çağımız atasözü,para mı aşk mı sorusunun cevabını niyetini açıkça göstererek veren bir damat adayı tadında olan söylem oysa ki eskiden ev alma komşu al vardı vefalıydı,insancıldı.
entry'ler (28)
-
ev alma evi olan kız al
-
çiftleşen köpek gören çocuğun gözlerini kapatmak
çocuğunun zoolog olma olasılığını ortadan kaldıran ya da en aza indiren zooloji düşmanı muhafazakar ebeveynlerin, sıkça tatbik ettiği yöntem.
ne alakaysa bu olay, "özgür irade ile kader pradoksu'nu " anımsattı. seçme şansı çeşitli nedenlerden dolayı ebeveyni tarafından engellenen ya da müdahale edilerek kısıtlanan her çocuk, özgür iradesini tam olarak kullanamadığı gibi, akıl yolundan uzaklaşacaktır.
"küçücük çocuğun özgür iradesi mi olurmuş lan " diyenlere, "lanlı lunlu konuşma lan" diyeceğimi bildirir, sürtüşme devam ederse kafa atacağımı tebliğ ve realize ederim. neden?; çükü tabiatın işleyen mekanizmasını engelleyemeyiz. ancak mekanizmanın dinamik çarklarına etki edebiliriz. bu etki mekanizmayı durdurmaz. her ne kadar, "sana tokat atana diğer yanağını uzat" düsturunu benimsemiş olsak da, "kafa atma" olasılığım ya da olasılığımız, her zaman olasılık olarak kalacaktır. olasılık demişken konuyu "gerekircilik" ilkesine bağlayıp, çok kafa sikmeden özgür iradeye geçiş yapmak istiyorum.
birbirini hunharca siken iki lassie hayvanı düşünün. bu hayvanlar, neden birbirini sikiyor?!. ulan lassie, lassie'yi siker mi hiç?. lassie dediğin, "freni patlamış başı bozuk as 900'ün, sırf insanlara zarar vermesini engellemek için ağzıyla el frenini çeker ve durdurur". durdurmasa da en azından "lassie bize birsey anlatmaya calisiyor" repliğini akıllara getirir. o repliği ne zaman duysam aklıma james joyce dallaması geliyor.
hadi ebeveyni tarafından iradesine sansür koyulan çocuğu bir kenara bırakalım. türk mazlum edebiyatı'nın en önemli karakterlerinden küçük emrah'ın, sikişen iki lassie gördüğünü hayal edin. replik " lassie dediğin sever, lassie dediğin kurtarır, ama siz! sikişen iki günahkarsınız" benzeri bir şey olurdu sanırım. peki emrah, neden bu tepkiyi verir?. çünkü bilinçaltında bir eziklik, bir aşağılanma ve hayatın sillesini yemişlik vardır. emrah için lassie, evine götürdüğü kuru ekmek ya da ölen dedesi için kırdığı iki yumurta kadar kıymet i harbiyesi olan, mukaddes bir objedir. bilinçaltına mukaddes olarak yer edinen idolleri sikişirken görürse, küfür etmesi gayet doğal. zira, hipotezimize hayal kırıklığını da ekleyebiliriz. ve ayrıca, acıları yaşayarak tecrübe eden bu karakterin, özünde sosyalist ve muhafazakar olduğunu düşünüyorum.
cama çarpan bir kanarya düşünün?!, elinize aldığınızda yüreciği pırpır eder. etmiyorsa salaklığın rahmetine kavuşmuştur. biz ölmediğini varsayalım. koskoca pimapeni görmeyen kuşun, odaya bodoslama girmek isteyişinin çeşitli nedenleri vardır. ya soğuk havadan kaçmak, ya aç karnını doyurmak, ya sevgilisi öldüğü için kamikaze yapmak, ya da paylaşılamayan dişi bir kanarya veyahut muhabbet kuşu için, başka bir kuşla it dalaşı yapmak, olasılıklar arasında. burada neden - sonuç ilintisi devreye giriyor. kuşun cama çarpması ve emrah'ın lassie'ye isyan etmesinin bir nedeni elbet vardır. hadi kabul! kanarya örneği saçma oldu. fenerbahçeliyiz ya, sevilla maçı için taraftara sosyal mesaj vermeye çalışıyorum. olm ispanyol kızlar çok güzel oluyor lan. tüm taraftarı stadyuma davet ediyorum. ispanya'da pişer, belki bize de düşer. keyra agustina, ara beni görüşelim bebeğim. latin, matin kabulümsün... viva sevilla, esparanza.
