'yerim seni' nin eyleme dökülmüş halidir. her şeyini yerim anlamındadır. ayrıca sümüğe yıllarca yapılan muamelenin yanlış olduğu anlaşılabilir. güzeldir.
edit: bu entryden sonra beni emo olarak tanıyanlar olmuş onlara sesleniyorum. mis gibi anadolu çoçuğuyum ben olum. kendinize gelin. hem emme basma tulumba diye emo nicki olur mu hiç lan?
entry'ler (50)
-
sevgilinin sümüğünü yemek
-
sevgi
-
sevgilinin burnunu karıştırmak
sevgidendir.
(bkz: sevgi)
rahat nefes alsın içindir hep. -
sevgilinin hayaliyle uyanmak
yeni ayrılmış yahut hiç birleşmemiş kişilere mahsus, can yakan bir uyanma şekli.
uzun süren bir ilişki iki sevgilinin geleceğe yönelik ortak hayallerinin sayısının artmasını getirir beraberinde. bir ilişkiyi çekilebilir kılan şey biriken hayallerdir. zira üstünkörü, sadece yan yana yürümek uğruna karşı cins ile heba edilen vakitler boşa geçmiştir. ilişkiyi ayakta tutan hayallerdir. bir evlilik düşlersiniz, tatlı bir balayı, sevimli iki çocuk ve sağlıklı bir hayat. hayal kurma sürecinin en eğlenceli kısmı detaylara inmektir. arabanın rengi, çocukların ismi, kapının kolu, pencerenin pervazı.. ve sonra huzursuzluk. yazılmış her hikayede bulunan, yaşanan her hayatın kaçınılmaz bir parçası olan huzursuzluk, mutsuz son. canınızdan çok sevdiğiniz kişinin bir gün hayatınızdan çıkabileceği ihtimali düşer bir gün aklınıza. içinizi kemiren bu şüphe 'ölene kadar seninim aşkım' sözleriyle yatıştırılmaya çalışılır. fakat asla tam olarak kaybolmaz bu şüphe, huzursuzluk.
hiç bitmeyecekmiş gibi yaşadığınız ortak hayat bir gün biter. yalnız kalırsınız. yanınızda arkadaşlarınız vardır. yıkık ilişkinizin karanlık gölgelerinden kurtulmanızı, tekrar yaşamaya başlamanızı telkin eden, söylediklerini teoride mantıklı bulduğunuz halde pratiğe dökemediğiniz arkadaşlarınız.
artık sadece siz varsınız. derin nefesler çektiğiniz sigaranın yanan tütünlerinin çıkardığı çıtırtılar ve boşluğa bakan rutubetli gözleriniz. çareyi uyumakta ararsınız. uyanmak istemediğiniz, rahatsız uykulara dalarsınız.
sevgiliye sarılarak uyumak, sevgilinin kokusu, sevgilinin nefesi gibi şeyler üzerine yapılan tanımlamalar çok uzaktadır artık. yanınızdaki şey sevgilinin hayalidir. içinde kurduğunuz tüm güzel hayallerin hapsolduğu çirkin bir hayal. tüm çirkinliğine rağmen ulaşmak için çırpındığınız bir hayal. uyursunuz sevgilinin hayaliyle.
sonra uyanırsınız. ağzınızda yatmadan önce içtiğiniz sigaranın iğrenç aroması, şiş gözleriniz ve sevgilinin hayali. o da sizinle birlikte uyanır. peşinizden bir an olsun ayrılmamayı şiar edinmiş, size acı çektirmekle mükellef bir hayal.
ilişkileri ayakta tutan hayallerdir.
ilişki bittikten sonra gerçek yüzlerini gösteren, acımasız hayaller. -
sevgilinin göz rengini bilmemek
''duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.'' diye şarkı sözü de vardır kendileri hakkında.
-
sevgilinin üstünü örtmek
bir sürü keyfi bir anda yaşamaktır; onu sıcak tutmanın, üşümeyeceğini bilmenin keyfi, yüzündeki o uyku huzurunu, güzelliğini izlemenin keyfi, onlu-ona-ondan her şeye onun yüzünde dalmanın keyfi...
