entry'ler (36) - sayfa 2

başlık listesine taşı
  • insanı gülmeye zorlayan adamlar

    ula var bunlardan sağda solda, pek sevmiyorum laf aramızda.. sözlüklerden başlayalım, bir yazar kendisine harikulade görünen bir espri yapıyor mesela, atıyorum;

    12. aç ayı oynamaz, oynatır. oynattı mı acıktırır.

    afsaklaşgkalgaşkhaşhakha

    kabul ediyorum doğaçlamadan ziyade bodoslama geldiğim için çok skten bir örnek oldu, ama siz onu harika bir espriymiş gibi düşünün.. altına asdklagklahşaşklha yazması rahatsız etmiyor mu sizi?
    diyor ki; esprimi anlamayan mallar vardır diye söylüyorum, bu yukarıdaki bir adet espridir ve gülmeniz gerekir. gülmezseniz salaksınız.

    benim de prensiplerim vardır mesela.. entry sonuna herhangi bir gülümseme efekti koymam. benim güldüğüme başkası gülmez, onu buna zorlamam.
    reel bir ortamda espri yapmışsam, bunu 3455 defa tekrar etmem.. bu da benim prensibim. daha çok var ama aklıma gelmiyor şimdi.. geldikçe yazarım..

    reel ortam dedik.. orda gülmeye zorlayan adamlar daha rahatsız edicidir.. mesela;

    - ben de dedim ki orada söylediğim müthiş şey dedim.
    + emre sigara uzatsana
    - orada söylediğim müthiş şey
    + ahmet kültablası
    - dedim ben
    - orada söyledim
    + hehe
    - (güldüler lan, seviyolar beni) hehe

    demek istediğimi az çok anlamışsınızdır.. hacı gülmek isteyen adam bir kerede güler ona, niye zorluyosunuz milleti gülsünler diye? niye yavşaklaşıyosunuz iki şen kahkaha duymak için? başkası olma kendin ol demiş tarkan.. siz de olun. hayat beni neden yoruyosun demiş serdar ortaç.. siz de yorun.. *

  • porno izleyenle dalga geçen gizli eşcinseldir

    selam. başlığı gördün cüccük niyazi sandın di mi lan? değil olm, ben lan artemis.. ben yazıyorum bunu. gözlem yaptım ayrıca, kıçımdan atmıyorum argümanı. şimdi beni bi dinle, konuşarak anlaşalım seninle..

    erkeksen daha iyi dinle beni.. sen hiç porno izlemedin mi lan? wundebaah deyü anırmadın mı arkadaş ortamlarında, gülüp eğlenmedin mi sibel kekilli dövmesi konulu geyiklerde? yaptın. ben de yaptım.. ama ben hiç sibel kekilli filmi izlemedim.. fiziği hoşuma gitmiyor onun.. neyse, bak şimdi benim bilgisayarda vardı eskiden arşiv. silindi sonra..

    geçen bir arkadaş geldi.. bilgisayarda bir şey bakacam lan dedi, iyi dedim otur bak.. aldı bu benim bilgisayarı, ben uyuyorum..
    bir anda kahkaha atarak odaya girdi, üzerimde tepinmeye başladı. noluyor mnakoyayım deyü kalktım hışımla..

    - ahaha olm sen youporn'a girmişin lan.. hehaeheaha y yazınca o çıktı fasdalglagkşa.. aahhh
    + la sktrit işini yap, uykum var.
    - olm bu yaşta porno askdjlalkhaha... nasıl lan eehehahaeh

    bak görüyosun di mi yapmacıklığı? ama bu benim arkadaşta yok gizli eşcinsellik.. o gittikten sonra baktım ben browsera, mature, fetish falan yazmış search fasilitesine. o da dolaşmış, anladım hemen.
    gizli eşcinsel değil ama ibne o herif.. ulan kendin de geziyosun, benimle ne dalga geçiyosun?

