alerjik bunye 2. nesil yazar

yazar kişilerin ısı kontrollerinde zırva sekmesine yazdıkları yaran iletilerdir. fokurdayan yazarlardan görülebilir.

-coco cola reklamındaki penguenler gibisin 3 kapak versem verir misin ?

küçük kız, fen bilgisi dersinde heyecanla parmak kaldırdı:
-öğretmenim ben bir şey sormak istiyorum!

-evet seni dinliyoruz?

-benim anneannemin bebeği olur mu?

öğretmen şaşırarak:

-anneanneler bebek yapmak için yaşlıdırlar.

küçük kız yine atılmış:

-peki annemin bebeği olur mu?

-annelerin bebeği olur ama, yaşları ilerledikçe bu ihtimal azalır.

küçük kız daha da heyecanlanarak:

-peki benim bebeğim olur mu?

-kızım, senin yaşın daha küçük, olur mu öyle şey!

bunun üzerine arka sıradaki, erkek çocuk bağırarak:

-bak!!! ben sana demiştim bir şey olmaz diye!!!.

okunduğunda kişinin gülmekten yerlere yuvarlanmasını sağlayan başlıklar.

adamı yerden yere vuran entryler.

bir sözlük klişesi olarak, izlenildiğinde çok başka diyarlara sürükleyen filmlerdir. eternal sunshine of the spotless mind, amelie, mutluluk, requiem for a dream, ağır roman, cuore sacro gibi filmler güzide örnekleridir.

bir sözlük klişesi olarak, okunduğunda sizi başka diyarlara sürükleyen, içine girdap misali çeken kitaplardır. küçük prens, yalnız kadınlar sokağı, şakir paşa ailesi, darağacında üç fidan, savaş ve barış gibi kitaplar örnek teşkil edebilir.

her sözlükte yeri olan klişeleşmiş başlıklar, kalıplar, sözler, geyikler, hedeler, hödöler. temeli ekşi sözlük'e dayanır. ancak son zamanlarda her sözlüğün kendi klişelerini yaratma çabaları görülmektedir. olmazsa olmazlardandır.

3 yasında çişimizi 14 yasında porno cdlerimizi 18 yasında kopyalarımızı 32 yasında metresimizi 60 yasında böreklerimizi saklarız biz erkekler.

hiç normal bir sevgili bulamadım itiraf ediyorum. hep arıza, hep arızalar...

normallik statüsüne dahil olabilecek hiç mi kimse olmaz şu hayatta.

tam normal bir tip rastgeldi derken yanımdaki salak kız ve onun salak arkadaşları fitlemişler bunu. doldurmuşlar heralde ki bir saçmalıyor, bir daha yani.

toza, ota, polene, arı sokmasına v.b. gibi aslında normal insanların hayatında çok tınlamadığı şeylere vücudun kaşıntı veya hapşırma gibi tepki vermesi durumudur.. insana lanetlenmiş hissiyatı verip inanılmaz can sıkar.. *

mesela polene alerjisi olan ben, bahar aylarını sevmem.. sevemem.. herkese çiçekler, kuşlar, ağaçlar, doğa'nın uyanışıysa bahar, bana doğa'nın işkence etmesidir.. afedersin sözlük ama ben siterim öle uyanışı yani.. çünkü doğa hazretleri uyanırken ben hapşırıyorum.. sabah hapşırarak uyanır mı bi insan ya, bunun acısını bilebilir misiniz? sadece bikere hapşırsam, hergün öle uyanmaya razıyım ama seriye bağlamak nedir ya, ben yolda yolakta arka arkaya 7 kere salya sümük hapşırmak zorunda mıyım? arkadaşlarımla muhabbet edemez oldum çünkü onlar "çok yaşa", ben "hep beraber" diyorum ve genelde bunu tekrarlıyoruz..

yine benden örnek veriyorum benim gözlerimde kaşınır, kaşındıkça şişer polenler yüzünden.. sürekli bi uyku hali vardır, günün her saati avanak avanak bakarım.. bende isterim bahar gelsin, ben kızarkadaşımla geziyim toziyim ama gözler kıpkırmızı, hapşırıyorum, ne kadar romantik olabilirim ki?

+ha.. haapşuuu!!
-çok yaşa hayatım..
+hep beraber canım.. çok harika bi yer di mi ha.. ha.. hapşuu!!
-çok yaşa canım..
+hep beraber tatl.. hapşuu!!
-geç oldu ben artık gidiyim kramer!
*
bu entryi yazarken tam 13 kere hapşırdım.. yanımda tuvalet kağıdı rulosuyla dolaşıyorum artık.. galiba gerçekten lanetlendim.. *