özgür irade nedir?. "hayata geçirilecek bir eylemi, dış etkenlerin etkisi altında kalmayarak, doğumdan itibaren "doğru " olarak depoladığımız verileri kullanarak karar verebilmektir.". aşağı yukarı böyle bir şey. peki, bu kararı verirmemize neden olan etkenleri hiç düşündünüz mü?! genlereimizi bir kenara bırakalım. doğru ile yanlış arasındaki farkı kavramak ve uygulamaya dökmek, daha önce beyne empoze edilmiş bilgilerin doğrultusunda vuku bulur.siz istediğiniz kadar özgür irade diye durun, " diledigimi yapmakta serbestim, peki ya diledigimi dilemekte serbest miyim?" sualine vereceğiniz cevap "evet" ise, neden evet?. peki ya hayır ise, neden hayır?!.
buradan yola çıkacak olursak, 5 yaşında bir çocuğun dilediğini yapması tam olarak mümkün görünmüyor. hepimiz çevremizde olup biteni algılayabilmek, öğrenebilmek için deneme-yanılma yöntemini iradeden bağımsız olarak, içgüdüerimizi devreye sokararak uygulayabiliriz. birçoğumuz, kızgın bir demire ya da sıcak soba borusuna merak edip dokunuruz, daha doğrusu dokunmuş olma olasılığımız var. insan ister 2 yaşında olsun, ister 20; o sıcak demire dokunduğumuzda hissettiğimiz acı, beynin bilinçaltına yerleşir ve biz o kızgın demirin pek faydalı olmadığını idrak eder ve aynı hatayı bilinçli olarak yapmayız.
çiftleşen iki köpeğin çocuk gelişimine etkisi ne olabilir?. daha doğrusu; çocuğun gözlerine perde çeken anne, bunu neden yapmış olabilir?. muhtemelen ahlaki açıdan etkileneceğini düşündüğü için sansür uygulamıştır. başka izahatı olan varsa buyursun yazsın. entry girmek para ile değil.
cinsel organını bamya ya da şeftali sanan bir çocuk, köpek sikişinden ne anlar?!. laplace demiş ki, atomlar ya da atom altı partüküller belli bir düzen içinde hareket eder. bu mantığa göre, anne çocuğun gözünü kapatsa dahi çocuğun köpek çiftleşmesini ahlak dışı olarak algılayıp algılamayacağına kestiremeyiz. atomların düzenli hareketleri değişmediği sürece, daha doğrusu atomların düzenli hareketliliğini sağlayan "ana unsur" belirlenmediği sürece gelecekte olacakları değiştiremeyiz. sen istediğin kadar çocuğun gözünü kapat dur. burada bir çelişki var. peki, anneyi çocuğun gözünü kapatmaya iten etken nedir?, çiftleşmeyi ahlaki açıdan uygun bulmayan mefhum yoksa atom mu?, din gibi duruyor. tabiatta yer alan her atomun hareketli olduğunu biliyoruz. doğanın diyalektiği ve formulasyonu var.
tez: çocuk, çiftleşmeyi görürse ahlakı bozulabilir
anti tez: çocuk, zikişin-zokuşun ne olduğunu bilecek yaş da değil
sentez: ne olur ne olmaz, ben işimi garantiye alayım
tez: çocuğun gözünü kapatan anne yobaz
anti tez: çocuğun gözünü kapatan anne ahlaklı
sentez; benim anam ahlaksız mı lan yavşak?
o çocuk gün gelecek, hayvanlı porno seyredecek. hayvan herif, belki seyredip seyredip çavuşu tokatlayacak, belki de national geographic zooloğu olacak ya da eline bir taş alıp zevkten kitlenmiş köpeklere fırlatacak. dişi kitlediyse fena. allama bugs bunny gibi zıplaya zıplaya, tek vucüt halinde takılırlar. kafaya yedikleri taşla kalırlar.
köpeklerin çiftleşmesini bile "ahlaksızlık" olarak algılayan, primitif ebeveynler var.ortak paydaları din anasını satayım.
bahsettiğim anne, türbanlı bir kadın. -
türkiye türkçesi
türkiye'de, balkanlarda, kktc'de, ırak ve suriye'nin bazı bölgelerinde kullanılan türk dili. *
-
osmanlı türkçesi
osmanlı devleti döneminde kullanılan türkçe yazı diline verilen addır. arap alfabesi'nin farsça ve türkçe'ye uyarlanmış bir biçimi ile yazılır. * osmanlıca da denir.
