devlet televizyonumuzun bizlere yaşattığı ayrıcalık. bi' kanal antensiz bu kadar mı iyi çeker? gerçi siz parmağınızı sokarak anten görevi görüyorsunuz ama en azından çanak antene gerek kalmıyor.
entry'ler (46) - sayfa 3
-
anten girişine parmak sokarak trt 1 i izlemek
-
televizyon dinlemek
elbette ki ben de biliyorum bu meretin izlendiğini ama bi durun hele. şimdi bu iş biraz farklı, dizileri, filmleri, haberleri tv arka fonda açıkken şey ediyorsun, izlemiş kadar oluyorsun, öyle bir şey işte. hep bu msn bağımlılığım yüzünden.
-
televizyon
nam-ı diğer aptal kutusu. hayatımıza yön veren bir iletişim aleti. teknolojinin gelişmesiyle bilgisayar yerine bile geçen zımbırtı.
-
sinemasever concon tiplerin clint eastwood merakı
liseye geçen toburların nirvana merakıyla pahada eşit olan, farklı olmaya çalışmanın ileriki yaşlarda evrim geçirmesinden peydah olan sikim iş. "ortamlarda şeklim olsun, western bayıklığına tahammülüm var, kimse bilmiyor havamı basarım" eğiliminde boş adamın sinemayla alakalı duruşunun uzantısıdır. amaç "günümüz sineması çok bayık, ne varsa eskilerde var" mesajı verip ortamdaki kızların aklına almaktır. e be kardeşim madem böyle yüzeysel işlere girişiyorsun neden clint eastwood gibi oyunculuğun ötesine geçip kendini direkt olarak kendini sinemaya adamış bir adamı alet ediyorsun. trt2 de western kuşağına denk geldiklerinle beraber toplasan 5 tane filmini izlememişsin hala "clint eastwood'un taşaklarını şöyle yerim, clint eastwood adam ya" gibi sinemayla alakası olmayan sikim sikim şeyler geveliyorsun...
o değil adam günümüz filmlerinden bir tanesi de beğenmiyor. hangi filmle gelseniz mutlaka bir kulp takıyor. hele hasbelkader türk sinemasını sorarsanız kendisine, dünyanın en gereksiz adamı gibi hissediyorsunuz. öyle bir konuşuyor ki saf kan orospu çocuğusunuz.. -
baba yorgun
en karizmatik minibüs yazılarından birisidir. bu yazıyı gördüğünüz minibüslerde şöför hakkaten dünyadan bezmiş, yorgun gibi durur. size parayı verirken "aman ya al da git bakışı atar", inerken indi mi diye bakmaz falan filan.
-
bırak dağınık kalsın
baba yorgun modundaki bünyenin sevgiliye serzenişi. her şeyi bombok edip, geceye ve hüzne terkeden sevgilinin iliklerinde hissetmesi gerekir, bu cümleyi. ama aşıksın işte olmuyor, tek kötü söz edemiyorsun kazığın afillisini bile yesen...
-
ayar aldıktan sonra entryi değiştirmek
yapılmaması daha doğru olan eylem. her şey olduğu gibi güzel.
(bkz: bırak dağınık kalsın) -
ayrılık sonrası saç şeklini değiştirmek
sevgilisinden ayrılmış hatun kısmınından, kafasını dağıtmak amacıyla saçını boyatması ya da kesitirmesi. bazen bu ayrılık o kadar ağır sonuçlar doğuruyor ki, 3 gün öncesine dek hayran olduğunuz kız, bir emo gibi görünebiliyor gözünüze!
sevgiliden mi, kendinden mi, yoksa sırma saçlarından mı? intikam almaktadır şu hatun milleti anlamam, amacı bilinmez, ancak çevredekilerin göz zevkine verdiği zarar yadsınamaz. kendinize mukayyet olun hanımlar. -
ip adresi değiştirmek için modeme restart atmak
az önce başıma gelen , arkadaşımın sonu 85 ile biten bir ıp adresi almak için * sabahtan beri modeme res attığını * söylediği beni yarım yarım yaran olay.
