trip atan, anlaşılmaz, sevgili denilen yaşam formlarının, hiçbirşey anlatmadan yada söylemeden yaptıkları eylemdir. karşı taraf arayıp 'aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor' sesini duydukça küplere biner, kendini sölüğe vurur. millete ayar vermemek için kendini zor tutar.
siz siz olun, sinirlerinize hakim olun.
entry'ler (32) - sayfa 2
-
telefon kapayan sevgili
-
espri tutmayınca ciddiymiş gibi yapmak
esprinin yapıldığı anda ortamda gülen yoksa derhal bu eyleme başvurulur. çoğu zaman da tutar.
-
sabahın beşinde evde karaoke yapmak
bir kere bunun için uygun ev lazım ikinci kere * tesisat.
bir de ortam lazım. tek başına bir boka yaramaz da bu hadise, arkadaşlarınla yardırırsın.
taksim de olduğunda ve son ses verdiğinde sorun çıkarmayan komşuların olduğunda tadından yenilmez o ortam.
ses bombok olsa da eğlenirsin.
imkan olursa yapın. yoksa imkan yaratalım. -
ahmet uluçay
sinemaya gönülden bağlı bir abimizdi. karpuz kabuğundan gemiler yapmak isimli filmiyle kendisini tanımış ve hayret etmiştik. canla başla sinema yapmak için uğraşması bir çok genç sinemacıya örnek olmuştu. uzun süredir kanser illetiyle savaşıyordu. bugün yaşama veda etti. günümüzde, sezon içinde 100 tane film çekildiği söyleniyor. doğrudur. türk sineması film adedine göre şahlanmaz ve dahi ilerleyemez. türk sineması ancak ve ancak sinema virüsü kanında dolaşan bu gibi hevesli kimseler tarafından ileri götürülür. büyüksün ahmet uluçay.
-
karpuz kabuğundan gemiler yapmak
ahmet uluçay'ın yönettiği, 2004 istanbul film festivalinde birinci olmuş film.
ahmet uluçay'ın bu ilk uzun metraj filminde, 1960'lı yıllarda anadolu'nun bir köyünde yaşamakta olan iki çocuğun evlerinin ahırında sinema projeksiyon makinesi yapmaya çalışmaları konu ediliyor.
yapıt ayrıca 52. san sebastian film festivali'nde jüri özel ödülü, 26. montpellier film festivali'nde en iyi film ödüllerine layık görüldü. -
mandalinanın ortasına başparmak geçirmek
mandalinanın tam ortasına başparmak geçirilip, iki elin başparmakları kullanılarak mandalina tiyatrosu, mandalina güreşi ve benzeri oyunlar oynanabilir. mutluluktur. pisliktir.
-
mandalina kabuğundan yüzük yapmak
-
telefon kartlarından anahtarlık yapmak
90'lı yılların unutulmaz hadisesidir, şimdilerde pek yok. kullanılmış telefon kartları biriktirilip, delikli zımba ile köşelerinden delinir ve resimli yüzeyleri aynı tarafa gelecek şeklilde bir anahtarlığa sıralanırdı.
- şu kapadokya resimli kartı görüyor musun murat? ahh onun dili olsa da konuşsa.
- niye lan?
- bununla aylin'i aramıştım oğlum, yağmur yağıyordu. iki saat konuştuk bu kartla.
- deme yaw? versene şu kartları bi.. bir de hesap makinesi ver bana.
- hayırdır lan?
- dur sen duuur.
- allah allah..
- oğlum yüz milyon girmiş götüne bu ay haberin yok senin.
- hasskktrrrr.. harbi mi lan?? -
istanbul kültür üniversitesi
kendi sözlüğünü kurmuş canım üniversitem. "lan o kadar eleştirdim ama çocuklara bak sözlük falan, göremediğim entelektüel bir mizacı da varmış" dedim, kendimden utandım. ilk başlığa baktım hemen ve gözlerim yaşla doldu;
(bkz: en sevdiğiniz filmler) -
turistlere denize niye çıplak girdiniz dayağı
yapılana "ne olacak bu ülkenin sonu" diyip söve söve gülümsemekten başka bir tepki verilemese de habere şöyle bir göz gezdirip yorumları okuyunca, acı dolu gülümseme yerini korku dolu bir düşünceye bırakıyor...
bir kişinin bok yemesi olsa yine iyidir... "kardeşim türkiyeye geliyorsan buranın ahlak kurallarına uyacaksın. adam gibi girecek... " gibi onlarca yorum var... gariptir... yazıktır... -
hemstırı sarıya boyayıp pikaçu diye satmak
zikaçulara gelmektir. eğer zabıtalar sizi yakalar ya da sattığınız müşteri uyanırsa vay halinize.
-
dinime küfreden müslüman olsa
sıkça karşılaşılan bir durum olan:
- " osurmak yanlıştır... 'zort' " u anlatan ya da
- alakasız başlıklar açmak caiz değildir. sözlüğü piç eder dedikten sonra bir ton ezik büzük bkz lar vermek gibi bir takım büyük çelişkileri anlatan atasözü. ha bir de sözlükte tartışma yaratmalım deyip tartışma yaratacak polemikimsi laf * lar sarfeden kişilere de denir ayrıyetten. * -
teşekkür
arabça şükran kelimesinin çoğuludur.
-
80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak
o zamanlarda çocuk olmak; bir dilim ekmek üzerine sürülmüş salçayı ziyafete çevirmekti. ince kağıtlara tütün saran dede'den sokak arasında abartılı masallar dinlemekti. saklanbaç'ı yaz gecelerine saklanarak oynamaktı.
karne hediyesinde tahtaların ayak kısmına çakılan demirlerden yapılan kızaklar almaktı ve şubat ayında kar şenlikleri yaratmaktı. tuğla parçasıyla çizilmiş karelerde sek sek oynamaktı. 23 nisanlarda karanlığı aydınlatan fener alaylarına eşlik etmekti.
yemek kokularını birbirine karıştığı taş bir sokakta rekor ölçüde hız yapmanız gereken elim sendeleri oynamaktı. ve ilk aşkınızla bir merdivende biri bin para eden hayallere nokta koymaktı. mahalleden taşınan her arkadaş için saatlerce ağlamaktı.çocuk olmaktı. -
dizi seyretmeyen erkekler
"erkek adam yaprak dökümü izlemez, erkek adam aşk-ı memnu izlemez hüleynnn!" tadında takılan, bunları izleyeni avam bulan, kendisi izlese izlese lost ya da heroes izleyen elitist adamdır. ama maaşallah bu adamların hepsinin bihter'den, ferhunde'den, * adnan'ın boynuzundan, behlülünkinin ebatından haberi var. ilginç yani.