eskiden mahali telefon şebekelerinin o dikdörtgen kutularından ince * kabloları araklardık arkadaslarla.
semine yengelerin, hanifi dayıların telefonları bozulurdu ama biz bozuntuya vermezdik bu durumu.
çalardık kabloları, ve elimizde yumuk yumuk sararak ceplerimize doldururduk.
onları bahçedeki samanlığın köşesine saklanıp ümit, eyüp, yalçın ile beraber birbirlerine dolayıp çeşitli şeyler yapardık. hani şimdilerde derya baykal olur olmadık şeyleri kullanıyor ya evde, biz tee çocukluk dönemimizde yapardık bunu.
ben yüzük ve bilezik yapardım, sarı ve mavi renkleri tercih ederdim.
telin bir ucunu kısa tutup diğer ucu o kısa tarafın etrafına boşluk kalmayacak şekilde sarıp belli uzunluğa gelince ek yeri yapıp bırakırsınız. bu ek yerlerini birbirine eklersiniz doğal olarak.
tek parça yüzük yapmak daha kolay ama bu etkili olmuyordu o kadar. ben iki burgu hareketli yüzükler yapardım genelde.
bak o yaptığım yüzükler, yüzüklerin efendisi filminde en iyi yüzük figuranı olarak kullanılabilirdi zamanında. değerlendirmedik bu takı işleme potansiyelimizi tabi.
ama iyi performansım vardı. üst komşunun kızı selma'yı tavlamak için kullanırdım bu yüzükleri. o da bu yüzükler sayesinde evcilik oyunlarında hep karım olurdu. ben ne anlarım o dönem karı olmasından? çükümün sadece işemeye yaradığını sanıyordum. ev hanımlarının da yemek yapıp çay demlediğini, temizlik yaptığını filan sanırdım.
evcilik oynarken işte bu yüzükleri hediye olarak getirirdim selma'ya..
o da bana verirdi demek isterdim.. ama bi süre sonra hep aynı model yüzük baydı sanırsam kızı.
entry'ler (25)
-
telefon kablolarından yüzük yapmak
-
bahtsız bedevi
bir panik şarkısı.
hayret, bir şey mi oldu
gelen vurdu, giden vurdu
izleri kaldı
kader mi böyle yazmış
yoksa ben mi şanssızım
yıllardır bahtsızım
ilk tokadı ebem vurdu, pancar gibi oldu
günler geçti, yıllar oldu, bir şey kalmadı
bahtsız bedevi sen çölde ne yapıyorsun
kutup ayısı bir gelsin, halini sorsun
hakkındaki söylentileri bilmiyorsun
böyle yalnız yola çıkma, allah korusun -
argo atasözleri
bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı s.kermiş.
-
akla ziyan tabelalar
güzel ülkemin güzel insanlarının herhangi bir konuda açıklama yapmak amaçlı oraya buraya asdıkları levhalardır. herhangi bir kuralı kaidesi yoktur, ne söylenmek isteniyorsa yazılır asılır. bazen bir karton, bazen tahta, bazen de sac kullanılır. hatta bazen koparılmış bir kağıt üzerine yazılmış da olabilir.
-
akla ziyan youtube videoları
akla ziyan insani yarip yerlerde sürundurecek turden olan videolar.
-
akla ziyan diyaloglar
gece eve gitmek için arkadaştan çıkılır...
e- araba nerde?
k- caminin önünde.
15- 20 dakika sesizce yürünür,
e- cami yok!
k- vay mına koyim! -
akla ziyan atasözleri
(bkz: yaran atasözleri)
-
yaran atasözleri
kısacık bir cümleyle gülmekten neredeyse yerdeki halıyla ilişkiye girdiren atasözlerimiz.
-
dizi seyretmeyen erkekler
pipisi olan erkekler. *
-
80 lerin sonunda 90 ların başında çocuk olmak
o zamanlarda çocuk olmak;bir dilim ekmek üzerine sürülmüş salçayı ziyafete çevirmekti. ince kağıtlara tütün saran dede'den sokak arasında abartılı masallar dinlemekti. saklanbaç'ı yaz gecelerine saklanarak oynamaktı.karne hediyesinde tahtaların ayak kısmına çakılan demirlerden yapılan kızaklar almaktı ve şubat ayında kar şenlikleri yaratmaktı.tuğla parçasıyla çizilmiş karelerde sek sek oynamaktı. 23 nisanlarda karanlığı aydınlatan fener alaylarına eşlik etmekti. yemek kokularını birbirine karıştığı taş bir sokakta rekor ölçüde hız yapmanız gereken elim sendeleri oynamaktı. ve ilk aşkınızla bir merdivende biri bin para eden hayallere nokta koymaktı. mahalleden taşınan her arkadaş için saatlerce ağlamaktı.çocuk olmaktı.
-
imam osurursa cemaat sıçarmış
bir grubun lideri yanlış bir hareket yaparsa grubun üyeleri daha beterini yapar anlamına gelen atasözümüz. *
(bkz: yaran atasözleri) -
secdede osuran imamın kapsama alanında olmak
allah'a daha yakın olmaktır.
allahım neden ben? hele, ayak ve ter kokusu da mevcutsa, tarifi imkansız kombo.
bir üst levelı;
(bkz: imam osurursa cemaat sıçarmış) -
teşekkür
şükran ifadesidir.
-
allah razı olsun
yapılan bir iyiliğe karşı kullanılan, islamı koşullara uygun teşekkür biçimi.
-
çizilen kadını orijinaline tercih edebilme erdemi
manga amcalarımızın kadın gazabına uğrayan yiğitlere aşıladığı nitelik. ne güzel demişler "bir kadın çizeceksin, onun gibi bırakıp gitmeyecek" diye. en hakiki ilimlerden birini yansıtmışlar bu şarkıda. hatta o kadar hakiki ki deyimleri bile doğrular nitelikte. mesela "doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar" derler ya aynen öyle. bu şarkıdan sonra kimbilir kaç kadın çemkirdi mangaya.
ayrıca manga biraderler kıskanç erkeklere de bir ipucu veriyor burada. ipucunu yazayım kıskanç olanlarınızın çok işine gelecektir eminim.
"saklayıp gömeceksin, kimseler sevemeyecek..."
gayet güvenilir. saklayın gömün bakalım kimse laf atıp orasına burasına bakabiliyor mu? ayrıca yöntemin iki yıl garantisi var arkadaşlar. kağıt yıpranırsa bize gönderin kopyasını alın!