asla asla kesinliklen 2. nesil yazar

kapitalizmi fark edemese de doya doya yaşayan kişidir. çünkü kapitalizm bize der ki "seni, sen yapan şey görünüşündür, üstünde poster gibi taşıdığın markalardır." bu çerçevede sen kapitalizmin kullanma kılavuzu reklamlara, insanlara göre yaşamaya çabalarsın ve inanırsın saygınlığın sadece parayla alınabildiğine.

parayı verip aldığın telefon seni başka bir yere koyar. senin gibi düşünen insanların arasında saygın bir yere. masaya koyduğunda telefonunu "vaaaay iphone ha" deyip biri eline alıp kurcalamaya başladığında, telefonun özelliklerini sanki kendi özelliklerini, kendini anlatıyormuş gibi anlatırsın. hem de bunu mutlu olarak, gurur duyarak yaparsın.

tabi saygınlığı satın alabilmek herkes için pek mümkün değildir. yine o masada polifonik bile olmayan bir melodi duyulur, biri hızlıca kalkar o masadan, uzaklaşır. kimsenin onu göremeyeceği bir yere gider, konuşur ve telefonunun zilini kapatarak arka cebine koyar, geri gelir. işte bu utançtır. ve bu utançtan kurtulmanın tek yolu saygınlığı parayla satın alabilmektir sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

tek yol var, o da, o masaya hiç oturmamaktır.

kısaca anlamsızlık olarak nitelendirilebilecek davranış. ama ne yazık ki her sözlük yazarı yapar. hani kendisi yapsa bir nebze de, kopyala yapıştır yok mu hepsinden beter.

''kime göre?'' ve ''neye göre?'' gereksiz olduğu tartışılır adamdır.

zeki erkek ifadesi kadar gereksiz bir ifadedir. bütün kadınların olduklarını ifade ettikleri ama çoğunun olmadığı şeydir. arkadaş olarak vazgeçilmez olmalarına rağmen erkekler tarafından tercih edilmeleri sıkıntı yaratabilmektedir. aldatılması, kandırılması zordur.

rusların votka ile neler yapabileceğinin bir özetidir bu söz.
sağlam adam kafasıyla çıkmaz böyle bir cümle.
bak mesela ben çıkaramıyorum bir türlü.

vaizlerin büyük çoğunluğunda görülen eylem. arapça olarak ayet veya hadis okurlar sürekli, hangi dili konuştuklarını yakalayamazsınız. dil seçeneği koysalar çok güzel olacak.

ilginç bir gerçektir. ama yorumlaması zordur. çünkü bir yandan özgürlük elden gidiyor, laikliği şeriata kuma yapacaklar üstüne yargı bağımsızlığıyla güçler ayrılığı ilkesini de alacaklar denilen adamların zamanında düşüyor olması ilginçtir. nedeni, gerçekten özgürlük gelmesi olabilir. öte yandan, özgürlüklerin gitmesinden endişe eden başörtülülerin başını açması da olabilir. imkansız mı bunlar? değil!
bir de aile baskısından kurtulunca başını açanlar var. demek ki, aile baskısı nedeniyle başını kapatamayanlardan daha çokmuş aile baskısı yüzünden başını açamayanlar da diyebiliriz.
din gerçekten de elden gidiyor denebilir belki. ama kimin elinden gidiyor? dincilerin elinden gidip dindarların eline geçiyor olabilir. onlar da, katı kurallarla yorumlamıyorlar demek ki. bunu yazarken bir yandan da 'cemaatler güçleniyor, o ne ayak?' diye sordum kendime. bilmiyorum. siz göt etmeden ben edeyim dedim kendimi.
sevindirici veya üzücü bir durum değildir asla. eğer sevindiriciyse, insanların kendi kararlarını vermekte hala çekinmediklerinin işareti olması açısından sevindiricidir, başörtülü sayısı azaldı diye değil. üzücüyse de, din elden gitti diye değil, başörtüsüyle yaşamanın zor olması nedeniyle azalmış olması sonucu üzücüdür. tabi bu iki durum var mıdır, bu oranın düşmesi, bunların sonucu mudur, o bilinmez.
seçenekleri böyle sıraladım ben. başka ne olabilir ki?
ha, chp'nin endişelerini gidermek için akp'nin ya da birilerinin tabanının oyunu olabilir. başörtüsü serbest olana kadar açık dolaşmak bir tür cihattır ve caizdir diyen bir hoca konuşmuştur belki. ama bu komplodur be, yazık. bu kadarı da olmaz bence.
ya bir de şu var, kakalive milletin düşüncelerini öğrenip fişlemek için böyle bir yalan attı ve ben de the most sazan of the sözlük olarak daldım. bu da mümkün.

