sari cizgili adidas esofman 2. nesil yazar

aydın doğan'ın nabza göre şerbet veren bir diğer gazetesi.

(bkz: hürriyet)

yazarların başlıklarında esintilieri ile kendini gösteren durum. milliyet gazetesi'nin eğlenceli, magazinci haber stratejisi ile bu durum daha da belirginleşiyor.

(bkz: milliyet gazetesi)

çok acı verir; parmak şişer, morarır. basketbol oynadığına lanet ettirir. buzla acilen müdahele şarttır. hiç iyi huylu bi' top değildir, şerefsizin tekidir pezevenk.(!)

bu eylem sonucunda daha sonra o kabuk olan ekmek bayatlatılır ve köfte yapmak için kullanılır.

firindan sicak sicak cikmis, yeni tecrube edilmistir ki "bit" denilen sey adi duyulunca bile kasinti veren nlet bir varliktir. ustelik bunun kasintisi hic oyle tatli tatli da degildir.

çok boktan bir histir. genelde karın ağrısı, ishal, prostat gibi sebeplerden kaynaklanır. olmadı sigara krizine girmiş bireyin çaktırmadan sigara içmek için kullandığı bir yöntem olarak da hiç fena değildir. ama dozunda bırakmak gerekir. gidilecek zaman var gidilmeyecek zaman var usta. adın çıkar sonra.

yaygın olarak ingiliz ve almanların yaptığı eylem.

(bkz: kahvaltıda rakı içmek)
(bkz: evde denemeyin)

son zamanlarda feysbukta artış gösteren video paylaşım çılgınlığı klişelerinden...bu adam insan değil , bunu yapan insan olamaz , gülmek garanti , ve daha niceleri ...

akşamdan kalma olunsa dahi, olay birayla filan geçiştirilebilir ama rakı; ı ıh(!), hakkını vermek gerek: olmaz... ağır, çok ağır.

(bkz: bunu yapan insan olamaz)

kisaca; " siz de yapin acayip zevkli ancak sonra cikip yok ben senden etkilendim neden bunu gosterdin demeyin" demek olan uyari nitelikli cumle.

en az kahvaltıda rakı içmek kadar ağır bir eylemdir. sağlam bünye gerektirir. sabah sabah mideyi bu şekilde doldurmanın hiç bir amacı olamaz diye düşündürendir.

(bkz: evde denemeyin)

"cık cık cık cık...." daha gider bu böyle. gençlere inceden bir hicaz taksimin ardından, teyze/amca -cinsiyet farketmez büyük olması yeterli- başlar bu üç harfli, yansıma yoluyla türetilmiş kelimeyi hızlı şekilde tekrar etmeye. kelimelerin söylenme hızı, ses tonunun yüksekliği hele bir de yanında kafa sallama ve el hareketi varsa- elin ayası 45 * olacak şekilde havaya kalkarsa yani- ayıplamanın dozunu anlayabilirsiniz. otobüste yer vermezsiniz, fonda cık cık; kız arkadaşınıza sarılırsınız, arkada cık cık...hani gören de kendilerini mükemmeliğin yer yüzündeki timsali sanır...

avrupa ve amerika'nın sigarayı bize sattığını düşünürsek, yani böyle emperyal bir kıskacın altında, sigarayı bırakmanın farz olduğu bir alemde, sigarayı bırakmanın artistliğe düştüğünün imzası olacaktır. yani demek istenilen şudur; "ben zaten sigarayı öylesine içiyordum, istediğim an "tak" bırakırım". ama biz bunun örneğini görmedik ama umarım olur bu da.

bir olayla ilgili yorum entrylerini anlamak mümkündür de, tanım entryleri neden eksilenir anlaşılmaz. işte bu tip entrylerdir bu entryler.

genelde uluslararası film festivallerine katılmış filmlerin dvd'lerini izleyenlerin sıkça yaptıkları ekşın.

insanda farklı hissiyatlar uyandırır, değişik olursun bir süre sonra o alt yazıları görmezden gelirsin falan.