kendilerini ispat çabası içinde gören ergenler.
fıstık gibi kızsın, hiç yakışıyor mu sana?
yok efendim "amk"ler, yok efendim "götüne bacağımı ..."lar.
bir şeyi daha anlamıyorum: neden? ne gereği var?
entry'ler (30)
-
kişisel iletisine argo kelime yazan ergen kızlar
-
o göt varsa ben gelmem
buluşma planları yapılırken sevmediğiniz bir kişinin geleceğini öğrendiğinizde verdiğiniz tepkidir.
-
sevgiliye aşkım yumurtladın mı diye sormak
özel günlerinde bayanlara erkek arkadaşı tarafından sorulamayacak cümledir aslında. genelde bayanlar da hastayım diyerek geçiştirir bu günleri. evden çıkmazlar. ama bazen aralarındaki ilişkinin boyutuna göre erkek densizlik yapabilmektedir.
-aşkım?
+efendim berkcan?
-aşkıııım?
+efendiiiiiim.
-aşkıııım.
+berkcan hastayım, dur.
-aşkım yumurtlamadın mı sen daha?
+yumurtlamadım.
-bak komşunun tavuğu bile günde bi tane yumurtluyo aşkım.
+ne bu şimdi şaka mı?
-ehehehuhuhhyeuhhuhe!!! -
camiye benzeyen okullar
fethullah gülenin mantık yoksunu eserleri...
-
monitörü öperken elektrik akımına kapılmak
aptal aşık eylemidir.
sabah dükkanınızı temizliyorsunuzdur, yer süpürülmüş, paspas çekilmiştir. en son masayı silerken monitöre geçersiniz. sevdiceğinizin fotoğrafı duvar kağıdı olduğundan dolayı normalde 4-5 ayda bir sildiğiniz monitörü her gün silmeye başlamışsınızdır. rutin silme işlemlerini tekrar ettiğiniz bir gün fotoğraftaki yarin yanağını okşarsınız, sonra içinizden gelir "bitane öpeyim" dersiniz. dudaklarınız monitöre değdiği an cııııızzzt olursunuz. ondan sonra gülsem mi ağlasam mı düşün dur. en son "çok çarpıcı bir kız" diye avunmaya çalışırsınız. hey yavrum hey. -
camiden çok okul yaptıran bir adam kötü olamaz
fethullah gülen hakkında bir görüş. ne kadar doğru orası tartışılır.
-
herkesin bir hikayesi vardır
ama ilginç, ama hüzünlü, ama sevinçli...
herkesin bir yaşamı ve onun da anlatılacak bir kesiti vardır.
80 öncesi.
istanbul karışık. sıkıyönetim.
öğrenci olayları, sağcı solcu karşıtlığı.
yokluk.
sıra.
stokçuluk.
ibnelik.
*
yer: karagümrük, eminönü/taksim dolmuş durağı.
hava: yağmur ertesi puslu bir sabah.
oyunun gerçeklik yüzdesi: 100
başrol oyuncusu: kahya. 40' lı yaşlarda. sol bacağı o kadar kısa ki; onu kaldırımda, diğerini asfaltta tuttuğu vakit, ancak eşitleniyor yürüyüşü. bu yüzdendir öyle yürüyüşü. aklı hafif noksan. söylenilenleri tekrar etme ve simetri hastalığı sahibi aynı zamanda. bir arka sokaktaki ahşap viranede kalır. bir sobası vardır ama yakacağı yoktur. bir yorganı vardır ama ikincisi yoktur. geçen sene, taksim' e her sabah giden avukat nedim bey' in verdiği kırçıllı gri bir paltosu, bir de balıkçılığa gittiği zamandan kalma keçe pantolonu vardır üzerinde, her gün giydiği. bir annesi vardır, ölmüştür. bir babası vardır ve diridir belki de(!), bilmez kim olduğunu.
*
kahya: "taksim iki, eminönü üç.. taksim iki, eminönü üç..."
birden, arkadaki akbank' ın girişinde bir hareketlilik görür. ikisi erkek biri kız üç genç, tam bankanın önünde kafalarına kar berelerini takmaktadırlar.
genç erkek: "ben ilk girecem. hemen arkamdan (eliyle diğer erkeği göstererek) sen gel, askeri de (bu sefer kızı işaret ederek) sen etkisizleştiriyosun. kimseye zarar vermek yok. planladığımız gibi; devrimci halkın sözcüsü olarak, sadece para yardımı topluyoruz, bu bir soygun değil. tamam mı?"
genç erkek 2: tamam!
kız: tamam.
kahya: "kardeş (kızı göstererek)! beren tam olmamış. yamuk duruyo kafanda..."