    şimdi bu benim arkadaşı unut.. bir adam düşün, porno izlememiş.. türkiye'de porno dedin mi aklına busty, cute girl falan gelir ya, porno türkiye'de erkek işi anlayacağın.. porno izlememiş adam, bunları görmemiş.. busty görmemiş adam bence gizli eşcinseldir.. belki de aktiftir, bilemiyciim.

    prensip olarak kimseye eşcinselsin falan demem, tercihlere saygım vardır.. ama bu yavşak adamlar porno izleyenlerle dalga geçiyor, aha bu anlamsız hareketleridir beni sinirlendiren.. yahu arkadaşım, insan dediğinin ihtiyaçları vardır, bunları karşılamalıdır.. hoşuna gitsin ya da gitmesin, porno kurulu düzende gerekli bir şeydir.. elimizi attığımız yer kız sanki anasını satim.
    sen hangi akla hizmet porno izleyen adamla dalga geçersin ibiş? abaza falan diyorlar, hiç anlamıyorum bu adamları ben.. ulan cinsellik tabudur, türkiye'de cinsel cehalet yüzünden her köşede tecavüz olayları yaşanıyor diye kıçımızı yırtıyoruz, bu adam gelmiş kendi kendini tatmin eden, etliye sütlüye karışmayan biriyle dalga geçiyor.. terbiyesiz.

    ama ben demiyorum ki günde 59 kere osbir çeken adam cinselliği öğrenir, tecavüz etmez deyü.. bu adam sapıktır, versem bana bile kayar..
    ama ihtiyaç duyduğunda gidermek için kullananlara saygım sonsuz.. tecavüz mü edeydi?

    onlar bana abaza diyorsa ben de gizli eşcinsel derim arkadaş. karı kıza bakmıyorum, entellektüelim ayakları yapıyor bir de samimiyetsiz şey. sevmiyorum sizi. porno benim isyanımdı ulan.

  • öğrencinin sigara günlüğü

    aylık rutin haline gelmiş, ufak tefek değişkenlikler harici değişmeyen günlük.. öğrenci dediğin adam sigara içmeyecek arkadaş, içiyorsa da bu günlüğe uyacak. bak şimdi başlıyorum;

    ayın ilk haftası..
    babam bugün para gönderdi. yaklaşık 300 milyonu atm den çektim, ilk işim tekel bayisine girmek oldu. adamdan hemen marlboro istedim.. (marlboro en yaygın istenendir.. kişiye göre bu marka parliament, djarum, davidoff gibi pahalı sigaralar da olabilir.) marlboromu hemen açtım, derin derin içtim o güzel sigarayı.. cebimde yaklaşık 295 milyon kaldı..

    haftanın üçüncü günü..
    param yavaş yavaş tükeniyor.. yaklaşık 200 milyonum kaldı.. üç gündür marlboro içiyorum.. ilk gün marlboro aldığımı gören akbabalara ikram ettiğim sigaralar canımı çok yaktı.. ama ikinci gün akıllanmıştım.. marlboro aldım ve sigaraları lark pakedine koydum.. otlakçı çakallar azalmıştı. lark görünce 'tamam sağol' diyen ibneleri gördükçe kara gün dostlarım olmadığı için içim cız ediyordu.. ama beni en çok etkileyeni beleş olsun, ne olursa olsun içerim adamlarıydı.. lark mark dinlemeden 'bi sigara uzatsana' dediler, ben de vermek zorunda kaldım. içtiklerinin marlboro olduğunu anlayınca sevdikleri arkadaşlarına benim lark pakedinde marlboro taşıdığımı yetiştirdiler.. kampüste adım ibneye çıktı.. ama bence asıl ibne onlardı.

    ayın ikinci haftası..
    marlboro almaya götüm yemiyor artık. zaten benim en sevdiğim sigara hep winston olmuştur.. winston içiyorum, kaliteli yaşıyorum.. ama bu otlakçı ibneler sürekli tepemde. nasıl korunacağımı bilmiyorum..

    ayın üçüncü haftası..
    iki hafta önce lark pakedinde marlboro taşıyan ben, şimdi marlboro pakedinde lark taşıyorum.. allahım bu nasıl bir zulüm. ulan param da yok, lark içip ciğerlerime zift döküyorum burada.. şerefsiz adamlar hala otlanıyor, neden yapıyorlar bunu bana ha? ama olsun, hala kendi ayaklarımın üzerinde durabildiğimi görmek güzel..