-
sevgilinin gözlerinin önünde ölmesi
bazen bir sevgili öyle mutlu eder ki sizi; o, yaşattığı aşk, birlikte olduğunuz her güzel an hatta her an hakkında sayfalarca yazabilirsiniz. ama bazen aynı sevgili sizi öylesine üzer, yaralar, parçalar ki öyle acımasızca kanatır ki tüm benliğinizi, duyduğunuz acı mı yoksa en mutlu edenle en derinden üzenin aynı kişi olması mı daha çok ağrınıza gider bilemezsiniz. yaptığınız karşılaştırmalar sizi sürekli büyüyen bir çelişkiler silsilesine her gün daha fazla savurur. her gün daha çok düşünür ve her gün daha fazla yanıtsız soruya cevap ararsınız. bu yaşanılanların sizi ne hale getirdiğini hep biraz daha sorgularsınız. öldürmeyenin sizi güçlendirdiğini düşünür ve belki bazen keşke ölseydim de bunları yaşamasaydım dersiniz..ve bazen acınız öyle bir zirveye ulaşır ki keşke dersiniz -keşke demekten nefret ede ede- keşke, keşke ölseydi de bunlar hiç olmasaydı dersiniz, keşke onu en çok sevdiğim an, ona en çok bağlandığım zaman, keşke aşkımın, tutkumun doruğundayken.. keşke ölseydi...keşke...gözlerimin önünde, kollarımın arasında ölseydi...ölseydi de onu hep güzel hatırlayabilseydim, ölseydi de arkasından döktüğüm gözyaşları beni yıpratmasaydı, keşke onu hep daha fazla sevip bu yüzden kendimden nefret etmeseydim...keşke onun olduğu bir dünyada umutsuzca onsuzluk çekeceğime onsuz bir dünyada hayaliyle mutlu olabilseydim...keşke ölseydi keşke...
-
sevgilinin nefesini içine çekmek
sevginin sıcaklığını ve kokusunu hissetmektir. o anın yerini dolduracak başka bir alternatif yoktur. tadı vardır. sevginin tadı..
-
sevgilinin en yakın arkadaş tarafından çalınması
çalınan,yani araklanan bir sevgili ise, o sevgili değil bir materyaldir. yani kısaca 'mal'dır. binaenaleyh tez elden siktir olup gitmesi gayet faydalı olmuştur. *
-
sevgilinin ağlaması
beraberinde sizin de gözleriniz dolmuyorsa, onun canı yanarken siz sadece seyrediyorsanız, ağlamaması için elinizden geleni yapmıyorsanız; o kişi sevgili değildir, olmamalıdır.
-
türkçesi götünden uydurulan film isimleri
kimi zaman cuk oturur. eternal sunshine of the spotless mindı sil baştan diye çevirmek bunun örneğidir.
-
okullardaki akla ziyan yasaklar
özellikle liselerimizde öyle yasaklar vardır ki gerçekten de akla ziyandır. örneğin bizim mübarek okulumuz...
bundan iki yıl evvel bizim o mübarek okulumuzda camdan bakmak yasak idi. hocalar adeta pencereye yaklaştığımız anı kollar, camdan baktığımız anda bizi pencereden uzaklaştırır, pencereden dışarı bakmanın yasak olduğunu söylerdi. sorduk; "ne var lan yarraam bakıyosak bakıyoz ne yasağı" demedik tabi. gayet minasip bir üslupla sorguladık camdan bakma yasağını. izah etti sevgili öğretmenimiz. meğer çevre binalardan cam silen olsun, balkon yıkayan olsun, halı silkeleyen olsun rahatsız olurmuş. hatta bizden empati kurmamızı istedi. güldük; çok komikti çünkü. fakat okulumuz bu konuda hassastı. biz de hocaların olmadığı vakti kollayıp, adeta boklu suda can çekişen balıklar gibi kafamızı camdan çıkarıp nefes almaya çalışırdık. fakat artık yok öyle bir şey. artık yüksek duvarlarla çevrili avlusuyla, adeta kaleyi andıran bir yapıya taşındık. hocalarımız mutlu, biz ise değil cam silen kadınları röntgenlemek (!), bulutları göremez olduk... -
aşk mı para mı sorusuna aşk diyen kadın
fakir, varoş kadındır. ömründe doya doya para harcamamış, o zevki tadamamış varoş hatunun bu soruyu "para" olarak yanıtlaması maddenin tabiatına aykırıdır. ama o ahlak timsali, sevgi kelebee kızlar, nedense paralı bir erkek bulunca sevgililerini aldatırlar.
allah onların belasını versin tayyar abi.. -
sevgilinin kıskanması
yokluğu, azlığı ve de aşırılığı ilişkinin mına koyan fakat ortası ilişkide olmazsa olmaz olan bir şey.
-
fokur fokur benim için bitmiştir
rte'ye özenen yazar yakarışıdır. hatta sonuna şunu da ekleyebilir, daha yazmam fokur fokur'a. bana liderini göster sana kim olduğunu göstereyim.