mandalina kabugu 2. nesil yazar

öğrenci evlerinde yaşanmayan hatta şaşırılan bir sendromdur.

şebnem ferahın ben şarkımı söylerken adlı şarkısında geçen cümlemsi.

sevgili triplerine giren her bireyin yaşadığı ama inkar ettiği durumdur. *
örnek olarak bir şeyler verirsek şöyle olur:

x- işte aşkım nolsun dersten çıktım evdeysen geliyorum.

dıt dııııt dıt dıııııt.

y-tamam aşkım gel bekliyorum.

tarzı mesajlaşma sürerken nereden çıktığı belli olmayan ve mesajlaşmanın ritmini bozan bir mesaj gelir.

y derki :

y : aşkım kemalin babası ölmüş.

tarzında bir mesaj atar. bu arada siz '' evdeyim gel '' mesajına cevap yazar iken gelen mesaja farklı tondan , farklı havadan cevap atarsınız.

x : hadi ya başı sağolsun iyi adamdı cemal bey.


diğer mesaja cevap yetiştirirsiniz hemen.

x : aşkım gelirken bir şey alayım mı ?

y : evet ya makarna al bebiş.

derken y diğer mesaja cevap olarak yeni bir mesaj atar.

y : evet ya ölümlü dünya işte off.

diye uzar gider bu mesajlaşma durumu. dünyanın en zor ve saçma işlerinden birisidir. hepimiz yaşadık , yaşamış olmamız lazım oğlum.

partnerinizle ilişki yaptığınız, kız arkadaşınızı sömürdüğünüz gündür. o gün bugündür.

"ulan iktidarda işe yarıyor belki bende de işe yarar." düşüncesiyle sevgiliye yapılan eylem.

erkeğin kadınını fantezilerine uygun hale getirmek için uyguladığı basit ve geçerli yöntemdir.modern bir çift olmanın ilk şartı olarak görenlerde vardır bu hadiseyi. *

yüzük olarak onion rings takılır.

- o formayi niye getirdin kızım?
+ maça gidicem ya anne.
- maç kimle?
+ trabzonla anne.
- hee, hangi stadda?
+ berlin'de anne sen bilmezsin stadı?
- nasil yani?!?!
+ nerde olucak anne, sami yen'de tabiki!
- ha berlinde değil yani?
+ ne berlin'i anne hasta mısın?
- ben de şu benim kremleri al diyecektim hazır free shoptan geçmişken.
+ ya anne, bi sus allahsen ya.
- maç niye ali sami yen'de?
+ bilmem galatasarayın olduğu için olmasın?
- e ama inönünde de olabilirdi?
+ orası beşıktaşın anne.
- öyle mi???

bu esnada evin babası daha fazla dayanamaz:

> kızım bırak buna laf anlatmayı, uefa kupası alındığında biz ağlarken ne oldu demiş bi kadın bu, ne bilsin hangi stad kimin...

odunla dövülesi insanlar familyasının ilk sıralarında yer alırlar. iticiliğin zirvesindedir bunlar. yahu ben senin o pis ağzını ve ağzından çıkan o kuduzvari salyaları görmek zorunda mıyım? ne iğrençsin yahu.

insanın başına gelebilecek en kötü olaylardan bir tanesidir. bavullarla sevişircesine yolculuk edersiniz, numaralı bilet almışsınızdır fakat koltuğunuza ulaşmak, evest dağına tırmanmaktan daha zor olduğu için, ilk gördüğünüz bir götlük yere oturursunuz ve inene kadar kıpırdayamazsınız. bütün bunların üstüne yanınıza bir deli çömelmişse, eylem çin işkencesine dönüşür. çişiniz geldiğinde, bir adım ötede olan wc'ye yaşlı kalp hastası teyzeleri * ezmeye göze alamadığınız için sidik torbasını patlatmaya kadar gidebilir. bütün bunlar yetmezmiş gibi bir sonraki istasyonda trendeki yolculardan daha fazla yolcu kapılara baskı uygulayarak * içeriye girmek isterler, sanırlar ki trendekiler bilerek almıyorlar içeriye, aslında trendeki insanlar yığın halinde kapıya baskı uyguladığı için açılmaz o kapı. tavsiye edilmeyen bir yolculuk çeşididir.

kibarlık göstergesidir. öyle topluluk içinde tuvalet demek nahoş olur elbet. bir tek kelime ne kadar etkilidir aslında.

-ben tuvalete gidiyorum
-iyi sıçta gel

-ben lavaboya gidiyorum
-peki hayatım

teknolojiye bir türlü ayak uyduramamış o güzel annelerimizin ilginç bir refleksidir bu.

ütü ya da televizyon kapatır gibi kapatırlar bilgisayarı. o şekilde bilgisayara zarar gelmeyeceğini düşünürler.

en son çare olması gereken hareketi hakeden insanlardır.sadece sabır sınırlarını zorlamakta ısrar eden insanlardır. böyle insanlar için herzaman koltuk minderinin altında veya halının altında kalın bir odun bulundurmak farzdır. *

dantel faciasından sonra her türk evinde görülmesi muhtemel ikinci aktivite. kim bilir, bunu yapan belki de o çok sevdiğimiz annemiz...

anne olaya girince sebep- sonuç ilişkisi aramak saçma oluyor, öyle değil mi?

kumandayı poşetle kaplamaktan daha yaratıcı olan eylemdir. kumandanın üzerinde biriken pislikler ucuna doğru yol alır ve orada birikir. ama eller her daim hafif nemli olur. *