dipteyim sondayim depresyondayim 2. nesil yazar

başka söze gerek bırakmamış can baba. budur...

* *açık büfe kahvaltının olmaması.

güldürüklü bir şey işte.
insanların gülmesine neden olan durumların genel şeysi gibi..

yeni şeyler üretebilen, yenilikçi, sapkın odak noktasına sahip.

güzel bir renk.
psikolojide; yaratıcı ve yenilikçi fikirler üretmeyi sembolize eden bir renktir.

futbol dünyasında meydana gelen adamı gülmekten yarım yarım yaran olaylardır.

* fa cup maçında vinnie jones, santra yapan rakibine sert girdi ve maçın henüz 5. saniyesinde sarı kartı gördü.

* paul gascoigne, hakemin düşürdüğü sarı kartı sakladı ve maçın sonuna doğru hakeme gösterdi. bu hareketi nedeniyle gascoigne kırmızı kart gördü.

* robbie keane, seks yaparken diz kapağından sakatlandı ve bir süre yeşil sahalardan uzak kaldı.

* robbie fowler, kendisini kokainman olmakla suçlayan everton taraftarlarıyla dalga geçmek için saha çizgilerindeki kireçlerle kokain çekiyormuş gibi yaptı.

* rusya'da oynanan bir maçta sahaya atlayan yarı çıplak 2 fanatik kadın, sahanın ortasında yakaladıkları hayranı oldukları futbolcuyu öpmeye başladı.

* anderlecht-luviere maçında, anderlechtli baseggio'nun sert şutu gol oldu. ancak top vuruştan 3 metre sonra patlamıştı. maçın tekrarlanmasına karar verildi.

* paul gascoigne, lazio'da oynadığı sırada bir tv kanalında kendisine sorulan soruya geğirerek karşılık verdi, 9 bin pound para cezası aldı.

* beşiktaş'ın eski futbolcusu ailton, werder'de oynadığı dönemde kazandıkları şampiyonluk sonrasında stattaki binlerce kişinin önünde çırılçıplak soyundu.

* ingiltere'de amatör küme maçını yöneten bir hakem takımlardan birinin 18-0 yenik duruma düşmesine dayanamadı ve onlar adına bir gol attı.

* cruzeiro kalecisi fabio, topu almak için kale içine doğru hareketlendiği sırada yanından geçen topu görmeyerek birkaç saniye içinde 2. golü yedi.

* hollandalı oyuncu mark van bommel, oyuna girmek için beklerken saha kenarında kırmızı kart gördü.

* arsenal'in efsanevi kalecisi david seaman, evinde televizyon seyrettiği sırada uzaktan kumandaya uzanmak isterken ayağını kırdı.

* basın sektöründeki grev nedeniyle, rai1'den yayınlanan italya-ukrayna maçını anlatmak için hiç bir spor spikeri görev almadı.

* rize'nin ardeşen ilçesi'nde amatör futbol maçı oynandığı sırada sahaya giren inek, maçın durmasına neden oldu.

* ingiltere'de 'istenmeyen adam' ilan edilen alpay özalan, gece saat üçte evinin önünde ingiltere marşı dinlettiren bandoya, türk marşı dinlettirdi.

* abd ile honduras arasında oynanan u-23 maçında, çılgın bir bayan taraftar bikinisi ve abd bayrağı ile sahaya atladı.

* helmut winklhofer, kendi kalesine attığı golle "ayın golü" ödülünü kazandı.

* vinnie jones, paul gascoigne'nin hayalarını sıktığı anda çekilen fotoğrafı çerçeveletip evinin girişine astı.

* bir pozisyon sonrası faul bekleyen rizesporlu cumhur, hakemin oyunu devam ettirmesi üzerine göbek attı. cumhur, "hakem oyna dedi, oynadım" dedi.

* ingiltere'deki bir maç srasında bir anda sahaya toplar düşmeye başladı. karşılaşma fazladan 35 top nedeniyle durdu. olayın nedeni, stat dışında şakalaşan çocuklardı.

