göster". bu nedenle "rock gruplarının değişik isim bulmalıyız tribi" olarak adlandırılan hede yanlış olmakla birlikte, bir açıdan popülerliği de savunur. nihayetinde, "değişik isim bulmamak, değişik olmayan isim bulmaktır", yani popüler bir seçim yapmaktır ki bu da rock felsefesine aykırıdır. rock ve yakın türevleri, kendini bir şekilde popüler müzikten ayırır. ayrıca orijinallik de vardır tabi işin içinde. bu bağlamda metallica ismi, dev bir marka olmuştur. hem kendine özel bir isim yaratmak istemenin nesi kötüdür? nice bulanası yeni ve farklı isimlere kaldırıyorum kadehimi...

nedense ülkemizde çokca başgösteren bir olay. madem rock grubuyuz hemen entellektüel bir isim koyalım endişesiyle hemen en ilginç isimler aranmaya başlanır.

(bkz: yüksek sadakat)
(bkz: 110)
(bkz: pinhani)
(bkz: redd)
(bkz: mor ve ötesi)

halbuki işin erbabından bu mesele için de en az müzikleri kadar güzel bir isim gelmiş.

(bkz: metallica)

saç boyalarının satılmasında yarattıkları çekici derinlikleri ve seksiliği vurgulamak için reklamcıların başarısını kabul etmek lazım.

(bkz: kışkırtıcı kahve)
(bkz: aşkın kızılı) *

bar isimleri genel olarak 'x bar' ya da 'bar x' kalıbında olduğundan ve 'bar' da gayet kısa ve bir çok kelimenin ya da özel ismin ilk ya da son hecesinde olabilecek bir yapıda olduğundan bir sürüsü türetilebilecek isimlerdir.

(bkz: ata barı)
(bkz: alobar)

gibi gibi.

hele bu alobar bir de ölümsüzlük kokteyli diye bir spesyal yaparsa ben sırf bu ikisi için müdavimi olurum şahsen.

(bkz: reha muhtarla izdivaç)