    ayın son haftası..
    banka atm lerinin önünde geçiyor günlerim.. parasını çekenin peşine takılıyorum, onları tekel bayiine kadar takip ediyorum, sigara aldılar mı hemen yavşıyorum.. napayım, param yok, sigara alamıyorum.. bazı ibneler lark pakedinde marlboro taşıyorlar, bunları tanıma yolları keşfettim kendime göre.. hepsini buluyorum, 'lan altı üstü lark, ver bi tek' diyorum.. marlboro olduğunu bilmiyormuş gibi yapıyorum, onlar da itiraz edemiyorlar. etseler tüm kampüse yayılacağını biliyorlar tabii.. ibneler. ucuz paketlerde taşınan pahalı sigaralar içiyorum bu hafta.. haftaya param yatacak, kendime bir ziyafet çekerim artık..

    ayın son günü..
    marlboro pakedinde lark taşıyanlara olan kinim git gide büyüyor.. ulan bir heves atlıyorum sigaraya, lark çıkıyor.. ciğerlerim ezildi ama ossun, beleş sonuçta. yarın param yatacak. bu ay üçüncü haftada bitti param, dilim yandı tabii. gelecek ay çok idareli kullanacağım paramı.. hesaplarıma göre iki günde bir winston alsam ayın sonunu getirebiliyorum.. ben de öyle yapacağım. koyim malbuşa..

    gelecek ayın ilk günü..
    paramı çektim. dayanamayıp marlboro aldım.. kampüse girmeden pakedin yarısı bitmişti.. otlanıyür ibneler.

  • halis karataş

    tjk dünyasının en bilindik ismi. uluslararası düzeyde kaliteli bir jokey. en çok kazanan jokey. dubaide derecede yapmıştır kendileri.

  • bold pilot

    2.26 küsürlük derecesi ile gazi kupası koşusunun rekorunu halis karataş ile kırmış,zamanında tjk başkanlığıda yapmış olan özdemir atman'a sahip sınıf ingiliz atı. herkes gelmiş geçmiş en iyisi der lakin sabırlı kadar iyi değildir kanımca.

  • gazi koşusu

    mustafa kemal atatürk adına bu yıl 82.'si düzenlenen, ülkenin en prestijli koşusu. ilki 1927 yılında düzenlenmiş ve bu koşuyu 1996 yılında kazanan bold pilot isimli atın rekoru (2.26.22) hala kırılamamıştır.

  • sığ entry yazabilme kılavuzu

    eksik olmuş.. mesela, bir konumuz olsun, gazi koşusu..

    entry:

    28 tane safkan atın, kahverengi kıllarla karışık siyah kıllı, uzun, seksi yeleli, üzerinde kaslı, ayakkabılı, kasketli, burunlu birer jokey olduğu halde, ayaklarını bir öne, bir arkaya, bir öne, bir arkaya atmak sureti ile bitiş çizgisine en önce varmak isteyecekleri, bunu yapmak için gerçekten çok yorulacakları, zira koşacakları, ter dökecekleri, zafer isteyecekleri pistin çok uzun olduğu bir koşudur.
    (sığ)

    28 atın koşacağı yarış. pist çok uzun, ebeleri skilecek bana kalırsa.
    (tarzanin karisi)

    bence benimki daha nitelikli.. çünkü, yukarıda uzun bir yazı hazırlayıp göze tatlı görünmesini sağlamak için kıçını yırtmış adam, belli.. ne noktalaması tam, ne grameri, ne de cümlesi sıralı.. iğrenç bir şey olmuş..
    şahsi kanaatimce bu tip yazılar yazıp bir ömer seyfettin edası ile süzülenler tek kelime sığlarından daha can sıkıcı, daha yavşaktırlar.

  • zıt erenköy diyen salak

    - abızıttın mı?
    + ha?
    - zıttt errenkööy..

    tanım falan yapamiyciim.. salak dedim, yeter o. sinirleniyorum bunları sağda solda gördükçe lağ. geçen uyku sersemi geldi bi tanesi, abızıttın mı dedi, mnısktiğim diyor sandım, vurdum ense köküne yumruğu.. iyi yaptım. erenköymüş.. kodumun salağı.

  • kimsenin bilmediği grupları dinliyorum tribi

    - iron maiden best of albüm çıkarıyor. somewhere back in time.. bütün paramı yatırıp alacam olm o albümü.. gerekirse kedi tüylerini yolup çinlilere kütayha çinisi diye satarım, ama o albümün parasını çıkarırım!
    + bırrak yeaaa.. piyasa olm o grup..
    - ne alaka lan?
    + tabi olm. dinleyeni zevkten bayıltan kimsenin bilmediği grup isimli bir grup var, onu dinliyorum ben.. harika yeaa..
    - o ne olm, ilk defa duydum..
    + pek bilmezler zaten onu.. hehehehehehe
    - (mal)

    görüyosunuz di mi muhabbeti? yok mu çevrenizde bu tip insanlar? bizim buralarda çok var bunlardan.. kulağımdaki kulaklığı çıkarıp g.tüne sokuyor, 'ıyyy iron maiden dinliyon, piyasa olm o grup' diyor sonra bana..

