orta sehpa 2. nesil yazar

türban tartışmasının vardığı boyut ve saçma yorumlara topluca verilen ad. koca koca adamlardan garip yorumlar.

prof. dr. nusret aras (ankara üniversitesi rektörü): türban farz değil. islam dininde kaza uygulaması var. bu kızlarımız bunu bir kaza olarak saymalıdırlar.

prof. dr. mustafa akaydın (akdeniz üniversitesi rektörü): cep telefonlarının bluetooth kulaklıkları var. o kulaklığı kulağına takan ve türbanla kapatan bir öğrenci sınava girdiğinde ne olacak? dersteki erkek hocaysa türbanını açtırıp arama yapamaz. yapsa cinsel tacizle suçlanır. her derse kadın hoca mı vereceğiz?

prof. dr. mesut parlak (istanbul üniversitesi rektörü): türban kararı üniversitelerde barış ortamını zedeler. bu gerginlik bizi bile etkileyecek. belki hiç hakkımız olmadığı halde, türbanlı bir öğrenciye, cumhuriyet ilkelerinin kıyafetlerine aykırı diye hak ettiği notu vermeyeceğiz.

prof. dr. ufuk yiğitsubay (i.ü. cerrahpaşa tıp fakültesi öğretim üyesi): atatürk ilkelerine ve atatürk cumhuriyetini korumakta kararlıyız. özgürlük denince bu da benim özgürlüğüm, ben türbanlı bir öğrenciye ders vermek istemiyorum.

prof. dr. celal şengör (itü maden fakültesi öğretim üyesi): başörtüsüne izin verilmesi durumunda kilit asarız üniversitenin kapısına. biz işimizi bırakırız. çünkü üniversite üniversitelikten çıkar. biz bu şartlarda hocalık yapamayız. benim sebebi mevcudiyetim ortadan kalkar.

şu koca dünyada sadece ülkemizde görülen, güler misin ağlar mısın türünden bir davranıştır. bu fikri hangi sivri zekalı bulmuş bilinmemekte ama, eşofman üstüne bikini giymek gibi bir abukluk olduğu kesindir.

erkekler bakıp tahrik olmasın diye saçlar örtülür ama kıçın açıkta kalması erkekleri cezbetmemekte(mi)dir. olsundur, o da bir düşünce * dir...

sonuçları aşağıdakiler gibidir.

toprak pist: ön tekerlek nereye çevriliyse, o tarafa yan düşüş ve et sıyrılması.
çim pist: fotografik düşüş; bir şeycikler olmaz.
asfalt pist: beyin travması, taşakların gidona çarpması, kol kırığı seçeneklerimiz var.
dağ bisikleti ile kaya pist: bu bitti; başka çocuk yapın.

günümüz türkiyesinde var olan bir durumdur onursuzluğun yerlerde olmasıdır. buna eş değer olarak para veriyorlar bana bakıyorlar diye fettullah gülen oluşumuna girenler bile vardır. bunların ne insanlıkla ne de dinle bir alakası vardır mucadeleden kaçmak anadolu insanına yakışmayan harekettir. *

başörtüsü ziyneti süslemek, aksesuarla güzelleştirmek amacını taşırken, türban; erkeğin kadın saçından tahrik olabileceğini ve kadının buna dur diyemeyeceğını öne sürerek hem kadını hem erkeği aşağılayan bir amaç taşır.
+
tayyipcanın da dediği gibi türban bir siyasi simgedir.

kamusal alanda serbest olusu sebebiyle simgelestirilen, bas ortusunden daha farkli baglanan, halki uyutma yontemine donusturulen bez parcasi. kamunun tarifini dinle yapmak kimsenin haddi degildir oncelikle bu bir anlasila. allah benim icin her yerde ama gene ayni allah "devletine hizmet et gerekirse canini feda et" diyen. bugun kafasi mumya gibi sarip sarmalanmamis ancak kendi vicdani kafasi sarmalanip da gotunu acandan daha temiz gercek musluman kadinlarini sirf kara mumyalara benzemiyor diye muslumanliktan reddetmektir fasizm. bu yuzden ulkeyi seriat devleti haline getirme durtusudur asil despotluk.