-
ural altay dil ailesi
ural dilleri ve altay dilleri olmak üzere iki kola ayrılır:
ural dilleri
(ufa: fince, ugorca, lapça, samoyetçe, macarca dillerini kapsayan bir dil ailesidir. doğu avrupa, kuzey avrupa, kuzey asya'da yayılmıştır.
ural kolu dilleri üç ana gruba ayrılmaktadır. bunlar, fin/ugor dilleri, samoyed dilleri ve yukagir dilleri. ural dilleri günümüzde yaklaşık 30 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.
1. fin/ugor dilleri
fin/ugor dilleri kendi arasında iki gruba ayrılır:
a. fin dilleri: bu diller dört grupta incelenir.
o 1. perm dilleri: komi, komi-permyak, udmurt.
o 2. finno/volga dilleri: mari, erzya, moksha, merya, muromian, meshcherian.
o 3. fin/baltık dilleri: fince (şive ve lehçeleri: meankieli or tornedalian finnish, kven finnish, and ıngrian finnish), ıngrian (ızhorian), karelce, lude, olonets karelce, livonianca, veps, vöro, and votic,estonca.
o 4. sami dilleri: sami/lap lehçelerinden oluşur. bunlar: güney sami, ume sami, lule sami, pite sami, kuzey sami, kainuu sami, kemi sami, akkala sami, ınari sami, kildin sami, skolt sami, ter sami.
b. ugor dilleri: macarca, kantice, mansice.
2. samoyed dilleri
iki dilden oluşmaktadır: kuzey samoyedçe ve güney samoyedçe.
kuzey samoyedçenin lehçeleri; enets, nenets or yurak, nganasan or tavgy/tawgi, and yurats'tır. güney samoyedçe lehçeleri ise kamassian or kamas, mator, and selkup.
3. yukagir dilleri
iki lehçeden oluşmaktadır. kuzey yukaghir and güney yukaghir.
altay dilleri
avrupa'dan, orta doğu'ya ve orta asya'dan uzak doğu'ya kadar uzanan büyük bir coğrafyada konuşulan dilleri kapsayan bir dil ailesidir. altay kolunda türk dil gurubu, moğol, japon ve kore dilleri bulunur.
altay dil ailesinin kolları şöyledir:
türk dil ailesi
o türkiye türkçesi (türkçe)
o azerbaycan türkçesi
o özbekçe
o türkmence
o kazakça
o kırgızca
o uygurca
o kazan tatarcası
o kırım tatarcası
o başkurtça
o balkarca
o gökoğuz türkçesi (gagauzca)
o halaçça
o sahaca
o çuvaşça
o yakutça
moğol dilleri
o buryatça
o kalmıkça
o moğolca
tungus dilleri -
evrenkent
üniversite kelimesinin türkçeleşmişi.
-
türban meselesi
yıllar yılı bu ülke * belli meselelere kanalize edilip çeşitli konularda taraflar yaratılmıştır. bu mesele de durup durup temcit pilavı gibi gündeme getirilmiştir. şimdiki hükümet bunu çözeriz diyerek mhp ile işbirliğine girmiş, anayasayı değiştirerek üniversitelere türbanı sokmaya karar vermiştir. anayasa değişmiş, reis-i cumhur onaylamıştır ama türban meselesi bitmemiştir hala.
bu mesele bitmez gibi gelmektedir ki yıllardır süregelmiştir. -
türkçe
türk dili. ural altay dil ailesine mensuptur.
batı türkçesi, doğu türkçesi, osmanlı türkçesi, türkiye türkçesi gibi alt dalları vardır. -
üniversite
türkçe karşılığı evrenkent'dir.
bilim yuvası olmasi, akademik araştırmalar yapması gereken ve beklenen yerlerdir ama kaç yıldır ve son zamanlarda kaç aydır türban meselesi sebebiyle bu konulara oldukça uzak kalmıştır. -
dahi anlamındaki de ayrı yazılır
dahi anlamındaki de ayrı yazılır efendim. bunun bir de sitesi var; http://www.dahianlamindakideayriyazilir.com/
(bkz: bağlaç olan ki ayrı yazılır) -
bağlaç olan ki ayrı yazılır
dhi anlamindaki de nin ucuncu gobekten kuzeni olan ki dir buradaki kastimiz. baglac olandir. yani; cumleden cikartildiginda kendini pek aratmayan - ki ler baglactir ve bunlari onlerindeki kelimeler ile bitistirmek ayiptir, günahtir.
ancak istisnalar da vardir. yaygin kullanimindan dolayi belki, çünkü, halbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki gibi kellimelerde ek ondeki kelimeyle bitisik daha bir uyumludur, zaman icinde birbirlerini tanimis, kaynasmis, sevmislerdir.