    özenti gebeşler. hayır anlamıyorum nedir bu müzik otoritesi ayakları.. nedir bu özgüvenin kaynağı hiç bilmiyorum.
    sinir olurum böylesine arkadaş.. marjinallik olsun diye koltuk altı kıllarını yakıp küllerini denize savuran adam misali takılmalar, böyle hadi ordan seksi bakışları..

    lan dinle istediğini.. ses kaydedicisiyle horultunu kaydet, onu dinle lafımız yok.. ama ne diye böyle triplere giriyosun? sen kimsin ki orucumu sorarsın hağ?
    vardır ya metallica ya bok atmadan gerçek metalci olamamak, aha onun gibi bir şey bu.. ona piyasa diyor, buna piyasa diyor.. dinlediği grup lay lay lay diye şarkı söylüyor bile olsa, az kişi dinliyorsa en güzel grup odur mantığını güden adamları sevmiyorum. azalarak bitsinler.

    hasılı, senin dinlediğin müzik grubu ise, iron maiden müziktir. (çok güzel oldu.)

  • çekilmez kapı önü muhabbetleri

    sana, bana, bize zarar veren muhabbetlerdir. misafirlere içten içe küfür edip sonra kendimizden utanmamıza sebep olan olaylardan birisidir. ufku açar..

    iğrenç bir olay lan. sinir bozucu bir muhabbet, yapmacık sevgi gösterileri, amaçsız şen kahkahalar..

    geliyor eve bir kadın/adam, adam-kadın oturuyor koltuğa, çay getiriyosun içiyor. yemek veriyorsun yiyor. 1 saat kadar oturuyorlar, dönen muhabbet şu;

    - havalar da iyice bozmaya başladı.
    + evet, ne yapacağımızı şaşırdık vallaha.

    sessizlik..

    - aa senin şu dantel ne güzelmiş.
    + evet, nereye koyacağımızı şaşırdık valla.

    sessizlik..

    - televizyonlarda izleyecek bir şey kalmadı artık..
    + evet, ne izleyeceğimizi şaşırdık valla.

    sessizlik..
    hala sessizlik..

    - e biz kalkalım.
    + evet, gitmenizi nasıl sağlayacağımızı şaşırdık valla.
    - efendim?
    + ehe
    - hadi kalkalım madem.
    + otursaydınız ya, muhabbet ediyorduk.
    - yok ayol, geç oldu. size doyum olmaz.
    + evet, aysel de öyle diyor.

    kalkarlar. çantalarını, paltolarını toplarlar kapıya doğru yürürler. ev sahibi kapıyı açar bunlar çıksın diye. o anda birisi der ki;

    - aysel'in kocasını duydun mu geçen? sarhoş gelmiş eve, evin içinde araba yıkamış.
    + yapma yahu? zaten pislik bir herifti o. o değil de necla'nın oğlu ayşe'nin kızına kesikmiş.
    - haydaaa.. necla'nın oğlu mu vardı?
    + yoo. ayşe'nin de kızı yok zaten. ama olursa kesilecekmiş, necla ile ayşe konuşurken duydum.
    - ayşe'nin kocası vurur o çocuğu be.
    + ne diyosun yaa.. .mına bile kor.
    - sen mehmet'in halasının oğlunu gördün mü? geçen duvara sprey boya ile seni seviyorum mehmet yazmış.
    + ensest çok pis şekerim..
    - öyle valla.

    ben de mal gibi oturmuş bunları dinliyorum. genelde benim için giden tarafın oğlu olmak bu muhabbeti çekilmez kılar. neden? çünkü ev sahibinin o yavşak oğlu odasına çekilir, sevgili ile mesajlaşmaya başlar. ben ise velim şu muhabbeti bitirsin de sktirip gideyim bu evden derdinde kapıda dikilir dururum. lan o muhabbet öyle uzar, öyle uzar ki.. burdan köye yol olur diyeyim sen anla. hayır neden önünüzde çay varken ağız tadıyla konuşmuyosunuz bunları? niye böyle bir şey yapıyorsunuz kapının önünde? hem size ne milletin karısından kızından?