insanlar birbirlerinin diktalarina uymak zorunda degildir. nasil ki birileri kamunun muslumansizlik oldugunu iddia ediyorsa, birileri de kafalari "bakin kafami ben sarmaladim" diyerek ortaya cikmasi da muslumansizliktir.

dini siyasete alet ederken dinin vicdanda yattigini unuttu kimileri...

eskilere göre kesinlikle uzak durulması tavsiye edilen insan tipidir. ne alakası vardır bilinmez ama, atalarımız daha fazla detay verip; ''burnu ağzına götü yere yakından sakın'' diye bir vecize de koymuşlardır ortaya.

dünyanın hiçbiryerinde görülmemiş fakat türkiye'de yaşanabilecek olaylar.

kadınların biraz daha boş boğaz olmasını kullanmaya çalışan erkek arkadaş modelidir. zararsız görünse de çok tehlikelidir, hemen her durumdan bir kıskançlık kavgası çıkarabilecek meziyete sahip bu türler bu kavgalarına dayanak olarak da sözde itiraf olan kendi oltalarının ucundakı balığı kullanırlar.

ama gelin gorun ki hatun kişi daha akıllıdır genelde. ne de olsa olta atmak kadınların uzmanlık alanıdır. oltayı yemeyen hatun kişi, onu erkeğinin ayaklarına dolamayı başarabilir, dikkatli olmak lazım.

bana kalbin kadar ayırdıgın bu temiz sayfa için şahsına müteşekkir oldugumu bilmeni isterim.

yıllardır kafandaki bez parçası için attıgın "özgürlük" naralarını yakından takip eden, sindirilmiş, hakkı yenmişve dahi, hala yenmeye devam edilen bir başka azınlıgın mazlum bireyi oldugumu bilmeni isterim. dolayısıyla, seni anlayabiliyorum.

bizler ki, üç tarafı denizlerle kaplı kıymetli bir cografyada yaşam mücadelesi veren, farklı kültür ve inançların temsilcileriyiz.

tüm önyargılarımı azat edip nesnel bir yargıya varma zamanı geldi ve dahi geçti diye düşünüyorum.

eger bugün; çeşitli inanç, ideoloji ve kültürel nedenlerden dolayı birbirimize düşmüşsek; bu bizim degil, hegamonik iktidar hırsıyla yanıp tutuşan mevki/makam ve koltuk saplantısı yüzünden, dini kullanarak inançlarımızı sömüren insan görünümlü yecüc mecüc, üçkagıtçıların suçudur.

bin yıllardır; "tezat", zarurileştirilen mevcut müesses nizamın hüküm sürdügü militarizm ve statuko arasında, yel degirmenine aduket çekmeye çalışan homo erectus olmanın pek kolay olmadıgını biliyorum. senin de bilmeni, bilmenden ziyade; bu soruna bakış açının afaki olmasını temenni ediyor ve istiyorum.

sırf erkek oldugum için minibüste yanıma oturmasan da, yaptıgım alışverişin para üstünü elime dokunmamak için metal platforma koyan kasiyer olsan da, başı açık cagdaş kızlara yosma gözüyle baksan da, kamuya açık alanda el ele tutuşup, öpüşen gençleri ahlaksız olarak nitelendirsen de, üniversitede egitim alan yaşıtlarına imrenerek bakıp, bizlere içten içe kin beslesen de, kafandaki türban; senin tercihin degil çevre baskısının bir ürünü olsa da, senin ve senin zihniyetine sahip tiynetsiz iktidarının bencil oldugu gerçegini degiştirmez.

öyle ki; bu cografyada din'ini, kültürünü, ve yaşamını özgürce idame ettiren tek zümre sizlersiniz. lakin gözünüz doymadıgı gibi, egonuz da, bencilliginiz de zerre azalma yok. azalma olmadıgı gibi hala özgürlükten bahsetmeniz oldukça ironik.

sevgili türbanlı kardeşim; işsizlik sayısının milyonlara ulaştıgı, borcun ayyuka çıktıgı, ekonominin dibe vurdugu, egitimsizligin tavan yaptıgı, asgari ücretin 22.104 lira oldugu bir ülkede, inan senin türbanın gündemi meşkul edecek en son sorunlardan bir olmalı diye düşünüyorum. ama yok; sizlere örümcek beyinliler dedigimiz takdirde, bizleri kategorizasyon ile suçluyor ve aşagılandıgınızı deklare ederek ajitasyon yapıyorsunuz.