(bkz: dahi anlamındaki de ayrı yazılır) -
üniversite mezunu mazbut aile kızı
en az mutaassıp aile kızı kadar ifrit olduğum mikro organizma. türk toplumunun kültürel yapısından dolayı yazacaklarım belki birçoğunuzu bir hayli rahatsız edecek, belki de yüzleşmeye korktuğunuz gerçeklerleri anımsayıp muhakeme etme gereği duyacaksınız.
nedir bu mazbut aile kızı? geleneklerine bağlı, üzt düzey eğitim almamıs/alamamış, bireyden çok toplumcu, kendi halinde takılan mülayim, evinin kadını çocuklarının anası olma yolunda yetiştirilen kadın. ve bu kadınlar "birey" olmak yerine "kadın" olmayı tercih ediyorlar. "üniveriste mezunu" vurgusu neden önemli? zira, istisnalar kaide-i bozmaz ama mazbut aile kızı olarak tanımladığımız kitle, umumiyetle liseden sonra eğitimine devam etmiyor ya da bihassa kasten ettirilmiyor. sonrası malum; eli yüzü düzgün, geleneklerine bağlı, eli ekmek tutan "koca" bekleme arayışı içine itiliyor.
üniversite atmosferi solumuş her kadın, tıpkı erkek gibi potansiyel birey adayıdır. bana göre birey olmak, toplumun bir parçası olmak anlamını ifade etmiyor. birey ve toplum üzerine zıt anlam ihtiva eden çeşitli felsefi çıkarımlar geliştirildi. milan kundera'nın birey tanımı çok ilginç mesela; "iki insanı yan yana koyduğunuz zaman farklı özelliklere sahip olduklarını görürsünüz. ama binlerce insanı yan yana koyduğunuz zaman aslında aralarında hiçbir fark olmadığını anlarsınız. çünkü her birey, farklı gibi görünsede puzzleın bir parçasıdır."
kundera diyor ki; birey yoktur, toplum vardır. toplum olmasa birey hiçbir şey ifade etmez. toplum bireyin değil, birey toplumun parçasıdır. mantıklı mı? mantıklı ama yaradılış tezine aykırı. bu tezi dinsel perspektiften ele alırsak hiçbir geçerli hükmü kalmıyor. tanrı'nın kainatı 7 günde yaratma sebebi insan ise varlık olmadan kainat bir anlam ifade etmez. peki aynı tezi bilimsel olarak ela alıp ürettiğimiz anti-tezin mantıklı oldğunu iddia edebilir miyiz? bakalım..
varlık olmasa kainat bir anlam ifade eder mi? insana göre anlam ifade etmemesi demek, bir anlamı olmadığını işaret etmez. ya abi hep bu marihuana yüzünden oluyor bunlar. sikicem şimdi varlığını da, kainatını da, kundera'yı da... beynim örselendi kardeşim.
kısa kesiyorum yeter. mazbut aile kızları size sesleniyorum: "sikik sikik toplumsal kurallar icat eden (ataerkil) lavukların istediği gibi; hayırlı bir kısmet gelse de o koca damarlı penisiyle düzse beni, fayansları falan saydırsa, çoluk çocuğa karışsam, vatana millete, türk aile yapısına bir hayrım dokunsa" zihniyetine sahipseniz, yaşamınızı bu kurallara göre şekillendirmek gayreti içindeyseniz o skolastik beyninizin taaa amına koyim.
kabuğunuzdan sıyrılıp bir ske yarayın kardeşim. geyşa mısınız amna koyim? üniversite eğitimi aldığınız halde hala daha mazbut aile kızı şablonuna riayet ediyorsanız sizi asla affetmeyeceğim.
feminist arkadaşların gözlerinden öper, 31 yaşında bekar bir erkek olduğumu bilmenizi isterim. * -
üzerinde ismet inönü portresi olan banknot
ön yüzünde atatürk'ün ölümünden sonra ''milli şef'' olan ismet inönü'nün profilden portresi olup, ikibuçukluktan başlayan kağıt paralardır. inönü'nün bunu neden yaptığı, nasıl izin verdiği ise hiç tartışılmamıştır.
-
öğrenci evi
içerisinde sadece öğrencinin yasamını idame ettirecek kadar esya olan doldurulamaz bosluk.
-
rab