    + ay yok valla şekerim, ben geçen filize gittim, saçımı mahvetti.
    - bence bizim semtin en iyi kuaförü kamil.
    + benim eşim o herifi sevmiyor.
    - kızım herif gay zaten, ne zararı var senin eşine?
    + lan yoksa?!
    - abuuu!!! yarın necla gelecek, kapının önünde birikelim de aysun'un eşinin kamille ilişkisini anlatayım. ehe ehe..
    + aa ne münasebet ayol..

    ben hala mal gibi dinliyorum..

    * anne gidelim.
    - du bi dakka.

    uzadıkça uzuyor muhabbet. bayılacak gibi oluyorum. kafamda bin türlü soru birikiyor. ölüyorum o kapının önünde adeta.. benim gibi kapı önünde dikilmiş kaç çocuk var diye düşünüyorum sonra. eminim bir sürü vardır.
    çocukluğuma dair en kötü hatıralarımdan birisidir bu çekilmez kapı önü muhabbetleri. her gittiği yere paris hilton'un köpeği gibi beni de taşıyan annem yüzündendir magazine bu ilgim.. konuşacağı şeyler aklına kapı açılınca gelen aysundur beni çocukluğumdan soğutan.
    ha bir de ben küçükken 'hey corç versene borç, olmaz maykıl bende de yok' vardı. bir de onu kötü hatırlarım.

    aysun'un kocasının gay kamil ile arasında ne var lan harbiden?

  • berbere ilk defa saç sakal diyen çocuğun mutluluğu

    köselerin belki de hiç söyleyemediği şey. sadece "saç" demekle yetinirler. hatta belki onu bile diyemeyebilirler... *

  • erdal demirkıran

    kendisini dünyanın en akıllı insanı olarak nitelendiren ve yerseniz dünyanın en mütevazi kişiliğidir.
    gaza getirici yazılarını okumanız ama yap dediği şeyleri yapmamanız şiddetle tavsiyedir.

  • erdal demirkıran malların psikolojilerine etkisi

    öncelikle;

    (bkz: erdal demirkıran)

    erdal demirkıran kimdir?
    dünyanın en akıllı insanı olduğunu iddia eden ve bunu bir kitap yazarak destekleyen bir yazar. kitaplarını okudum, kitaplardan çıkarılabilecek tek sonuç;

    'insan isterse yapamayacağı hiçbir şey yoktur. herşeyi öğrenebilir, herşeyi yapabilir. bu nedenle herkes dahidir.'

    tamam buraya kadar sorun yok. gaza getirmiş gençleri, çalışın, düşünün demiş.. haklı olduğu yönler var kitaplarda, ama tamamen haklı olması sözkonusu değil. şimdi benim değinmek istediğim nokta, erdal demirkıran kitaplarının 'mal' olanlar üzerinde bıraktığı o iğrenç etki.

    önce 'mal' diye nitelendirdiğim adamların psikolojisini incemek istiyorum izninizle. şimdi, bu adamlar bir yerden bir şey çıksa da, kendime güvenim gelse, en büyük ben olsam falan diye yaşarlar.. çok çabuk gaza gelir, çok çabuk sinirlenirler.. sinirlendiklerinde verdikleri tepki şu olur;

    'siktir salak.' bu tepkiyi de tartışma kültürü konusunda inceleyeceğiz boş bir zamanımızda.

    bu insanlar, diğerine salak demeyi marifet, küçük düşürmeyi zerafet sanarlar.. ki bu tür adamları hiç sevmem ben şahsen. vıcık vıcık, içi boş herifler olurlar genelde.

    gelelim bunların en ufak bir gaz ile fezaya fırlamaya yatkın psikolojileri ile erdal demirkıran kitaplarının etkisine.

    erdal demirkıran her isteyenin bir dahi olabileceğini söylüyor ve çabuk gaza gelen adamların buna inanması için gerekli argümanı sunuyor kitaplarında.
    bir arkadaşımı örnekliyorum şimdi;

    henüz lisedeyiz.. ilk kitap ben dünyanın en akıllı insanıyım ı okumadan önce ezik büzük bir herif bu. iki lafı bir araya getiremiyor, insanlarla konuşurken gözlerine bakamıyor falan.. bu kitabı okuduktan sonra gözle görülür bir değişim içine girdi bu.
    ben dünyanın en akıllı insanıyım deyü dolaşmaya başladı ortalıkta bir süre sonra.. gerizekalı diyorum, sensin diyor.. o kadar akıllı yani..

