bende yazarim 2. nesil yazar

insanların soyadında "bu evli soyadıdır" dedirten bir ibre mi var ki bir kadının evli oldup olmadığı anlaşılsın. eşinin soyadını almamış bir kadına iffetsiz diyen zihniyetlerin yüzük takmayanlar için söyleyebileceklerini düşünmek dahi istemiyorum.
peki karısının soyadını alan erkeğe ne der acaba bunu söyleyen?

o kadın iffetsiz değildir. kökenini kocasından daha fazla sevmektedir.

yalnız kaldığında mavi ekran veren insandır. kendini asla tanıyamamıştır.

erkeklerın evlenılecek kadın aradığı gibi kadınlarda bakire ve el değmemiş,helal süt emmiş ve kendine bakabilecek erkek arama olayı.

her erkeğin belli bir yaştan sonra yaptığı araştırmadır.

bir erkek evlenene kadar kimseyle ilişkiye girmemişse tercihleri doğrultusunda isteyebileceği şeydir. modern dogmalarla bu duruma yaklaşarak "modern" insan kimliği çizmeye çalışmak ne derece doğrudur bilemiyorum. eşcinsellik nasıl cinsel tercih olarak kabul edilip, insan özgürlüğü olarak görülüyorsa bu da insanların cinsellikte tercih özgürlüğü olarak görülmelidir. ama tekrar ediyorum: evlilik öncesi ilişkiye girmiş bir erkeğin bakire kız istemeye kesinlikle hakkı yoktur.

bakire kız isteyen erkek için umutları bitiren son cümle. "evlenmiyom humuna goyum lan" serzenişleriyle depresyon dönemine giriş yapılır ve bir süre sonra tekrar abazan hale geri dönülür.

ara ara kızların çıkarttığına inandığım farklılık.
zira bir erkek bir kızla eğlenince kızda onunla eğlenmiş olmuyor mu? pekala oluyor! sonra o kız hanımhanım moduna geçtiğinde başka bir erkek onu "evlenilcek kız" deyip almıyor mu? alıyor!
e bu durumda birinin "eğlenilcek kız" dediği kız bir başkası için "evlenilcek kız" olmuyor mu?oluyooor.* demek ki neymiş eğlencesi, evliliği serapmış, rüyamış yeter ki kız tarafı kime nasıl görüneceğine karar versin.gerçi peyami safa yıllar öncesinden "sözde kızlar" romanında yapmış bu tespiti, kitaba konu olmuş kızlar zamanında yemedikleri halt kalmayıp, gözlerine iyi bir koca adayı kestirdiklerinde bir anda evlenilecek kız moduna girişleri ustaca anlatılır ki aslında günümüz sokağına bakınca da okuyacağınız farklı birşey değildir.
erkekler peki bunu hakediyor mu?elbette.çünkü bütün bu kategorileştirmeler hep onların ürünü,bu yüzden çevresi onlara rol yapan kızlarla dolu buyursunlar kendi kendilerine attıkları bu kazıklarla, üstü kalsın demeyi de ihmal etmesinler şimdi. *

1868'de kurulmuş köklü gazete. namık kemal ve ziya paşa, bu gazetenin kurulmasına öncülük etmişlerdir.

hürriyet gazetesi nin reklam sloganı.

türkü gibi çağdışından bi' müzik türünü hala dinleyenlerin en büyük sorunu. yabancı müzik dinlemek varken ne bilim bi' pink floyd varken, bi' the doors varken, bi' al green dinleyip sosyal seviyeyi arttırmak varken saçma sapan müzik türleri dinlemek elbette ki ezikliktir. türkü dinleyen insanlar ezikten başka bi' şey değildir.

henüz kendi bilincine varamamış kisidir. sucu ve hatayi kabul etmek, bir sonraki hatayi bertaraf edebilmekte onemli bir avantajdir.

bir durumu anlatırken, anlatımın gücünü artırmak için sıklıkla başvurulan argümantasyon. ilk bakışta dinleyeni etkilese de durup düşününce "ulan sen nereden biliyorsun dünyanın her yerini".

özellikle hocaların kopya ve yalan durumlarında sarf ettikleri söz. çözemedim daha.

egosunun üzerine çok daha kolay oturabilecek kişidir.

anlam verilmesi çok zor olan, akıl fukarası bünyedir. ulan biri orda diyor ki maymundan geldin, hayvansın diyor. diğeri ne olursan ol gel.

bunların ayrımını yapamıyorsun kötü konuşurum sana!