(duymazlar)
genç erkek: "ha'di arkadaşlar, yolumuz açık olsun, davranın!"
ilk önce çocuk girer içeriye, sonra diğeri ve en son kız. hemen arkalarından da kahya. bereyi düzelttirmesi gerekmektedir. yoksa günü iyi gitmez!
genç erkek: (içeride. kız askeri rehin almıştır elindeki rovelverle) (bağırarak) "arkadaşlar! biz devrimci gençliğin birer üyeleriyiz."
kahya: "arkadaşlar! biz devrimci gençliğin birer üyeleriyiz." bereni düzelt kardeşim, yamuk duruyor.
kız: "ya abi çekil kenara allahını seversen ya."
kısa bir şaşkınlık sonrasında, genç toparlar kendisini ve devam eder; "kimseye zarar vermeyeceğiz, (veznedara dönerek, kısık bir sesle) kasayı bu çuvala boşalt hemen arkadaşım. çabuk ol!"
kahya: (bağırarak) "kimseye zarar vermeyeceğiz.. kimseye zarar vermeyeceğiz.. (ve kıza) bereni düzelt, bereni."
soygun tam planlandığı gibi, olaysız ve temiz bir şekilde gerçekleştirilmiştir.. kahya haricinde! kahya hala bağırmaktadır bankada, gençler koşarak çıkarken; "kimseye zarar vermeyeceğiz.. kimseye zarar vermeyeceğiz.."
2-3 dakika sonra askerler ve polis intikal eder olayın geçtiği yere. banka içerisindeki vatandaşlar, çalışanlar sessizlik içindedir. çünkü kahya bağırıyordur halen: "kimseye zarar vermeyeceğiz.. kimseye zarar vermeyeceğiz.."
apar topar üstüne atlar polisin biri kahyanın, yere yatırır, kelepçeyi takar ama.. "kimseye zarar vermeyeceğiz" lere devam eder kahya. bankada çalışanlardan hiç biri sesini çıkarmaz buna. tanıyorlar, her gün açtığı kapıdan dolmuşa biniyorlardır oysa. seslerini çıkarmazlar; "bu bizim kahyadır, hafif delidir" demezler. karakola giderler polisler, askerler ve bizim kahya. gidiş o gidiş.
yalnız hala anlatılmaktadır, karakoldaki; işkence yapılırken ve o' na "kimin hesabına çaldınız lan paraları" diye sorulurken verdiği cevap... "kimseye zarar vermeyeceğiz... kimseye zarar vermeyeceğiz"..... * -
kilo aldığı için eşinden boşanan insan
değişik bir insan olduğu kadar işin içinde olunmadığı için herhangi bir yorum yapılamayacak insandır.
misal iddialara göre zaman gazetesi`nin genel yayın yönetmeni ekrem dumanlı bu tiplerden imiş. türbanlı eşinin aşırı kilo almasından ötürü boşamış, yeni sıfır kilometre başı açık bir öğretmenle evlenmiş. ilgisiz! -
pipisini götünü burnunuza dayayan otobüs muavini
koridorda servis yaparken ya da koridorda dolaşırken koltuğunuza kalçasını dayayıp destek almaya çalışan muavin türüdür. ancak uykuda olduğunuz bir anda kafanızda hissettiğiniz ağırlığın sahibidir aynı zamanda.
otobüs muavinleri kesinlikle bayan olmalıdır. koridorda oturanların çektiği büyük eziyet türlerinden biridir. muavin bir de kilolu bir arkadaşsa size sürtünmeden o koridoru aşmak gibi bir şansı yoktur. göbeğini çekse götü değer, götünü çekse göbeği.
şu asla unutulmamalıdır ki; uyuyup uyandıktan sonra yüzünüzde belirecek olan çizgi kesinlikle koltuk kılıfının dikişli kısmı değildir. kavise dikkatli bakın bir daha ki sefere. -
eve klima taktırmak
kesinlikle bu yaz aşırı popüler olacak eylemdir.
tıpkı geçen yaz gibi... -
klima diye fan açan dolmuşçu
özellikle yaz aylarında şehrimizde * boldur. vatandaş sıcaktan bunalır klima ister. o da klima diye fanları açar. ortam daha da sıcak olunca klima bozuk ayağına yatar. *
-
çok güzel olmak istiyorum
erkeklerin pek duymadığı fakat kızların birbiri arasında çok kullandığı cümle. kanka * kızın cevabı ise bellidir.
(bkz: allah çirkin şansı versin) -
okul alışverişi cep yakıyor
okul zamanı gazetelerin ve internet sitelerinin bir numaralı klişesi. durumu kötü olan aileler gösterilir ve ekonomik kriz var denip durur. bunlara göre ülkede 10 yıldır ekonomik kriz vardır.
ortalığı bulandırmak için yapılır ve ne hikmetse tutar. -
çok eşliliği ayrıcalık olarak gören insan
çok eşli olmanın fiziksel zararlarını, ruhsal depresyonlarını göremeyecek kadar kör insandır.
-
çok biliyorsan gel tahtaya sen anlat
eveet... asi ruhlu gençlerin biricik öğretmenlerini çileden çıkarmasının ardından öğretmenin dudaklarından dökülen replik. yapılan araştırmalar neticesinde her 3 öğretmenden 2'sinin dersin ortalarında bu cümleyi sarfettiği tespit edildi. hayır yani, öğrencinin amacı derse katılmak, hocanın gözüne girip sözlüyü yükseltmek gibi kutsal görevlerle dolu olsa da bu donanımlı öğretmenlerin sinirlerini zıplatıyor. dozajı iyi ayarlamak gerek.