    sonra bir kitap daha geçirmiş bu eline.. yerim seni öss isimli bir kitap. ambalajlı biçimde getirmiş kitabı, köşesindeki şekeri ben yedim.. bence ben ondan daha akıllıydım aslında.. neyse, bu başladı kitabı okumaya. ben de okudum o kitabı. isteyenin kazanabileceğini falan söylüyor. hatta 'ona kadar sayıyorsan, evinin yolunu biliyorsan öss senin için çok kolay' falan yazıyor arka yüzünde.. gayet yüzeysel geçilmiş yani.. bizim bu tıfıl okudu kitabı, oldu mu sana cep einstein ı? böyle ben bilirimcilik, senin aklını skiimcilik ki sorma gitsin..

    la adam annesine talimat vermiş, kadın öss şeklinde sucuklu yumurta yapıyormuş, bu da öss yiyormuş aklınca..

    sonra sadece aptallar 8 saat uyur diye bir kitap girdi.. bu herif bunu da okudu.. ulan o nasıl bir kompleksse artık, herifin göz altları git gide morarıyor, gözler kan çanağı oluyor.. dedik 'noluyor lan?' geceleri uyumuyormuş.. bak allahın gerizekalısına ya.. aptallar 8 saat uyuyormuş ya, hiç uyumayınca en akıllı olacağını falan sanıyor bu.. mal..

    sonuç olarak; öss yi kazanamadı. antidepresan bağımlısı oldu. ama en akıllı insan olduğuna hala inanıyor..

    yazıktır böyle adamlara ya.. bir değil, iki değil.. her tarafta var bunlardan. dünyanın en akıllı insanıymış..
    ula o okuyup kendine kutsal edindiğin kitaba göre ben de dünyanın en akıllı insanıyım.. g.t lalesi. uykum geldi..

  • yaka takmayan ilkokul çocukları

    bunlar çok pis çocuklardır. yaka ne diyeceksiniz şimdi. mavi önlük boynuna iliklenen beyaz zırva.. abc falan yazardı üzerinde. biz küçükken okul içinde ne zaman kavga çıksa, ne zaman cam kırılsa mümessilleri hep yaka takmamış çocuklar olurdu.. öylesine pislikti o çocuklar.

    mesela bunların karşısında sesini yükseltemezdin öyle.. dövüyorlarmış. ben içlerini biliyorum bunların.. akılları sıra toplumda böyle var olmaya çalışıyorlardı.. kendilerine bir kimlik yaratma çabası içinde, kişiliksiz olup çıktılar..

    bu dahil bütün genellemeler bana girsin, ama bi dinle gözünü sevem. yakasız gezen, yakasız gezdiği için kavga dövüşten geri kalmayan ilkokul arkadaşlarım oldu.. şimdi onları facebook'ta buldum.. education info ları şu şekilde; hayat university '12
    anladım ki mal olmuş bunlar.. add as frienddim hemen, ignordular.. neden confirmsin adam, yıllar geçmiş üstünden.. privacy ayarlayamamış zaten, gezdim bütün profilini.

    zamanınız olursa ilkokul bahçelerine bir göz atın teneffüslerde.. yakasız, mavi önlüklü çocuklar göreceksiniz.. duruşlarındaki horozvari kabarmaya dikkat edin, 'r' leri söyleyemezken 'yavvak' demeye çalışmalarını seyredin.. evet, onlar pislik. bir yaka vererek çekip çıkarın onları bu bataklıktan..

    gerçi ilkokullarda mavi önlük mü kaldı lan..

  • hoşlanılan kızla ilk muhabbet girişimleri

    3 yıldır aynı sınıfta okumana rağmen ortamına giremediğin girmek üzere her vize - final döneminde arsızca not istediğin ve böylesine boş çabalarla önümüzdeki yüzyılda ortamına giremeyeciğin, sikmişim ortamını kendisiyle bir bara gidip iki bira içemeyeceğin kızla girişilen muhabbetlerdir.

« / 3 »