bu ülkede mazlum edebiyatı yapacak, aşagılandıgını düşünecek son zümre sizlersiniz. inançlarını, kültürünü ve ananelerini seneler boyunca ifa edemeyen, eşitlik ve özgürlük istedigi için, komunist ve bölücü yaftası yiyen ve dahi cayır cayır yakılarak öldürülen alevi kardeşlerimi düşündügüm de, ne hikmetse senin türbanın ve mazlum edebiyatın aklıma geliyor ve gülüyorum.

sevgili türbanlı kardeşim; 200 alevi bir araya gelip gösteri yapmayı düşünüyoruz. inançlarımıza özgürlük ve cemevi isteriz diye bagırıp, haykırmak istiyoruz. lakin linç ediliriz korkusuyla cesaret edemiyoruz. korkumuzun nedeni malum!, daha öceki tecrübelerimiz. çünkü bizler mum söndü yapan ahlaksız bir toplumuz. temeli; "eline, beline, diline hakim ol" olan bir kültürün doktrinleri ile yetişen bireyler olarak "ensest ilişki"'ye girmekle suçlanan özgür insanlarız. sevgili kardeşim; bu ithamı yapan sizlersiniz. buna ragmen aşagılanmaktan bahsediyorsunuz ya helal olsun sizlere!.

temennim şudur ki; kafanızdaki bez parçası yüzünden egitim haklarınızdan mahrum kalmayın.ama yarın birgün, üviversitenin kantinini parseller ve gruplaşırsanız, ki ben eminim gruplaşacaksınız, o zaman sizlerden hesap sorar, attıgınız özgürlük, insan hakları naralarını bir tarafınıza sokarız. müneccim ya da medyum degilim. her cuma eminönü camii'nden çıkıp "tekbir" eşliginde yaktıgınız canları çok iyi biliyorum.

beni sakın yanlış anlama sevgili kardeşim; annem, `anneannem `ve babaannem'de başörtüsü takar. ama hiçbiri kafasındaki bez parçasını ne simgeleştirir, ne de siyasileştirir.

örtünmenizin nihai nedeni ilahi emir iken, sizler bu sorunu insan hakları ve bireysel tercih olarak lanse ediyorsunuz. bira yerine soda içmek bireysel tercihtir. lakin örtünmek tercih degil, dinin ve aldıgınız ilahi emir'in dayatmasıdır.

sana kapanmayı emreden islam dini, bir adamın 4. karısı olmanı da emreder. emirlere uyarken seçici olmayın, işinize gelen emiri uygulamayın. malum sizler; islam dininin temsilcilerisiniz.

sizlerden ve sizleri temsil eden mebuslardan ricam; özgürlük naraları atarken azınlıkları da düşünmeniz. azınlıkların sorunları gündeme taşındıgında 12 maymun'u oynamaz, duyarlı olup bizlerle birlikte yürür ve saflarımızda yer alırsanız müteşekkir oluruz.

dip not; rahatsız olursan "sevgili" ibaresini kaldırabilirim.

öğüt verici nitelikte olan fakat kim tarafından söylendiği bilinmeyen özlü sözlerdir.

atasözü. karar verilirken acı ve öfkenin, doğru karar verme kabiliyetinizi ortadan kaldırdığını ve muhakkak o durumda verilen karardan olumsuz tepki alınacağını bildirir.

intikamdan zeytinyağlı bir yemekten bahseder gibi kullanılan ispanyol atasözü. sabır gerektirir, adım adım planlanıp karşındakinin hiç beklemediği bir anda bünyeye vurulan darbedir. birde öfkeyi koruyup barındırmayan bünyenin boyunu aşar,sözde kalır. *

(bkz: öfkeyle kalkan zararla oturur)

sakinleşmek için kullanılan terapi yöntemidir, intikam da zaten soğuk yenen bir yemektir.

(bkz: intikam soğuk yenen bir yemektir)