* kastamonu'da amatör bir futbolcu, oyuna alınmadığı için ağaca çıkıp intihar etmek istedi. öfkeli futbolcu, ilk 11 sözü alınca ağaçtan indi.

* pires ile henry penaltıyı paslaşarak kullanmaya kalktılar ama beceremediler. pires top istediği yere gitmeyince meşin yuvarlağa bir kez daha dokundu.

* kktc'de oynanan bir maçta tribündeki anne, sahaya girerek oğlunu sakatlayan futbolcuya ve hakeme saldırdı.

* fenerbahçe-ankaragücü maçında, sarı-lacivertli taraftarların bulunduğu tribünlerden kaleci serkan kırıntılı'nın yüzüne yeşil renkte lazer ışığı tutuldu.

* kamboçya futbol federasyonu, yabancı futbolcuların, yerli futbolculara göre daha kaliteli olmasını gerekçe göstererek tüm yabancı futbolculara yasak koydu.

* 1986 ve 1990 dünya kupası'nda arjantin milli takımı teknik direktörü, futbolcuların tavuk yemesini 'uğursuzluk getiriyor' diye yasakladı.

* carl wood, otomobiliyle sahaya girdi ve kendisini oyundan atan hakemin üstüne sürdü.

* hakem, yönetmesi gereken geel-namen maçı sırasından oğluyla yelken yarışına gitti. yardımcıları tarafından uyarılan hakem, arkadaşını maça yönlendirdi.

* göztepe'nin brezilyalı futbolcusu sergio, attığı golden sonra tel örgülere tırmanıp gol sevinci yaşarken, arkadan gelen cihan'ın çekmesi sonucu şortu indi.

* sattacruzense-sorocaba maçının 89. dakikasında, top toplayıcı çocuk, auta çıkan topu sorocaba kalesine gönderdi. hakem silvia regina da gol kararı verdi.

* hollanda birinci ligi'nde oynanan nec nimegen-gröningen maçında, takımının kalesinde oluşan tehlikeyi fark eden masör, ağlara giden topu çizgiden çıkardı.

* yenihalspor-eyüpspor maçında eyüpsporlu bekir ile yan hakem tartıştı. orta hakem ikisine de kırmızı kart gösterince, son 3 dakika eksik hakemle oynandı.

* bartın gençlikspor-kemerspor maçında, bartın gençlikspor yedek oyuncusu hakeme fark ettirmeden oyuna girdi.

* imesspor'da forma giyen engin kodan isimli futbolcu, kendisini internet aracılığıyla açık artırmayla pazarladı.

kütahya'da güldür güldür yağmur yağarken belediye'nin yeşil alanlara kurduğu sulama sistemini sonuna kadar açması olayı.

kadın, kız, manita, karı, avrat kelimelerine alternatif olarak kullanılan bir kelimedir.

ulaşılabilecek son nokta. delirmek buna dahil.

(bkz: everes)

bir türlü veremediğim anatomi dersini efendi efendi dinlerken,başka bir hocanın gelip "benim konferansıma gelin finallerde %5 kıyak yaparım" demesi bütün sınıfın ayıla bayıla gitmesi,vize öncesi son dersinde böylece iptal olması,hocaya bakarken dolan gözlerim..

(bkz: şaşkınlık)

saf saf otururken bir arkadaşın gelip zorla boynunuzdan aldığı kravatı komik olma maksadıyla aşağı sınıfın camına sallamarı,müdür yardımcısının sınıfı basması,kravat verdim diye disipline giden kadroda ilk 11'de sahaya çıkmam,atılan tokatlara ortak olmam.

bir cismin kendini iten veya sıkıştıran başka bir cisme gösterdiği karşı etki, aksülamel, reaksiyon. 2. herhangi bir etkiye cevap olarak doğan, genellikle olumsuz söz veya davranış. *

tepki şekillerinin en güzelidir müzik ile tepki vermek. konuşmanın, tartışmanın fayda etmediği zamanlarda sesimiz olur müzik. bazen çığlığımız, bazense mutluluğumuz, sükunetimiz...

(bkz: beni tanıdılar siz kaçın)