gülmekten yüz kaslarının ağrımasına neden olan komik, fantastik, saçma gelişmeler.

gerçekte yaşanmış bir olaydır... cd satan kişi (x) ve alıcı (y) arasında geçer..

y- abi sizde erotik film varmı?
x- porno yok erotik var.
y- tamam abi, bende öyle dedim zaten..

neremi neremi dersin
soyle bana ne yersin
kokrec var doner var
ayran da icermisin

"ankara devlet su isleri
birak kizim bu isleri"

"seni gidi karpuz kıran
hıyarı tarladan çalan
sonra da götürüp yutan
yahalarsam tıh tıh"

dedem hasta yatakta
cinselliği batakta
almış eline viagra
şimdi dimdik ayakta
*

görülen uyarı, ilan, hatta sözlük başlığı gibi yazıların o andaki ruh halimizin de etkisiyle başka şekilde okunmasıdır. örnek;

d&r'da elektronika standını erotika diye okumak. **

hami-sami dillerinden olan arapça'da bizden size, üzerinize, size karşı selam olsun anlamında kullanılır. aynı dil ailesine mensup, hatta kardeş dil olan ibranice'de karşılığı shalom aleichem'dir. **

genel kanının aksine, allah'ın selamı olarak bilinen ve karşılaşmalarda alınıp verilmesi gereken selam şekli, selamun aleyküm ve rahmetullah ve berekatühu, yani allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi size olsun, üzerinize olsundur.

her ne kadar allah'ın selamı ile selamlaşmak, bir müslüman ile her karşılaşmanızda ona allah'tan esenlik dilemek hem peygamber sünneti, hem allah indinde çok erdemli bir davranış, hem de müslüman inancını içinde taşıyan kişiler için bir samimiyet vesilesi olsa da, kısaca selam demek de sizi kafir yapmaz, dinden çıkartmaz, cehenneme sokmaz!!

-öyle uzun-uzun entry girme yeteneğim veya okuyucuyu etkileyebilecek kabiliyette entry yazamam. ne kadar uğraşsam da sonuçta hep sıçarım.
-içimde engelleyemediğim bir liderlik potansiyeli var. durmadan bir şeyleri yönetmek istiyorum. bu yüzden age of empires manyağı oldum.
-öğrencilik hayatımın uzunca bir dönemi girdiğim sınavlara ve yazılılara çalışmadım sonradan anladım ki çalışsam o kadarda zor değilmiş.
-emek verip uzun uğraşlar sonucu yazdığım entry'leri puan alana kadar "acaba kötü mü yazdım lan" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. yani rey meraklısı bir yazarım.
-etrafımdakiler çatır-çatır muhabbet edebilirken. muhabbete girdiklerinde ortamı hareketlendirebilirken. ben ortama girdiğimde göt gibi kalıyorum.
-facebook'ta hiçbir şey olmasa bile ekranı kapadıktan sonra tekrar açıp bakma ihtiyacı hissediyorum. bu bir hastalık oldu bende.
-bütün aile fertlerimin ölmünü planlıyorum. ölseler zerre kadar üzülmeyeceğimi hissediyorum.
-herkes asitsiz koladan nefret ederken ben asitsiz kolayı rahatlıkla içebiliyorum.
-vodeoların sonlarında korkunç yaratıklar çıkacak diye önce videonun sonuna bakıyorum.
-bir zamanlar ismail yk dinlemişliğim var. *
-başkalarına ayar verirken büyük zevk almaktayken. ayar verilmesinden çok pis tırsıyorum.
-bana yüz vermeyen kızları çok seksi buluyorum. hatta sevdiğim kızların hepsinin bana yüz vermedikleri için sevdim.
-sokakta yürürken başkasında dayak yemekten korkuyorum. korktuğum şey hissedeceğim acı değil. o an kimsenin yanımda olmaması.
-yakışıklıyım fakat sırf başına bir şey gelir diye hiçbir kızla çıkmıyorum. biliyorum ben kızla çıkmasam yine başına bi' şey gelebilir ama benle çıktığı süre zarfında gerçekleşirse olayın yükünü kaldıramayıp direkt intihar ederim.
-birileri online iken kimsenin başlığı siklememesinden korkuyorum.

çölde su arasam ütü bulurum, voltranı oluştursak götü olurum.

güldüren, hoşa giden başlıklardır. entry içeriği ne olursa olsun okunduğu anda tebessümden ziyade anırabilecek seviyede gülüm eylemine sebep olan başlıklardır.

bi arkadaşın facesine bakıyoruz:
gelen mesaj;
''şeftalini yalamak istiyorum''
tabi herkes utanç içinde diğer bir arkadaş da sormaz mı!
''şeftali ne?'' diye. * işte böyle iğrenç mesajlardır onlar.