suco2 2. nesil yazar

genellike başıma gelen olaylardan biridir. gece 3-4 e kadar asla uykum gelmez internette cirit atarım. gece saatlerinde forum, sözlük gibi yerlerde fazla aktif olmayınca insanın canı iyice sıkılır.

ata demirer ' in tek kişilik dev kadro gösterisindeki müslüm gürses repliği ile açıklığa kavuşan anons.

"aradığın numaraya ulaşılamıyor kardeşim,
mobil telefon kapalı mı, satmış mı, ne yapmış biz de bişey...
muhterem sen biliyo musun ayıboluyo çocuğa yaw..."

patetesle pişirin. nasıl olduğunun önemi yok. karışık ve pişmiş olsun. *

çok doğru bir sözdür.her ayrılığın ardından gelen arkadaş kalalım saçmalıklarına verilebilecek en güzel yanıt.tabii siz dost kalalım diyen eski sevgiliye direk bu sözü söylemeyin sadece uygulayın.

(bkz: az kaşardan tost çok kaşardan dost olmaz)

gayte mantıklı ve günümüze uygun bir söz..

bu kadarı da olmaz , imkansız anlamında kullanılan deyim.

tabiri caizse angut insandır. aklını kullanmaz. bu hayattaki metalara aldanır. ruhun nasıl oluştuğunun bilincinde değildir. ölümden sonra bu dünyada yaptığı her şeyden sorguya çekileceği gerçeğini reddeder. bu sebeple ahirette onu çok büyük bir sürpriz ve sonsuz azap beklemektedir.

işleri güçleri dis fircasi, deterjan gelistirmek olan, her zaman bizlerden bir yüzyıl ileride olan bir laboratuvarda çalişan yumurta ve domates düşmani tiplerdir.

erkek bireyin elle yaptığı cinsel faaliyette * eline verdiği takma isim.

günümüzde daha çok liseli ergenlerde ve bu dönemi inaktif yaşamaış kartlamış abazanlarda görülmesi muhtemel kemo-fizyolojik olaydır.
aşk acısını bilirsiniz, bünye ya açılmış da reddedilmiştir ya da birlikte olduğu kişi onu boynuzlayıp falan ayrılmak istediğini açıklamıştır. her yönden boktan bir durumdur hani.
lakin işin farklı yanı şudur.aşk dediğimz ne? kimyasal bir kaç hormonun sivrilmesi. e aşkın cinsellikle çok yakından ilişki yaşadığını da isviçreli bilim adamları kanıtladılar zaten.
bünye niye açılır karşısındakine? aşk yaşayıp, cinsel dürtülerini tatmin etmek için. reddedildiği zaman ise bu cinsel dürtü bastırılamayacağından dolayı ve elizabeth de durumu kurtaramayacağından, kişi aşk acısı çektiğini söyler, ama cinsel açlık çeker.
böylelerine verin verecek olan taş gibi hatunu, bak bakalım aşk ya da acısı kalıyor mu?

kar yağdığı zaman amip gibi üreyerek ortaya çıkacak olan çocuklardır. kış ayı gelsin otobüsün geçtiği yerlere pusup camına camına kar topu atıyor dürzüler. tabi biliyorlar şoförün inemeyeceğini atıp duruyorlar. yiyorsa normal seyirinde giden arabaya atın götünüzü kessin.

geçmiş aşklardan dem vuran insan söylemi. bir yakınma, bir haykırış.

çocukluk dönemlerini atari aletine bağlı geçirmiş bağımlıların şimdiki yakınma cümleleri. adeta bir serum edasıydı o "coyistik" bizler için, ben için, benim gibiler için. ataptörün her ısınışı, hüzün kovan kuşu gibiydi. o eriyiş seansları damardan damla damla çekilen kanın ıstırabı gibiydi, maryonun zıplayışları arasında. annenin sesi mutfaktan duyulduğunda her şey ne kadar da güzel gidiyordu halbüse.

ilkokul günleri, geçmek bilemez 6 saat, kola tenekesi, okul bahçesi, mandalina kabuğu, beslenme çantasından çıkan haşlanmış yumurta, tuvalet izni, kalem traş rezaleti...

eski günler geri gelmez artık, facebook'un da ta amına koyum. yarama taş basıyor yavşak.

her bayramda duymaya alıştığımız laftır bu. eskiden daha başkaymış belli ki.

-nerde o eski bayramlar ismail efendi?
-nerde nazif bey
-ne bileyim yahu.. gecen gün komidinin üstüne koymuştum, şimdi bulamıyorum
-iyice bunadın sen nazif bey
-yok yok bulamadım.. bi bulsam nereye koyduğumu..
-vohaa kelime oyununa bak..