-
karakter değiştirmek
insanlar karakter değiştirmezler aslında, acılarını belli etmemek için değişmiş gibi yaparlar, kendilerini kabullendirmek için değiştim derler, hatta bazen büyüdüm bile derler bunu kamufle etmek için.
oysa bunların hepsi birer maske. alışkanlıklar değişir, çevre değişir, iş değişir, arkadaşlıklar değişir ama insanın kendi karakterine dair vasıfları değişmez. maskelere bürünür sadece, kaçar kendinden, kaçar ki bir daha aynı şeyleri yaşamasın, kaçar ki acılarını daha kolay unutabilsin. ama olmuyor, tilki gene buluyor kürkçü dükkanını.
soyunuyorsun ister istemez, sıkılıyorsun oyunlardan. sevmek istiyorsun yeniden, kendini sevmek istiyorsun, kendin olmak istiyorsun, ve atıyorsun o maskeyi, kostümü üzerinden...
ve perde kapanıyor, kendinle başbaşasın aylar sonra yeniden... -
piknik tüpünü lpg niyetine kullanmak
benim saf anadolu insanımın yapmaya çalışabileceği şey. o da tüp bu da tüp mantığından hareketle, iktisat yapıyorum mantelitesiyle hareketlen yapılabilecek şeydir.
-
bir bekar evi dekoru olarak mutfak dolusu bulaşık
bekar evlerindeki "simdilik 2 catal 2 tabak lazim, onlai yikasam yeter" mantigindan dogan, mutfak dolabına asılı kurutulmuş sarımsakin yaninda dekor niyetine bulunan bulasiklardir. bulasik makinesi bile olsa her daim varlardir.
-
abuzer kadayıf
ülkemizde arabesk kültürünün, varoş kültürünü nasıl kullandığını anlatan tunç başaran filmi. metin akpınar tek başına götürmüştür bütün filmi.
-
çak o zaman çak çak
abuzer kadayıf adlı film ile meşur olan bir türkü.
sevgilin seni terkettiyse
bu iş canına yettiyse
boşver abi dalgana bak
çak o zaman çak çak çak
yüreğinde sevda kalmadıysa
senin sevdiğin seni tanımadıysa
boşver manyak dalgana bak
çak o zaman çak çak çak.. -
sagopa kajmer kitlesinin liseli ergen olması
emo kültüründen daha aşağıda ve değersiz olan durum. ne de olsa gençlerimiz lise dönemlerinde içine kapanık, bireyselleşme çabası içerisinde kimselere derdini anlatamayan anlatsa bile sanki dünyada yalnızmışcasına kimsenin anlamadığını düşünen zavallılar kıvamında. e sagopa kajmer denilen kılıksız da sikim içerikli sözüm ona protest, dertli, ağlak şarkılar yaptığına göre birebir gençlerimize hitap ediyor. bakıyorsunuz yollar sagopa baskılı siyah tişört giymiş yaşı 20 olmamış insanlarla dolu. ha yaşı 20 üstü olup giyen varsa da anadolu'dan çalışmaya gelmiş sosyo ekonomik düzeyi yerlerde sürünen komilik yapan yalnız adam...
sagopa hep çaresizliğe tutunmuş, yalnız, bitap düşmüş adamların sarındığı bir yılan. yok cümle mühendisiymiş, alt tabakanın sesiymiş kılmış, yünmüş. yalan... kötümserlik üzerinden emiyor milletin parasını.
hey gidi hey. önceden arabesk vardı, müslümler, orhanlar, ferdiler halk konseri verirdi. sol omuzdan sağ diz kapağına kadar çekerdik jileti. kimsesiz değildik babalarımız vardı. şimdi bakıyorsunuz sagopa.. hani vermiş mi bir tane halk konseri? beybilondu, zarttu zurttu. şiir gibi çekiyor liseli cankuşların paralarını ceplerinden sonra da "ben rap yapıyorum". ulan ceza'nın tırnağı olamazsın be.. bak ceza'ya hiç ajitasyon var mı sözlerde. takır takır saydırıyor.. dinleyen kitle de pek bir elit. şapkalar, kolyeler o biçim jilet gibi hepsi..
hiç değilse zerre kadar delikanlı ol, bırak bu işleri.. git radyoda mı çalışıyorsun, müezzin mi oluryorsun ? onu yap, hiç etik değil bu yaptığın.. siz liseli canocanlar da durumun farkına varın artık. mal mal takılmayın. hakan peker, kıraç falan dinleyin hiç değilse..